BANU İLE "DUT AĞACI" ÜZERİNE SÖYLEŞİ
Banu
Özkan Tozluyurt’un ilk kurgu romanı Dut Ağacı 24 Martta kitapçılarda boy
göstermeye başladı. Onun yazdıklarını 2005’ten beri Banu’nun Dünyası bloğundan
okuyorum. İmza Kızın, İmza Karın ve İmza Ben kitap üçlemesi sayesinde
kendisiyle tanışmıştım. Yıllar içerisinde üretimi hep sürdü, “Kadının Adı Var”
gösterisi, “İki Kadın Anadolu’da projesi dahil, ben de onu takip etmeye devam
ettim. Banu’nun yeni kitabını büyük bir
heyecanla elime aldım ve merak içerisinde bir nefeste okudum. Eminim
sizler de bu samimi yalın, su gibi akan “Banu’nun Dut Ağacı”nı çok seveceksiniz. web sitesi de var kitabın banunundutagaci na göz atmak isterseniz bir tık lütfen...
Dut Ağacı’nın bir
nevi doğumu olan 24 Marttan bu yana neler değişti hayatında Banu?
Aslında çok fazla şey değişmedi. Biliyorsun zaten çok hareketli,
sürekli proje peşinde koşan bir insanım, sadece koşmalarım biraz daha hızlandı.
Bir de kitabımı alan, okuyan kişiler Dut Ağacı ile fotoğraf çekip yolluyorlar.
Sürekli güzel mesajlar alıyorum bu sayede. Sosyalliğim biraz daha arttı
diyebilirim.
DAHA GÜÇLÜ KIZ
ÇOCUKLARI YETİŞTİRMELİYİZ
İclal Aydın’ın
kitabı okurken yaptığı instagram paylaşımında; “Kapağını,
dilini, hikayesini çok sevdim, çok beğendim. Banu'yu,
"kadın kollayan" kalbini, çalışkanlığını, zarafetini, arkadaşlığını
da çok ama çok severim” diyor. Ben de biliyorum kadınlar için yaptıklarını. Kitabı “tüm kız çocuklarına” adamanın hikayesini senden
dinleyebilir miyiz?
Evet sevgili İclal Aydın çok değerli bir yorum yaptı. Ben bu ülkede
kız çocuklarının hayata 0-1 geride başladığını düşünüyorum. Maalesef mücadele
edecekleri çok fazla konu ile geliyorlar hayata. Daha doğdukları anda “niye
erkek değil” diye başlayan sorular sonraları kız kısmı okumaz, bir an önce
everelim, kadın kısmı çalışmaz, ne işin var elinin hamuruyla erkek işinde ile
devam ediyor. Hatta Nihan’ın hikayesinde olduğu gibi anneler de bu çarkın
içinde oluyor. İşte benim bu hayattaki misyonum, kadın olarak artık daha çok
sesimizi çıkarmamız için daha güçlü kız çocukları yetiştirmek. Bu yüzden de
kitabımı tüm kız çocuklarına ithaf ettim.
TÜYAP İzmir Kitap Fuarı 22-23 Nisan 2017
DUT AĞACI
KİTAPTAKİ AİLEYİ SİMGELİYOR
“Nihan’ın
çocukluğuna ve genç kızlığına dair hatırladığı en güzel anılarının başlıca mekânı
bu dut bahçesi.” Dut ağacı kara, beyaz, pembe meyvelendiğinde insanlar da bahçe
gibi renklenip neşeleniyor. Sami Beyin Ailesinin yaşadığı bahçedeki “Dut Ağacı”nın
romanın adı olmasına nasıl karar verdin?
Hem kitapta bahsi geçen ailenin evinin dut ağaçları altında olması,
hem benim çocukluğuma dair en güzel anılarımın dut ağacı tepesinde geçmesinin
bu kararda büyük rolü var. Ayrıca Dut ağacı kitaptaki aileyi simgeliyor. Her
bir dalı da ailedeki karakterler.
