tag:blogger.com,1999:blog-34449269703936451992024-03-18T10:22:57.343+03:00Mavianne - Pozitif Yasam Blogu, Hayatın icinden notlar2006'dan beri blog yaziyorum. Turkiye'nin ilk blog yazarlarindan oldugum icin mutluyum. Hosgeldiniz Mavianne'nin DunyasinaMAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.comBlogger1898125tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-51459967063554045172024-03-16T08:00:00.004+03:002024-03-16T13:33:07.024+03:00NİYETLİYİM<p></p><p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: inherit;"></span></o:p></span></b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: inherit;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZ99rmScVMLJnZCR0hTeXd_sIBNqJ34A5-_cywH8MGWVUfgJtKpv2QBX7nqzJarP-V_QF10zwObYIRrKA7IweSWuxrP8h2oRah-oI3COHhTLk3dVTFzrYqmvGhidJNAHjyiIAUyh_S-z8dk_GzphyAZiR2RH932n7UF3iw7a_y42u7VYlENszDVult9Po/s3096/IMG_20140524_184351.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3096" data-original-width="3096" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZ99rmScVMLJnZCR0hTeXd_sIBNqJ34A5-_cywH8MGWVUfgJtKpv2QBX7nqzJarP-V_QF10zwObYIRrKA7IweSWuxrP8h2oRah-oI3COHhTLk3dVTFzrYqmvGhidJNAHjyiIAUyh_S-z8dk_GzphyAZiR2RH932n7UF3iw7a_y42u7VYlENszDVult9Po/s320/IMG_20140524_184351.jpg" width="320" /></a></span></b></div><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: inherit;"><br /><div style="text-align: right;"><b><span><o:p><span style="font-family: inherit;"> <i>24 Mayıs 2014/TRAFOK Sergideki fotoğrafımla</i></span></o:p></span></b></div></span></b><p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span>Ramazan
ayının beş gününü geride bıraktık. Büyüklerimiz “sayılı gün çabuk geçer” derler
bilirsiniz. Çevrenize bir bakın herkes aynı sözü tekrarlayıp duruyor “Ahh! Eski
Ramazanlar”. Aslında özlenen, eski Ramazanların gençlik veya çocukluktan damağımızda
kalan tadı mıdır? İnsanoğlu şu andaki durumundan pek de memnun olmayan bir
tabiatta. Hep bir arayış ve özlem içerisinde. Ya gelecek için endişeleniyoruz,
ya da geçmişe dair pişmanlıklarımız, özlemlerimiz oluyor.</span><span> </span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span>“Eski
Ramazanların en çok neyini özlüyorsunuz?” diye sorsam size ne cevap verirdiniz?
Bir düşünün bakalım o günleri özel ve unutulmaz kılan neydi? Annenizin
heyecanlı ve koşuşturmalı iftar hazırlığı mı? Babanızın getirdiği pidenin
kokusu mu? Kardeşinizle pencerede beklediğiniz iftar topunun sesi mi? Bir anıyı
seçmek pek de mümkün görünmüyor. Her biri birbirinden kıymetli bu anıların.</span><span> </span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span style="color: black;">Çocukluğumun Ünye’de geçen Ramazanından güzel anılar var benim de
heybemde. Özellikle Ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine iftar sofrasının
açılmasının önemini o zamanlar anlamıştım. Babam iftar saati eve gelirken hiç
tanımadığımız bir amcayı da yanında getirip, “Tanrı misafirimiz var iftara”
dediğini hatırlıyorum. Annem hemen sofraya bir tabak daha koyup, hiç sorgusuz
sualsiz güler yüzle “hoş geldiniz” deyivermişti. Daha sonraki akşamlarda da
iftara çat kapı gelen veya babamın getirdiği misafirlerimiz olurdu. İftardan
sonra giderken de babam “Diş Kirası” deyip ellerine bir şeyler verirdi.
