Elimden düşürmeden okuduğum , satırların altını çizdiğim, not aldığım bir roman oldu Azra Kohen'in Gör Beni romanı.
İki Devrin Hikayesi  ‘Gör Beni’, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarını anlatıyor, şahane bir kurgusu var ve bugüne kadar belki de hiç merak etmediğimiz, öğrendikçe şaşırdığımız olaylar, bilgiler bizim de araştırmamız için alt bilgide kaynak ismi verilerek belgelendirilmiş. Osmanlı'nın son döneminde Sarayda yetişmiş, Sadrazam oğlu olan Selim ve Kurtuluş Savaşı’nda Ege'de babasını ve abisini kaybetmiş Atatürkçü, savaşçı, azimli, şifacı Ülkü'nün aşkı çevresinde şekillenen bir hikaye okuyoruz. Bir tarafta öğretmenleri Fred'in ilginç bilgileriyle öğrenme aşkı ile hayatları kesişen Orhan ve İlmiye'nin hikayeleri. Osmanlı'yı Türkleri birbirine düşürmeye çalışan dış güçler, İnsanlık tarihi, din tarihi ile bildiğimiz, öğrendiğimiz tarihin doğru bilinen yanlışları yüzümüze tokat gibi çarpıyor. 
- Geldiği yeri bilmeyen gittiği yeri de bilemez ve bilinmezlik içinde kaybolmuş biri, insan olamaz. (Gör Beni :Syf.22)
- Isssızlığımızda hissettiğimiz konfor kadar gerçek değil miydik kendimize? (Gör Beni:syf.31)
- Bilgi herkese yayılmadan bilmenin yarattığı basınç öylesine büyüktü ki bunu ancak gerçekten bilenler anlayabilirdi, hayat işte o zaman cehennemdi. Bilmeyenlerin arasında bilen olmak en büyük lanetti. Dinlemeyenlerin arasında duyan olmak felaketti. (Gör Beni:Syf.33)
- İnsanı anlamak için insanlığı anlamak lazım, insanlığı anlamak için dini anlamak lazım, dini anlamak için tüm dinleri anlamak lazım ve tüm dinleri anlamak için anlamaya en baştan başlamak lazım. (Gör Beni: syf.40)
- Çünkü merakları ortak olan varlıklar bir gün birbirlerini mutlaka bulurlar. (Gör Beni: syf.41)
- Birbirlerimize bulaştırdığımız düşünceler, fikirler, duygular olmadan nasıl tanışıklık olsundu...Gerçek tanışma, fikrin hissini karşındakine bulaştırmak değil miydi? (Gör Beni: syf.41)
- .....çünkü uçlar birleşmeden hayatın döngüsü başlayamazdı. (Gör Beni:syf.42)
- "Huzur işte böyle bir şey" diye düşündü, en rahatsız edici şeyleri bile sonunda süsleyen yüce bir etkiydi. (Gör Beni: syf.43)
- İnsanın kavgası kiminle olursa olsun, derdi kendiyle değil miydi? .......Yaşadığı bu duyguların ne anlama geldiğini anlamak için teslim olup sorgulamayı seçti, gerçek bir Müslüman gibi. (Gör Beni:syf.51)
-  Olmak istediği kişiyi bilen biri daima özünü hatırlardı. (Gör Beni:syf.52)
- .....ancak kendini koruduğun kadar var olabilirsin diye kükrüyordu zihni. (Gör Beni:syf.54)
- Ruhun vatanı değil miydi beden? (Gör Beni:syf.57)
- Devrim yenilenmedir, süregelen yanlışlıkları düzeltme çabasıdır. Bir adım daha insan olma umududur. (Gör Beni:syf. 64)
- ....bir çocuğun ilk öğrenmesi gereken şey düşünmek ve düşündüğünü söyleyebilmektir. Düşündüklerini söylemeye alışık olmayınca düşünmeyi de unutuyor insan. ...... zaten emin olanlar en çok yanılanlar değil miydi? (Gör Beni: syf.65)
-  .....huzursuz zamanlarda boşlukları kelimelerle doldurmak iyi niyetin acizliğiydi. (Gör Beni: syf.66)
