ÜNİVERSİTELİ GENÇLER “BEYAZ BİR SAYFA” AÇIYOR
Elimizde “Beyaz Bir Sayfa” ODTÜ öğrencilerinin arasına karıştık Ankara'lı yazar Bahri ilee.
Kitabı okurken öğrencilik günlerime bir yolculuk yapmıştım. Söyleşimizi de o
atmosferde gençlerin arasında gerçekleştirdik ve amfilerin kokusunu soluduk. Bakalım siz
de röportajımızı okuduğunuzda Üniversite havası soluyabilecek misiniz?
Fotoğraflar:Mahir Erdem
Ankaralı yazar Bahri Gördebak, yeni kitabı "Beyaz Bir Sayfa" ile bizi,
üniversite gençlerinin gelgitli hayatlarına götürüyor. "Olmayan" ve "Aynı Benzersiz Kişiler"'den sonra, yazarın üçüncü
kitabı "Beyaz Bir Sayfa" okurları ile buluştu. Akıcı üslubu ve yalın
dili ile rahat okunan bu kitapta, hayallerimizin ve dileklerimizin gelecekte
gerçekleşebileceğini görüyoruz. Acaba, hayal ettiklerimiz gerçekleştiğinde her
zaman mutlu olabiliyor muyuz? Masum gibi görünen bir yalan hayatımızı nasıl
değiştiriyor? Bu soruların cevabı, Dilek, Merve ve Burhan'ın hikayesinde.
"Beyaz Bir Sayfa" okunmaya değer bir hikaye..."
Üniversiteli
gençlerin hayatından kesitler okuyoruz romanlarınızda. Bu konuda yazmanız
onları çok iyi ve yakından tanımanızdan mı kaynaklanıyor?
Ben uzun yıllar mühendislikte
okudum. Sonra orayı yarıda bırakıp Radyo-TV-Sinema Bölümü'nden mezun oldum. Bütün
bunlar sırasında şimdiye kadarki hayatımın önemli bir kısmını üniversiteliler
arasında geçirdim.
Bir
de tabii insanın bu çağını çok etkileyici bulmamdan kaynaklanıyor bu.
Hayalleriniz var, beklentileriniz var, ama gerçekleşmeme ihtimalleri de var.
Bir yetişkinsiniz, ama sanki değil gibisiniz de. Bir yola girmişsiniz, doğru mu
yaptınız, hayatınız boyunca yapmak istediğiniz bu mu, çoğu zaman bundan bile
emin olamıyorsunuz.
Üniversite
gençlerinin bazılarında yüksek derecede hayalcilik de görüyorum ve bu benim çok
hoşuma gidiyor.
YAZDIKLARIM BENDEN
DAHA ÖNEMLİ
Kitabınızı
elime aldığımda daha önceki kitaplarınız ve sizin ile ilgili bir açıklama
göremedim. Gizemli bir yanınız var sanki. Özgeçmişiniz özellikle mi kitabın
tanıtımında yer almıyor?
Kendimden bahsetmekten çok
hoşlanmıyorum. Yani hoşlanıyorum tabii, ama bunu hikayelerimde yapmayı
seviyorum. Yalanla karışık bir şekilde yani. Ben önemli değilim diye
düşünüyorum. Yazdıklarım benden daha önemli sanki.
Bu kitapta, öğrenci evini paylaşan Dilek ve Merve’nin hikâyesini okurken, 2013 ve 2010 yılları arasında bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz. Üniversitede hedeflerimiz ve hayallerimizin gelecekteki hayatımızı nasıl yönlendirdiğini açıkça gözler önüne sermişsiniz. Hangi hedef ve hayalleriniz sizi kitap yazmaya yönlendirdi?
Bu kitapta, öğrenci evini paylaşan Dilek ve Merve’nin hikâyesini okurken, 2013 ve 2010 yılları arasında bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz. Üniversitede hedeflerimiz ve hayallerimizin gelecekteki hayatımızı nasıl yönlendirdiğini açıkça gözler önüne sermişsiniz. Hangi hedef ve hayalleriniz sizi kitap yazmaya yönlendirdi?
Hedefleriniz ve hayalleriniz
hayatınızı şekillendiriyor elbette. Benim hayalim zevkle okunan kitaplar
yazmaktı. Bunu başarabildim mi, bilmiyorum. Bunun dışında çok fazla hayalim yok
bu konuda. Para ya da şöhret için yazmıyorum. Birkaç kişiye ulaşsam bile yeter
bana.
Bunu da başardığımı sanıyorum.
Birkaç kez, yazdıklarımı okuduktan sonra benimle tanışmak isteyen gençler oldu.
Hepsine teşekkür ediyorum. Biraz da olsa hedefime yaklaştığımı gösteriyor bu.
2010’da
öğrenciyken Dilek; “bir kanepemiz olsun. Bir kedimiz olsun. Simsiyah bir kedi.