Ev sahibinin “misafirimiz oldunuz, benim sevap kazanmam için vesile
oldunuz. Zahmet edip yol yürüdünüz, yemek yerken dişlerinizi yordunuz, bu da
sizin dişinizin kirası olsun” demek istediği bir </span><span style="-webkit-text-stroke-width: 0px; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; orphans: 2; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; text-decoration-thickness: initial; widows: 2; word-spacing: 0px;">Osmanlı geleneği olduğunu daha sonra öğrendim. </span><span style="-webkit-text-stroke-width: 0px; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; orphans: 2; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; text-decoration-thickness: initial; widows: 2; word-spacing: 0px;">Bakar mısınız şu nezakete, tevazu ve cömertliğe.</span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span style="color: black;"><o:p> </o:p></span><span>Bizim
özlediğimiz belki de bu naif zamanlar, düşünceli insanlar. Bizim aç kalmamıza
Yaradan’ın ihtiyacı olmadığı hepimizin malumudur değil mi? Önemli olan bizim
oruç tutarken nefsimizi terbiye etmemiz, iyiliği çoğaltmamız, aç açıkta olanın
halinden anlamamız.</span><span> </span><span>Açlığın bedenimize
sağladığı bir çok faydasının yanında sabrı ve teslimiyeti de bize öğrettiğini
düşünüyorum. Sanki biraz durup kendimizi dinleme ve duyma zamanı bir nevi
Ramazan Ayı. Bu ayın, manevi havasını hissetmenin ve ritüellerini yerine
getirmenin zevkini yaşamayı seviyorum.</span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span><o:p> </o:p></span><span>“Niyetliyim”
diyoruz ya oruçluyken çay veya kahve teklifini geri çevirirken. Niyetliyim,</span><span> </span><span>“hoşgörülü olmaya, nazik ve anlayışlı
davranmaya, sabırlı olmaya, şikayet etmemeye, iyimser olmaya, kimseyi
kınamamaya, gıybet yapmamaya, bolca şükür etmeye, mucizeleri görmeye, güzel söz
söylemeye, güzel görmeye, hayır hasenat yapmaya” da diyebilsek.</span></span></p><span style="font-family: inherit;"><br /></span><p></p><div style="text-align: center;"><a href="https://www.unyekent.com/kose-yazilari/niyetliyim-4589.html"><b><span style="color: black; font-family: inherit;">ÜNYE KENT GAZETESİ</span></b></a></div>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-78757598903723857862024-03-08T08:00:00.007+03:002024-03-10T12:35:37.177+03:00BAHAR<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFxvZ_qHSR-MA9i0sLIIzbz0NWWgfwyQVfRj9-oQ9u2G2DAf78LQfS9Y2zn0mUY-jVQ4f6NvEOelrkrMAxgwOxFHOrirMjwIl0VUvOK964Vg_bCOWjgsaKVke5ZdZuxyRae44AhEQb5ceLxbDo_7adyqtoUKZuXionxclQPkZ564e_CG1QMlZyg53LjtE/s406/BaharDizi.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="406" data-original-width="325" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFxvZ_qHSR-MA9i0sLIIzbz0NWWgfwyQVfRj9-oQ9u2G2DAf78LQfS9Y2zn0mUY-jVQ4f6NvEOelrkrMAxgwOxFHOrirMjwIl0VUvOK964Vg_bCOWjgsaKVke5ZdZuxyRae44AhEQb5ceLxbDo_7adyqtoUKZuXionxclQPkZ564e_CG1QMlZyg53LjtE/s320/BaharDizi.jpg" width="256" /></a></div><br /><p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><a href="https://www.unyekent.com/kose-yazilari/bahar-4574.html"><b><span style="font-size: large;">ÜNYE KENT GAZETESİ</span></b></a></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">“Bahar” dizisi ile tüm
kadınların içinin yağları eridi adeta. Yıllarca maruz kaldıkları psikolojik
şiddete baş kaldıramayan, susan kadınların sesi oldu Bahar. O, zincirlerini
kırıp, sesini yükselttikçe biz de özgürleştik. Onun mücadelesi ve baş kaldırışı
hepimizin başarısı oldu. “Yürü be Bahar kim tutar seni” sesleri yükseltti
evlerden. Ezilen, yok sayılan, hayallerini erteleyen kadınlar onu çok sevdi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Bahar Tıp Fakültesini
bitirip, doktor olmuşken, çocukları, kocası, kayınvalidesi ve kayınpederine
kendini adayıp mesleğini 20 yıl yapmamış bir ev hanımı. Karaciğer yetmezliği
olup, nakil gerekince karaciğeri uyumlu çıkan kocası annesinin de itirazlarıyla
ameliyattan kaçıyor ve Bahar’ı ölüme terk ediyor. Varlıklı ana oğul yıllarca
onlara hizmet eden, kendinden vazgeçen gelinlerine hizmetçi muamelesinde bulunmaktan
hiç bir beis görmemişler. Bahar da ölüm döşeğindeyken bir donörün bulunması
ile hayata dönüyor. Ona bahşedilen bu ikinci yaşamında yepyeni bir Bahar
oluyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">8 Mart Dünya Kadınlar
Gününde Yılın Kadını seçilmeyi hak edecek performansı sergiliyor Bahar.