- Merakla gidiliyordu varılması gereken her yere. İşte bu yüzden neyi merak ettiğimiz karakterimizin temeliydi. (Gör Benbi: sfy. 72)
- İnce ifadelerin derinliklerini görmek her zaman kadınların işiydi. (Gör Beni:syf.75)
- İslam naraları atmak Müslümanlığın kanıtı değildir, çünkü anlayıştır İslam. O gereksiz kavgacı naralar İslam'ı gerçekten yaşamayanlarca atılır. İslam'ın savunulmaya ihtiyacı yoktur, şirk koşmaktır bu! İslam'ı yaşarsın, etrafındaki herkese örnek olacak bir zarafet ve kudrette yaşarsın, gerisi teferruattır. Ve İslam'ı yaşayabilmek için önce insan olmak gerektiğini anlamak lazım oğlum.  (Gör Beni:syf.76) 
  - Sen, insan olmayı başarabilmek için doğduğunu anlamadıysan, hangi dine inandığının hiçbir anlamı yok. Çünkü din gidilen bir yoldur, varılan yer değil........ İnsan olmak, asıl önemli olanın ne olduğunu anlamakla başlar ve asla unutmamakla şekillenir. (Gör Beni: syf.76)
- İlk defa yazı yazanlar da Sümerlerdir! .......Ancak 22 bin kil tablet tarihle ilgili emin olduğumuzu sandığımız birçok şeyi değiştirebilirdi ama hala değiştirmedi, çünkü insanlık öylesine bir yoğunlukta kendisine yalan söylemiş ve yalanların üzerine bugünkü medeniyetini kurmuş durumda ki genelleştirilmiş bu tarih bilgisini tamamen yıkabilecek bu tabletlerin anlattığı şeylerden korktular! (Gör Beni:syf.86)
- Daha büyük planları saklamanın tek yolu nedenleri saklamaktır. (Gör Beni:syf.92)
- Şeklin ötesini göremeyenler en önemli anlamlara kördüler!...... Kendi celladına hayran bir milletten ne beklenirdi ki.....  (Gör Beni:syf.94)
- Tarihleri unutturularak köksüzleştirilen kültürler değersizlik hissi ile birliklerini kaybediyorlar, insanlıklarını unutuyorlardı.......Kendi kendine sürekli yalan söyleyen bir uygarlığın, geçmişini artık bilmiyor olması nekadar da doğaldı. Yalan üstüne yalan koyan biri gerçeği hatırlayamazdı. O kadar çok yalan vardı ki tarihte artık doğru kayıptı. (Gör Beni: syf. 97)
- Aslında aynı soydan geldiklerimizle değil, aynı soruları sorduğumuz insanlarla birdik. (Gör Beni: syf.98)
- ...Fark edince ışık olursun demişti kadının biri. ......Anlamak için, konuşmak değil, sadece düşünmek ve bilgi toplamak gerek. (Gör Beni:syf.101)
-..... kendi fikirlerini üretenlerin çoğunlukta olduğu bir ülke asla yenilmezdi! .....Karşı karşıya olmak için toplum mimarları tarafından dizayn edilmiş iki kişi yan yana aynı soruları sormaya başladığında devrim mutlaka gelirdi. (Gör Beni:syf.102)
- Hayatın tezatları, bizler anlamasak da aslında daima anlamlıydı. (Gör Beni:syf.103)
- Gerçekliğin önünde küçücük bir zerreydi insan.....Fark edince ışık olursun. (Gör Beni: syf.104)
-.....üzgündü, çünkü bazı sorulara insanlık hala hazır değildi.  (Gör Beni: syf.105)
- Bilgi işte böyle bir şeydi, anlamsız detaylara bile anlam verip bir anda zihni canlandırabilirdi. (Gör Beni: syf.106)
-Sevgide buluşabilenler konuşmadan anlaşabilirdi.  (Gör Beni:syf.109)
- Bizleri hayrete düşürecek şeyler sunmazsak, yaşamayı unuturuz.......merakı kurumuş biri çöle düşer. Düşünceler ağaçlar gibidir, meraksız büyüyemezler.   (Gör Beni:syf.123)