Kitapta,
Sami Bey'in, Cemile Hanım'ın ve çocuklarının, Kamer, Seval ve özellikle
Nihan'ın yaşamını okuyoruz apayrı kişiliklerini, mutluluklarını, hayal
kırıklıklarını görüyoruz. Her birinin hayatının ilgi çekici bir hikayesi var.
Okurlarında, devam kitabı yazılacak beklentisi var, bu konuda söylemek
istediklerin var mı?
Kitabı okuyanlardan aldığım en fazla yorum bu;
kitabın devamı gelsin. Aslında her bir karakter başlı başına bir kitap konusu
fakat ben henüz devamı için bir karar veremedim. Bakalım ilham gelir belki de…
Biz
okurlar olarak kitabın içine öyle bir girdik ki, bazen Sami Bey'i eleştirdik, atölyesine
kapanıp aileyi ihmal etmesine kızdık. Bazen de Cemile Hanım’ın kendini sadece
ibadete adayıp ailesini ve çocuklarını ihmal etmesine kızdık. Kitabı yazarken karakterlerin
kişilikleri kendiliğinden mi oluştu, nasıl bir hazırlık safhası geçirdin?
Yaklaşık iki yıldır bir gözlem merakı oluştu
bende. Bir restoranda otururken, toplu taşıma kullanırken, bir arkadaşımla
kafede sohbet ederken hep çevremi gözlüyorum. Oradaki kadın, erkek, çift, anne
kız, sevgili artık kimi gözüme kestirirsem onları gözleyip notlar alıyorum.
Kitabın karakterlerinde bunları kullandım fakat bazı karakterler yazarken
kendiliğinden ortaya çıkıverdi.
İNSTAGRAMDA
LALE İÇİN AÇTIĞIMI BİR HASHTAG VAR #birlalecelepogluonerisi
Kitabın
arka kapak yazısını yazan Lale Çelepoğlu benim de çok özel ve değer verdiğim bir
dostum. On yıl önce “Lale’nin Bahçesi” bloğundaki yazılarıyla başlayıp bu güne
kadar süren bir arkadaşlığımız var. Dut Ağacı yazılırken
adım adım her safhasına şahit olmuş, sayfaları okumuş, sana desteğini hiç
esirgememiş. Bizimle paylaşmak ister misin Lale ile
yollarınızın kesişme hikayesini?
Lale benim hayatımda çok önemli olan insanların
başında geliyor. Bendeki okuma aşkını coşturan, yeni yazarlar tanımamı
sağlayan, çok satan kitaplardan adını ilk defa duyduğum kitaplara geçmemi
sağlayan, film izleme alışkanlığı kazandıran adeta bir koç. İmza Kızın kitabı
ile tanıştık Lale ile ve beş yıldır da sürekli iletişim halindeyiz. Hatta
instagramda Lale için açtığımı bir hashtag var #birlalecelepogluonerisi.
Dut Ağacı’nın her bir sayfasını yazıp Lale’ye
yolladım, ondan geri bildirimler aldım. Motivasyonum düştüğü zaman kalkıp
koşmaya devam ettiysem Lale’nin payı büyüktür.
“Bu da
bitti önümüzdekine bakalım” diyen sürekli üreten bir kadınsın. Ajandana
kaydettiğin yeni projelerinden bahsetmek ister misin?
Yaz dönemini dinlenerek geçirmek istiyorum. Zaten
biliyorsun Kadının Adı Var, İki Kadın Anadolu’da ve Altı Çizili Satırlar devam
ediyor. Onlardan kalan zamanlarda bol bol kitap okuyup, ailemle vakit geçirmeyi
planlıyorum. Yeni projeler eylülde gelecek, sürpriz olsun.
Diyalog Kahve:Dut Ağacı'nın ilk söyleşisi
2 Yorumlar
Şu an okuyorum çok da keyifli gidiyor. Sanırım ben de devam kitabı bekleyenlerden olacağım.
YanıtlaSilOkuru bol olsun.
Sevgiler. ❤❤
Bende senin sayende tanımıştım Banu'yu ve Kadının Adı Var ekibini.Çok güzel niyetlerle yola çıkmış 3 harika kadın . Kitabını almadım henüz ama en kisa zamanda okunacaklar listemde.
YanıtlaSil