Ameliyat sonrası farkına varıyor ki, sen kendinden vazgeçersen herkes senden
vazgeçer. Kolundaki altın bileziğin farkında olmadan, kendini ailesine adayan
tüm kadınlara şahane bir ders veriyor. Saçını süpürge etmek veya o süpürgeye
binip uçmak senin seçimin. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Nil Karaibrahimgil’in
şarkısı gibi “Çocuk da yaparım kariyer de” diyen cesur, parıldayan, pes
etmeyen, kanatlanan kadınlardan olabiliriz her birimiz. Kadının gücünden korkan
kadın ve erkekler de acizdir zaten. Kimsenin önüne bariyer kurmasına, engellemesine
razı gelmeyip, sınırları zorlayan tüm kadınları, Yılın Kadını seçiyorum ben. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Meslek sahibi olup da,
çalışma hayatı yerine çocuğunu büyütmeyi, ev hanımı olmayı seçen kadınlar;
mutlu ve huzurlu ise bu seçimlerinden pişmanlıkları yok ise, önlerinde şapka
çıkarıyorum. Ev hanımlarının hor görülmesine ve çalışmıyor muamelesi
yapılmasına da karşıyım. Onlar hayatın tüm yükünü omuzlarında taşıyan
savaşçılar. Ev kadınlarına yaptıkları tüm o işlerin karşılığı maaş bağlanmasını
teklif ediyorum hatta. Benim sözüm, içlerindeki pırıltıyı, isteği ve azmi
görmeyip de onların kanatlarını kıranlara. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Bir ailede kadın mutlu
ise herkes mutludur. Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu olsun.<o:p></o:p></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-4654473591217496772024-03-05T11:54:00.001+03:002024-03-05T11:54:11.668+03:00Kadınlar Pazarı<p> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_ccZXpKy0vvyoiWITHTlcwosi5jUsePeI3bxzQsRHj5HiI00WJn7yRpcHVhWkLqKQN5l7514YVMoK0bnA2ZzeoZIbysJl9IRwGpgAq9edlT5xAScNbIP_rkzkBxFcX9z0HPXog0rIaBl64lEutvtZCAhN3-S8wuEYn7e12MKvutkKSluZgIegvAqc3-s/s1556/unye-pazar.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1037" data-original-width="1556" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_ccZXpKy0vvyoiWITHTlcwosi5jUsePeI3bxzQsRHj5HiI00WJn7yRpcHVhWkLqKQN5l7514YVMoK0bnA2ZzeoZIbysJl9IRwGpgAq9edlT5xAScNbIP_rkzkBxFcX9z0HPXog0rIaBl64lEutvtZCAhN3-S8wuEYn7e12MKvutkKSluZgIegvAqc3-s/s320/unye-pazar.jpg" width="320" /></a></p><p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><br /></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">Ünye’nin
Gavakdibinde Çarşamba günü kurulan "kadınlar pazarı"na babam sabahın
erken saatlerinde biz daha uyanmadan giderdi. Annem kahvaltıyı hazırladığında,
bir elinde süt bakracı diğer elinde tereyağı çökelek ve yeşillikler dolu pazar çantası
ile mutfağa girerdi. Annem hemen bakır tencereye sütü boşaltır, kırmızı fırınlı
ocağımızın altını yakar, sütü kaynatmaya başlardı. Kırmızı fırınımızın hikayesi
ise başlı başına bir macera bizim için. Tezgah üstü eski ocağımızın yerine,
babam illaki “kırmızı olsun üç kuruş fazla olsun” dediği, kırmızı renkli
fırınlı ocağın İstanbul’dan gelmesini kaç hafta beklemiştik şimdi
hatırlayamıyorum. Babamın gülerek ve coşkuyla “biz Gürcüyüz, Gürcüler kırmızıyı
sever” sözü hala kulaklarımda. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">Mutfağımızdaki
kırmızı fırın, benim doğumumda alınan buzdolabının pabucunu dama atmıştı. O
zamanlar bulaşık makinası, otomatik çamaşır makinası yoktu. Merdaneli çamaşır
makinasında çamaşırlar dönerek yıkanır, kıyafetlerin bir ucu merdanelerin
arasına özenle yerleştirilir ve sıkma işlemi yapılırdı. Çok özenirdim nedense
bu sıkma işine. Bir gün gizlice denedim ve parmaklarını kaptırdım merdaneye,
benim çığlığımla merdanelere vurması bir oldu annemin. Ezilen parmaklarımın
acısıyla bir süre çamaşır makinasını görmek bile istemedim.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span>Pazar çantasından