Adını da… Neyse, bir isim buluruz. Sen, ben evimiz, kanepemiz,
kedimiz…”Televizyon izlemek. Evde havluyla dolaşabilmek mesela. İş falan
istemiyorum ben. Pijamamla oturup televizyon izlerim ben. Sen akşam işten
gelirsin, çok istiyorsan.” Tüm bu hayalleri üç yıl sonra gerçekleşip
gerçekleşmediğini kitapta okuyoruz. O yaşlara dönüp baktığınızda sizi çok mutlu
edeceğini düşündüğünüz hayaller nelerdi?
Dilek iyi bir öğrenci, ama benim için uzun öğrencilik yıllarından sonra mezun olmak çok önemli bir hayaldi. Oldum elbette. Roman yazmak istiyordum, yazdım. Bunların dışında da çok fazla hayalime ulaştım. Burada soru şu: Mutlu oldum mu?
Dilek iyi bir öğrenci, ama benim için uzun öğrencilik yıllarından sonra mezun olmak çok önemli bir hayaldi. Oldum elbette. Roman yazmak istiyordum, yazdım. Bunların dışında da çok fazla hayalime ulaştım. Burada soru şu: Mutlu oldum mu?
Benim buradaki tezim şu: Böyle
durumlarda mutlu olmak için geçmişi hatırlamak yeterli. Şu an içinde
bulunduğunuz durumda olmayı çok istediğiniz zamanlar oldu belki. Onları
hatırlayın. Büyümek isteriz, büyürüz, şikayet ederiz. Para kazanmak isteriz,
para kazanırız, şikayet ederiz.
Doğru
dileklerde bulunmak ne kadar önemli sizce? Hayatımızı ne kadar etkiliyor?
Ne dilediğimize dikkat etmemiz gerekiyor Yapabileceğiniz bir şeyi dilediğinizde, onu gerçekleştirmek için bir yola da giriyorsunuz. Bilinçaltınız istediğiniz şeyi yapacak doğrultuda yönlendiriyor sizi.
Ne dilediğimize dikkat etmemiz gerekiyor Yapabileceğiniz bir şeyi dilediğinizde, onu gerçekleştirmek için bir yola da giriyorsunuz. Bilinçaltınız istediğiniz şeyi yapacak doğrultuda yönlendiriyor sizi.
Aşk,
dürüstlük olmayınca bitiyor mu yoksa herkese göre bu değişiyor mu?
Aslında belki dürüstlük olmayınca değil de, dürüstlüğün olmadığı anlaşılınca bitiyor.
Aslında belki dürüstlük olmayınca değil de, dürüstlüğün olmadığı anlaşılınca bitiyor.
YALANLA
BİR GELECEK KURABİLİR MİSİNİZ?
“Beni
sevsin diye bir sürü yalan söyledim, o ise beni yalan söylediğim için sevmiyor.
Sence ironik değil mi?” Bu etkileyici cümleden ders çıkarılması gerek diye
düşünüyorum. Yalanın çözüm değil sorun getirdiğini güzel anlatıyor. Yalanla bir gelecek inşa
edilebilir mi sizce?
Edilebilir belki. Ne kadar iyi bir yalancı
olduğunuza ve yalanınızın ortaya çıkmaması için ne kadar ileri gidebileceğinize
bağlı. Yalan üzerine kuracağınız bir geleceği gerçekten istiyor musunuz? Yoksa
asıl istediğiniz yalana ihtiyaç olmadan kurulan bir gelecek de, henüz
bulamadınız mı?
Bu
hikaye ile gençlere vermek istediğiniz mesaj Üniversite bitince kendilerini
görmek istedikleri yeri kurgularken veya dilerken iyi tartıp biçmeli diye
düşünüyorum. Türkiye’de pek de hayalleri gerçekleşemiyor gençlerin değil mi?
Siz ne söylemek istersiniz bu konuda?
Hayallerinize bağlı doğrusu. Bir arkadaşım
İnşaat Mühendisliği'nde okurken, mezun olduktan birkaç yıl sonra üstü açık spor
bir arabada güzel bir kızla gezeceğini sanıyordu. Gerçekleşebilirdi belki, ama
gerçekten çok mucizevi bir durum olurdu bu.
6 Yorumlar
Cok guzel olmus kalemine emegine saglik canim
YanıtlaSilOkumak isterdim bu kitabı sağol Maviannem :)
YanıtlaSilKitap çok iyi bir zamanlama ile geldi bence. Tam da üniversite gençliği, öğrenci evleri gibi konularla gündemdeyken. Henüz almadım, aylık kitap sipariş listeme koydum. ''OLMAYAN'' bu evin ilk hediyesiydi, postacıyı bizim eve ilk getirendi hatta eşyalarımızla aynı anda girmişti eve:))
YanıtlaSilResimler ,atmosfer kitaba çok yakışmış.
Bahri Bey çok üretken bir yazar,kutluyorum onu...
aaaaa hemen okurum ben bunu. odtülüler ha. röpörtac da iyiymiş he. :)
YanıtlaSilAa mavi annemiz siz röportaj yapıyor muydunuz? Ne hoş :)
YanıtlaSilTamamını okumadım ama okuyacağım
Canım büyük bir keyifle okudum bu yazını da. Beyaz Bir Sayfa' yı bir an önce okumak isterim. Bahri Bey'i tebrik ederim. Darısı başıma artık :))
YanıtlaSilSevgiler canım...