- .....zenginlerin içinde fakir olmak sanki bir hakaretti, çünkü saygı en büyük eksiklikti ve burada zengin değilsen asla verilmezdi. (Gör Beni:syf.129)
-Etkisi gerçek olan biri hayatımıza girdiğinde tüm duygularda bir devrim gerçekleşirdi. Aşk en büyük duygu devrimi değil miydi? (Gör Beni:syf.135)
- Fikirler ne kadar zıt olursa olsun, karşımızdakini yargılarken vicdanımızdaki adalet değil miydi insanlığımızın rahmi? (Gör Beni:syf.139)
- Güçlü olmak öğrenilen bir çabaydı. (Gör Beni:syf.148)
- ......kestirmeden giderek hakikate ulaşmak asla mümkün değildi. (Gör Beni:syf.149)
- ......öğrenmek Müslümanlığın ana şartıydı. Müslüman öğrendiğinden değil öğrenmediğinden korkmalıydı. (Gör Beni:syf.153)
- Tarihte birçok şeyin hayal ettiğimizden çok farklı olduğunu ve kitaplarda açık bir şekilde yazılsa da okumayanlara, araştırmayanlara nasıl da farklı anlatıldığını görüyor musunuz? (Gör Beni:syf.168)
- Öğrenmek için en gerekli şey sabırdır. (Gör Beni:syf.169)
- Söylenmiş yalanlara hayretin olmadığı yerde adalet biterdi o yerler hep cehennemdi. (İsa'nın fotoğrafının gerçek hikayesi anlatılıyor bu sayfalarda, çok şaşırtıcı) (Gör Beni:syf.170)
- İnsan, nasıl da öğrenmek için dizayn edilmişti ama gerçek bilgiyi, kendi geçmişini, geldiği yeri, yaptığı hataları öğrenmekti insanın asıl becerisi, kendisine binlerce yıl hayat diye yutturulmuş yalanlara ilgisini kaybetmesi pek normaldi. (Gör Beni:syf.171)
- Gerçeği bilemezsiniz, çünkü neyi bilip bilmeyeceğinize gerçekler değil birileri karar veriyor.  (Gör Beni:syf.173)
- Sorgulamak insanlaşmanın, insanlaşmak uyanmanın şartıydı ve sorgulayan biri, bir gün mutlaka ayağa kalkardı. (Gör Beni:syf.175)
- ....okudukça, araştırdıkça, öğrendikçe hayat sanki sizinle konuşmaya başlayacak ve hiçbir şey artık sıradan olmayacak. Anlamak cennet kapılarının anahtarıdır, çünkü ancak anlayınca insanlaşır ve ancak insanlaştıkça cenneti dünyada var edebilecek yüce çabaya geçebilirsiniz. Tüm öğretiler bizlerin insana dönüşmesi içindir. (Gör Beni:syf.197)
- ... tarih doğru sanılan yanlışlarla doludur. (Gör Beni:syf.200)
- Soruların sorulmadığı, soru soranların şeytan sayıldığı bir gelenek nasıl İslam'ı yansıtsın? (Gör Beni:syf.208)
- ..... bulaştıracak fazla sevgisi olanlar karşılarındakinin korkaklığını umursamazlar........sevgi kesinlikle bulaşıcıydı.  (Gör Beni:syf.218)
- Karaciğerlerin enzimleri salgılaması gibi, beyin de bilinç salgılar demişti yüzlerce yıl önce Hegel diye biri... (Gör Beni:syf.223)
- Yaşadığımız, yaşamayı seçtiğimiz her şey Bizdik. Seçimlerimizdik Biz. (Gör Beni:syf.229)
- Kendimizden başka bir canın iyiliği için hayata yalvardığımızda doğuyordu insanlığımız.  (Gör Beni:syf.235)
- Merhametti merhametsizliğin tek ilacı. .......Sana ne kadar değersiz olduğunu hissettirenlerle dolu bir hayat, lanetlenmişlikti. (Gör Beni:syf.240)
- Bir şeylere çare olabilmek gerçek güç değil miydi? (Gör Beni:syf.241)
- Kadının görev almadığı bir toplum köleliğe hizmetteydi. (Gör Beni:syf.257)