çıkan envai çeşit otların arasında; menevcan, sütlücan, </span><span style="background: white;">dikenucu, mendek, pancar olurdu. Yumurtanın, sütün,
kokusu bile bir başkaydı o zamanlar. Organik gübre ile yetişen zirai ilaç
kullanılmayan sebzelerin lezzeti ve şifası tartışılmaz. Bu sebzeler genelde
soğanla kavrulur bazen de, kıyma ile pişirilirdi annemin usulünce. Ben en çok
sebzeleri annemin elleriyle açtığı böreklerin içinde severdim.</span><span> Ünye’de her
evde şifa kaynağı pancar çorbası ve pancar sarması (kara lahana) annelerin
becerikli elleri ile yapılır ve afiyetle yenirdi.</span><span style="background-color: white;"> </span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span>Köylüler
kadınlı erkekli gelirlerdi Ünye’ye kuşkusuz, pazarı birlikte açarlardı ancak,
tezgahın başında çoğunluk kadınları bırakırdı. Eşlerinin kahvede olduğunu o
zamanlar bilmiyordum, yıllar sonra satış yapan köylü bir teyzeye sorduğumda "onlar
kahvededir şimdi, biz satiik daaa" demişti. Çocuklarını tezgahın arkasında
doyurur, uyutur işlerine bakarlardı. Her zaman takdir ederim Karadeniz Kadınının gayretini, çalışkanlığını ve azmini.</span><span> </span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span>Pazardan
gelirken babam çok sevdiği mis kokulu sümbül (nergis) çiçeğinden getirirdi
mutlaka anneme. Kokusuna bayıldığım sümbülü annem hemen bir vazoya koyup,
mutfak masasına özenle yerleştirirdi. Babamın yaptığı bu jest benim hayatımın
en özel hatıraları arasındadır. Şimdi ben de dostlarıma, sevdiklerime çiçek
almayı, küçük jestler yapmayı çok severim. Bir çocuğu yetiştirirken rol model
olabilmek çok mühim değil mi?</span><span> </span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span>Çarşamba
günleri mutfaktaki o telaşı, sütün kokusu, köpüğünün kabarışı, yoğurdun
mayalanışı bir film karesi gibi gözümün önünde canlanıyor. Yumurtaların rengi
bile bir başkaydı, onlarla yapılan pandispanyanın rengi sarı-turuncu olurdu,
şimdiki gibi bembeyaz ve renksiz olmazdı. Tereyağının kokusu ve sarısı pilava
ayrı bir lezzet katardı.</span><span> </span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">Marketler
çıkalı mertlik bozuldu. Hele de büyük şehirde yaşıyorsanız hasret kalıyorsunuz,
pazarın o cıvıl cıvıl enerjisine. Her yöreye özgü ürün çeşitliliğine sahip pazarlar
bizim kültürümüz, coğrafi gıda zenginliğimizi gösteren yerler. Onlara sahip
çıkalım.</span><span style="font-family: Times New Roman, serif; font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-69737203187802609992024-02-27T16:23:00.004+03:002024-02-27T17:01:44.064+03:00EO Kardeşler Mavianne ile Sohbetin Daniskasında<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKZAOsuQCQJhGEqW50FZQap-NbSpes_vA7prZcuTIktxBKMyKTA41xZ2Btfp2OV_wnMNA7UZ-BwCLB14bb3OgyMvIIBBfxyLMo4bJpjDUOJvPwW1YZE7z51_pptmkM-kWlUFA5EPdGyZMJbDdJyeAscUMUEv7lgzeW9-oDjt1iCYmzlSpMo2wpnIUq-H8/s5760/015A4092.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3840" data-original-width="5760" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKZAOsuQCQJhGEqW50FZQap-NbSpes_vA7prZcuTIktxBKMyKTA41xZ2Btfp2OV_wnMNA7UZ-BwCLB14bb3OgyMvIIBBfxyLMo4bJpjDUOJvPwW1YZE7z51_pptmkM-kWlUFA5EPdGyZMJbDdJyeAscUMUEv7lgzeW9-oDjt1iCYmzlSpMo2wpnIUq-H8/s320/015A4092.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">O kadar şahaneydi ki enerjisi sahnenin </span></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">Konuklarım bir şahaneydi Elvan Odabaşı ve Elvin Odabaşı Pekiyi EO Kardeşler</span></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">Işıl ışıl, pırıltılı kadınlar onlar,</span></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">İlham veren hayat hikayeleri var, Karadeniz'in Ünye'nin gayretli, çalışkan, başarılı yılmayan kadınlarından</span></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">Çok eğlendik, Elvan'ın doğum gününü kutladık, sohbete doyamadık</span></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dyczU0rjp6_rdvFEMcvIonh-p8VIhFmh4rTrVOcxkP-a1_cUNUjBTYR7WTGP-CuUdPJqdbi-L4nlohqrXizpQ' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy73UmWMvTzk0bhIRTL2H8-h5f5esa3-JJN3AVis80Y-uA5zziIAq8BElHKtq8umBpNFBnhgJzNb69gnvamie4ZEmZYeLcHqXRvStkVgPpzxEedFM2fKYuDgiubHL3ftcQ7CKrNosUBnsbtS-3M1VAccuvnN4k_cs3qCCxycGxsBB1i_qkWxeGCTanh-w/s5760/015A4105.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3840" data-original-width="5760" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy73UmWMvTzk0bhIRTL2H8-h5f5esa3-JJN3AVis80Y-uA5zziIAq8BElHKtq8umBpNFBnhgJzNb69gnvamie4ZEmZYeLcHqXRvStkVgPpzxEedFM2fKYuDgiubHL3ftcQ7CKrNosUBnsbtS-3M1VAccuvnN4k_cs3qCCxycGxsBB1i_qkWxeGCTanh-w/s320/015A4105.jpg" width="320" /></a></div><span style="font-size: medium;"><div style="text-align: justify;">Kübra'nın hediyesi bu muhteşem doğum günü pastası, çok lezzetli ve süslüydü</div></span><div><span style="font-size: medium;"><a href="https://www.instagram.com/yemeklerimle_prenseslerim/">Yemeklerimle Prenseslerim</a> instagram adresinden sipariş verebilirsiniz Kübra'ya</span><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvoQh3ocHTyv7fLkrWuNn_kW_flMV6lz_Scp069Lh46xtbEFgeuI2ILcbaAup41utDPF5UxRJaBZpB57Z6QyKLlx_hreNWtOkK8wyREjiU4MEnCH-6UpEAiVHuiTEZkGkJxZFVg26rgtSGkkE2CrXS9Ge8P2sXTvd3dUvuy0JaypUzoNQvDMd9ltSNx8w/s5760/015A4111.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3840" data-original-width="5760" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvoQh3ocHTyv7fLkrWuNn_kW_flMV6lz_Scp069Lh46xtbEFgeuI2ILcbaAup41utDPF5UxRJaBZpB57Z6QyKLlx_hreNWtOkK8wyREjiU4MEnCH-6UpEAiVHuiTEZkGkJxZFVg26rgtSGkkE2CrXS9Ge8P2sXTvd3dUvuy0JaypUzoNQvDMd9ltSNx8w/s320/015A4111.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="font-size: medium;">Benim sevgili eşim Mahocum <a href="https://www.instagram.com/mahirinkalemi/">mahirinkalemi</a> yaptığı karikatürleri ile konuklarımızı şaşırttı</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="font-size: medium;">Bu şahane fotoğraflar ve videolar başarılı fotoğrafçı <a href="https://www.instagram.com/cagdanmontas/">Çağdan Montaş</a>'ın elinden çıktı </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="font-size: medium;"><a href="https://www.instagram.com/daniska_medya/">DANİSKA MEDYA VE SANAT</a> ise bize bu güzel sahnesini açtı </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="font-size: medium;">İkinci söyleşimizde dolu bir salonda yapmanın mutluluğunu yaşadım</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="font-size: medium;">Sağolun var olun...</span></div></div>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-74504400677276652312024-02-17T11:48:00.002+03:002024-02-17T11:48:11.532+03:00Hayat Büyülü<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhoMVLnIuPa_hnkkpFPkYU-I1SjlT4bRSOfoBS8CQdJLCTOn7iSAj_cxsc2a7L2f2GPSsYYdNEN9IGi3AxR4S0aJnnR6OqrSzHsk95zvx7MinSqHYCeM-Q-pudFNHs1vCcn4IoIom8sYViD405ab_H0XRgp7uX3C2hLggrnkoh1VichLt1_9B8eMpNIzCI/s4032/judith-zamans%C4%B1z-ajanda.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhoMVLnIuPa_hnkkpFPkYU-I1SjlT4bRSOfoBS8CQdJLCTOn7iSAj_cxsc2a7L2f2GPSsYYdNEN9IGi3AxR4S0aJnnR6OqrSzHsk95zvx7MinSqHYCeM-Q-pudFNHs1vCcn4IoIom8sYViD405ab_H0XRgp7uX3C2hLggrnkoh1VichLt1_9B8eMpNIzCI/s320/judith-zamans%C4%B1z-ajanda.jpg" width="240" /></a><span style="text-align: left;"> </span></div><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Masal anlatıcısı ve
yazar Judith Malika Liberman’ın kitaplarını okumayı seviyorum. Masal Terapi,
Masallarla Yola Çık okuduğum kitaplarıydı. Puduhepa ve Kız Kardeşleri Projesi
için çıkardığı “İlham Dolu Bir Sene, Zamansız Ajanda”sını aldım bu yıl.