- .....kadın olmak başlı başına bir ihtilaldi. (Gör Beni:syf.261)
- Denge etrafımızda olan her şeye rağmen olmamız gereken kişiyi unutmamak değil miydi?....karşındakinin yorumladığı gibiydi onun zihnindeki izin. (Gör Beni:syf.263)
- Kibri yenmenin en kestirme yolu umursamamaktı.(Gör Beni:syf.267)
- Nerede nasıl bedenlenmiş olursa olsun cana saygı duymak Allah'a saygı duymak değil miydi?(Gör Beni:syf.310)
- İnsan, sevgi hissedebildiği kadar insandı, yoksa en tehlikeli hayvandı. Yaşayan her cana karşı sevgi üretmek Yaradan'ın insana en kutsal emanetiydi, bu emanetten habersiz olmak insanlıktan bihaber olmak değil miydi? (Gör Beni:syf.316)
- Kardeşlerimiz değil miydi en büyük şahitlerimiz? ....... Paylaşılan duyguların hafifliği medeniyetlerin de tetikleyicisiydi. Paylaşım bittiğinde insanlık biterdi. (Gör Beni:syf.317)
- Dinlenmemek aşağılanmanın doruğuydu! (Gör Beni:syf.349)
- Evrenin bir parçası olduğumuzu, var olan her şeyle bağlantımız olduğunu bilmiyordu, hayatı kader sanıyordu, oysa hayat daima zıtlıkları birbirine bağlıyordu. Kaderimiz seçimlerimizden oluşuyordu. (Gör Beni:syf.383)
- Yanlarında saçmalasak da gerçeğimizi her daim görebilenler değil miydi gerçek dostlarımız? (Gör Beni:syf.389)
- İzler değil miydi hayatın bizi süslemesi? (Gör Beni:syf.390)
- Bizi kendimizle en çok yüzleştirenler değil miydi en çok hırpaladıklarımız? (Gör Beni:syf.391)
- En çok değer verdiklerini eleştireceksin ki yabancılaşmasın.(Gör Beni:syf.438)
- Ve mutlak yalnızlık yeniden doğumun tek şartıydı. (Gör Beni:syf.439)
- Bazı insanlar gittikleri yere sanki hayatı götürmekle görevlendirilmişlerdi, o hayatın merkezi olmaksa sadece kadınlara özeldi. (Gör Beni:syf.442)
- .........bazı kadınlar parlayan her şeyi karalayarak kendi karanlıklarını kamufle etmenin yoluna sapmışlardı, daima kıskanç ve sapkınlardı. (Gör Beni:syf.443)
- Kendini seçmiş ve sonrasında kendini bilmiş bir kadının, kimse tarafından sahip olunamayacağını öğrenmesinin zamanı gelmişti. (Gör Beni:syf.445)
-.......tapınıldığında sanki şeytana dönüşüyordu insan, insanlığını unutuyordu ve insanlığını unutmuş bir insandan daha tehlikeli bir şey yoktu. (Gör Beni:syf.447)
- ..... birinin sağlığına iyi gelmek hediyelerin en büyüğü değil miydi? (Gör Beni:syf.448)
- Sadece iki uç vardı, kıskanıp lanetleyenler, örnek alıp yüceltenler. Yüceltebilmek için, kalbinde yücelik olması şarttı. (Gör Beni:syf.455)
- Çünkü duyguların zenginliği değil miydi adamlık? (Gör Beni:syf.458)
- Karakterin sağlamlığı değer bilmekten gelmez miydi? (Gör Beni:syf.462)
- ......toplumları doğuran kadınlara aciz bırakacak güce saldırmalarına göz yummak, insanlığa işlenmiş en büyük günahtı.(Gör Beni:syf.478)
- Gerçek bir kadın, iradesiyle, anlayışıyla, duygularıyla, anneliğiyle bu gezegendeki en gelişmiş organizmaydı! Çünkü insanlığın rahmiydi kadın! Var olduğu ve doğduğu yerdi.(Gör Beni:syf.484)
- Kalbini duymayan, kalbinin bir sesi olduğunu bile bilmeyen milyonlarcasının arasında kalple konuşabilmek ne büyük bir ayrıcalıktı. Kendini bilmek kalbini duyabilmekle başlardı.  (Gör Beni:syf.503)