Sayfaların içinde<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kısa hikayeler,
masallar ve öneriler yer alıyor. İstediğiniz gibi hayal kurmanızı, fikirlerinizi
not etmenizi sağlıyor. İlham veren, umut aşılayan bir yazıyı paylaşmak
istiyorum sizlerle.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Hayat büyülü.
Büyülüyüz. Unutuyoruz onu. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Hayatın tozu altında
kalıyor, sihirli değneğimiz ve parıltılı pelerinimiz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Hayatın tozu var, hem
de çok, göndermediğim o fatura, almadığım kargo, vermediğim sipariş, bozulmuş
yemek... dakika, saniye, tutar, ölçü, liste...<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Yağıyor üstümüze tozlar.
Biz hareket ettikçe etrafımızda uçuşuyor. Hızlandıkça sis olup yoğunlaşıyor,
bizi körleştiriyor. Etrafımızdaki güzellikleri, esas önemli olanı göremez
oluyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Sis içinde kaybolup
kırmızı, parlak, ışıklı “acil çıkış” yazısına doğru yöneliyoruz. Fırtınanın
ortasında koşuşturuyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Keşke “önemli” şeyler,
acil olanlar kadar kolay fark edilse. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">O zaman birlikte
kahvaltıdan önce, karşı çatıda duran martılara şaşırırdık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">O zaman söktüğüm o eski
elbiseyi tamir ederdim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">O zaman bir battaniye
altına girip, fener yakıp sana masal anlatırdım.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">O zaman sevdiğin birine
salep hazırlar ve üstüne ne az ne çok tarçın serpiştirirsin.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">O zaman donun süslediği
meşe yapraklarına bakmak için mola verirdin ve burnun kıpkırmızı oluncaya kadar
dışarıda kalırdın.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Bir bank görüp yolun
kenarında, üstünde otururduk yan yana, hayatın biz hareket etmeyince de akmaya
devam ettiğine şahit olurduk.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Derin bir nefes
alırdık, nefes aldıkça tozlar çökerdi ve her şey gözümüze olduğu gibi
görünürdü, yani büyülü. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium; line-height: 115%;"><a href="https://www.unyekent.com/kose-yazilari/hayat_buyulu-4532.html"><b>ÜNYE KENT GAZETESİ</b></a></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-75491958827559863752024-02-13T14:33:00.000+03:002024-02-13T14:33:06.044+03:00 Konuklarım Elvan Odabaşı ve Elvin Odabaşı Pekiyi<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoGAZDe568y7agA5pQieXNuXprhAdAEBDAXP-VjgdkukI0Tmeg6RfXn5vMCRt61WDEIqNg_HlgYm0728fU3pJOlunpYkoV-vOTlgJeJRRSueA2uHM4q3dXfSD_cO2NakZabt4YlvEmC1RlqD7E0Dw3QkNtFGQt-d_LfQfUg5VJu8fES3puh45694uKPD8/s1398/ELVAN-ELV%C4%B0N.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1398" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoGAZDe568y7agA5pQieXNuXprhAdAEBDAXP-VjgdkukI0Tmeg6RfXn5vMCRt61WDEIqNg_HlgYm0728fU3pJOlunpYkoV-vOTlgJeJRRSueA2uHM4q3dXfSD_cO2NakZabt4YlvEmC1RlqD7E0Dw3QkNtFGQt-d_LfQfUg5VJu8fES3puh45694uKPD8/s320/ELVAN-ELV%C4%B0N.jpg" width="247" /></a></div><p></p><div style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px;">Fatma Erdem nam-ı diğer Mavianne’nin Sohbetin Daniskasında bu ayki konukları;</div><div dir="auto" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px;"> </div><div dir="auto" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px;">20 yıllık bir Ankara markası olan Formeo’nun kurucusu, Geleceksel Gıda Tasarımcısı, Girişimci, Konuşmacı, Yazar, Diyetisyen Elvan Odabaşı. </div><div dir="auto" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px;"> </div><div dir="auto" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px;">Epster Ortağı, Marka Küratörü, Aksesuar Tasarımcısı Elvin Odabaşı Pekiyi.