- ...... hayatımızın kördüğümleri değil miydi yüreğimizin yarası. (Gör Beni:syf.513)
- Zaman her şeyin çaresidir derler ya aslında zaman değildir çare, o zaman içinde acılarımızı yenmek için harcadığımız çabadır.(Gör Beni:syf.520)
- Kadınlardan kopardıkları parçalarla kendilerini erkek ilan etmiş eksik erkeklerle doluydu dünya. (Gör Beni:syf.534) 
- .....Çünkü aşktı Yaradan ve etrafımızda gördüğümüz her şey onun yansımasıydı. O yansımadaki özü görmek aşkta buluşabilmekti. (Gör Beni:syf.536)
- Şifaydı mutluluk, nail olmak için şifacı olmak, hayatı kucaklamak, yargılamadan sana getirdiği fırsatları anlayabilmek, yaşamın hiçbir halini dışlamamak lazımdı. (Gör Beni:syf.539)
- Dualarımız değil miydi kalbimizin tamamen açıldığı yer ve an?
......hayat daima bir seçimdi. Konfor alanının içinde her nefeste ölenlerden mi, hayatın içinde  tamamlanmak için gösterdiğin çabada her nefeste doğanlardan mı olacaktın? Hayat işte bunun seçimiydi.  (Gör Beni:syf.549)
- İnsan hissedendi. Cennetin ihtimali vardı o insanlıkta, yeni doğan bebeklerin gülüşleri, aşıkların gözleri, müziğin nameleri, birlikte söylenen şarkıların sözleri....evrende var olan her güneşin ışığı sanki toplanmıştı insanlığımızda.(Gör Beni:syf.550)
- Kadınlar hayata katılınca yaşam tohumlanır, kurak araziler ormana, kültürler mirasa dönüşürdü. (Gör Beni:syf.558)
- Yaralarımızı sessizce görenler, sabırla paylaşmamızı bekleyecek kadar incinmemizden sakınanlar değil miydi gerçek sevenlerimiz? Sevgi sabırdı, inançtı, hissetmekti, anlamaktı. (Gör Beni:syf.563)
- Önyargılarından sıyrılamayanlar hep kayıptılar. (Gör Beni:syf.576)

15 Yorumlar

  1. keyifli bir okuma oldu benim için... paylaşıma teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. hiç okumadığım bi yazar saol yaa aklımda olsuun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sen sağol
      diğer kitaplarını da sevdim ben
      Aiden'i de öneririm

      Sil
  3. Sümerlerle ilgili gerçekleri Muazzez İlmiye Çığ hoca araştırdı yazdı kitabında. Ondan sonra dine bakışım da farklılaştı. Araştırmak öğrenmek çok önemli. Bu kitabı alıp okuyacağım. Teşekkürler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle ne çok şey bilmediğimizi anlıyor insan okudukça

      Sil
  4. Azra Kohen'in eselerinş okuyan, yorumlayan, irdeleyen ve paylaşan bireylerle daha yakın hissediyorum kendimi. Direkt alıntı yaptığınız satılarların hepsi çok kıymetli. Kohen'i hem saygıyla izliyor, çabasına hayranlık duyuyorum. Bireysel olarak tanıştığım içinde şanslı hissediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de onunla röportaj yapmayı çok isterim açıkçası

      Sil
  5. Azra Kohen, kendine has bir yazısı ve dünyası olan bir yazar. İki ucu nasıl anlatmış gerçekten merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  6. bu kitabını bende okumak istiyorum yazarın....

    YanıtlaSil
  7. listemde olan bir kitap yorumun daha da merak uyandırdı....

    YanıtlaSil
  8. Yazarın Fi serisi var ama henüz okuyamadım. Bu kitabı sanırım roman değil.

    YanıtlaSil