</div><div dir="auto" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px;"> </div><div dir="auto" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px;">Nam-ı diğer EO Kardeşler </div><div dir="auto" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px;"> </div><div dir="auto" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px;">Üç Karadenizli, Ünye’li hemşeri aynı sahnede. Bu gece çok özel olacak hep birlikte sahnede Elvan Odabaşı'nın doğum gününü kutlayacağız. Gülme ve eğlence garantili bu sohbet kaçmaz.</div><div dir="auto" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px;"><br /></div><div dir="auto" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: #4b4b4b; font-family: Montserrat, sans-serif; letter-spacing: -0.6px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; scroll-margin: 20px; text-align: center;"><b><span style="font-size: x-large;"><a href="https://www.bubilet.com.tr/ankara/etkinlik/sohbetin-daniskasi">BİLET ALMAK İÇİN TIKLAYIN</a></span></b></div>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-84025632234359117632024-02-11T17:08:00.002+03:002024-02-11T17:08:28.047+03:00SEVGİ NEYDİ?<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUY45sLgWsiA7S9wYviqVIogmrf9vD3mjMaxhyh3eUJ5N8lP5IGNYgiunLz9IWzKXJuCHeXS6PlHTtnIeKlA-M0D_FM3ihRBKQcIjeccR6pAOEfvVCQEMxgtAOz617IwZLqBtd78TzQ9zAUCLfD0H_HQdCQm7YSBsRlF9r8egm9mBr7sZrUJ4IYAeWHFM/s640/SELV%C4%B0-BOYLUM.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="480" data-original-width="640" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUY45sLgWsiA7S9wYviqVIogmrf9vD3mjMaxhyh3eUJ5N8lP5IGNYgiunLz9IWzKXJuCHeXS6PlHTtnIeKlA-M0D_FM3ihRBKQcIjeccR6pAOEfvVCQEMxgtAOz617IwZLqBtd78TzQ9zAUCLfD0H_HQdCQm7YSBsRlF9r8egm9mBr7sZrUJ4IYAeWHFM/s320/SELV%C4%B0-BOYLUM.jpg" width="320" /></a></div><br /> <span style="font-family: inherit; font-size: large; text-align: justify;">“Sevgi neydi? Sevgi, iyilikti,
dostluktu, sevgi emekti” diyordu Asya, “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminde. Asya büyük aşkı İlyas ile ona zor günde kucak
açan, çocuğuna baba olan Cemşit arasında bir tercih yapmak zorunda kalmıştı. Asya’nın
oğlu Samet, Cemşit’e baba dediğinde, Asya da Cemşit’i seçmişti.</span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">14 Şubat Sevgililer
Günü dolayısıyla kırmızı gül fiyatları uçuşa geçmiş, kalp objeler her tarafta,
hediye alışverişleri, yemek organizasyonları. Sevgililer Günü de yaşadığımız
tüketim çılgınlığının bir parçası olmuş durumda artık. Özel günleri kutlamayı
seven biri olarak, bu güne karşı değilim, ancak tek bir güne indirgememek lazım
“Sevgi ve Aşk”ı diye düşünenlerdenim.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">Sevdiği yanındayken her
an, kıymetini bilen makbuldür benim gözümde. “Hır gür” yaşamadan, birbirine
saygıyla bir ilişkide olmaktır önemli olan. Kendine verdiğin değeri
karşındakine de verebilmektir Aşk. Dantel gibi sabırla ve özenle işlemektir yol
arkadaşlığını. Sevdiğin düştüğünde kaldırmaktır, neden düştüğünü sorgulamak ve
yargılamak değil. Sevgiyle kucaklamaktır, göz yaşından öpmektir. Neşesine ortak
olmak, kol kola ahenkle yürümektir hayatı.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">Emek vermeden, orta
yolu bulmadan güzel bir ilişki kurmak mümkün mü? Klişe bir laf vardır
bilirsiniz; “evlilik aşkı öldürür”. Ne zaman öldürür bilir misiniz? İlk aşık
olduğunuzdaki ilgiyi, alakayı, özeni kaybettiğinizde öldürür. Birlikte değişime
uyum sağladığınızda, el ele yürüdüğünüz hayatın tüm zorluklarına rağmen, yıkılmadan
durabildiğinizde yaşar o ilişki. Sevgiden daha da önemlisi, çiftlerin birbirlerine
saygısının her zaman devam etmesi. <o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">Çiftlerin özgürlüğü de
ilişkide çok önemli ve hassas bir nokta. Ortak alanlarınız olabildiği kadar,
bireysel alanlarınız da olmalı. Güven ve samimiyet, dürüstlük ve içtenlik
giriyor işin içine. Bu hayata tek geldik tek gideceğiz, bağımlı değil, bağlı
olalım. İlişkinin içinde “kendi” olabilenler mutlu ve huzurlu bir hayatı mümkün
kılıyor. Çıkışları ve inişleriyle beraber kucakladığınızda ilişkiyi güzel bir
ortaklık kurulmuş olur.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: inherit; font-size: medium;">Sevgililer gününüz
kutlu olsun.</span><span style="font-family: Times New Roman, serif; font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-size: medium;"><b><a href="https://www.unyekent.com/kose-yazilari/sevgi_neydi-4520.html">ÜNYE KENT GAZETESİ</a></b></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-59669852180409260842024-02-03T20:31:00.006+03:002024-02-03T20:31:35.303+03:00Ünye’nin 80’li Yılları<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKxg0nXxg-nUdibRV6hnSxyMECHlfI9Pb7FPCzEfMY2JKGjvj1tY1RqKB-0GVp76X9lqZFmZM0DUcECUx_YBriIcYDFAtcYwW4me3do8CecVeCXqeBpoTqjhF4mELBjoItmuy1vsT3-FGN0qYFhd8Cm8Tom27V22JgconrcWpF_HatMcaXwLHFDcuQ7vY/s1024/%C3%9CNYE-ORTAOKUL.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="768" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKxg0nXxg-nUdibRV6hnSxyMECHlfI9Pb7FPCzEfMY2JKGjvj1tY1RqKB-0GVp76X9lqZFmZM0DUcECUx_YBriIcYDFAtcYwW4me3do8CecVeCXqeBpoTqjhF4mELBjoItmuy1vsT3-FGN0qYFhd8Cm8Tom27V22JgconrcWpF_HatMcaXwLHFDcuQ7vY/s320/%C3%9CNYE-ORTAOKUL.jpg" width="240" /></a></div><p></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">1981
yılında Ünye Orta Okuluna başlamıştım. O zamanlar beş yıl ilk okul, üç yıl orta
okul, üç yıl liseydi. İlkokul beşte sınıfın en çalışkanlarını seçerdi öğretmen
onları Kolej sınavına hazırlardı özel olarak. Kimse de benim çocuğumda mutlaka
girmeli bu sınava demezdi sanki, öyle hatırlıyorum. Öğretmenin uygun gördüğü
çocuklar girerdi sınava, kazananlar ise Samsun Kolejine giderlerdi, bir yıl İngilizce hazırlık okuyup eğitimlerine orada lise bitene kadar devam ederlerdi.
Bizim sınıftan Eczacı Yusuf Amcanın kızı yakın arkadaşım Pelin kazanmıştı. Onun
için mutlu olmuştuk ancak, bizimle birlikte okuyamayacak diye de üzülmüştük. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">O
zamanlar aileler çocuklarını at yarışına hazırlar gibi o kurs senin, o özel
ders senin koşturmazdı. Benim gibi çocuklar genelde gittikleri okullar sırası
ile, ortaokul ve liseydi. Bazı aileler de liseden sonra bir meslekleri olsun
diye sanırım çocuklarını, imam hatipe, teknik liseye, ticaret lisesine veya kız
meslek lisesine gönderirlerdi. Küçük yerde büyümenin avantajlarından biri, ilk
okuldaki arkadaşınla lise bitene kadar aynı sınıfta okuma şansının olmasıydı.</span><b style="mso-bidi-font-weight: normal; text-align: center;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">1981
yılında Ünye Orta Okuluna başlamıştım. O zamanlar beş yıl ilk okul, üç yıl orta
okul, üç yıl liseydi. İlkokul beşte sınıfın en çalışkanlarını seçerdi öğretmen ve
onları özel olarak Kolej sınavına hazırlardı. Kimse benim çocuğum da mutlaka
girmeli bu sınava demezdi sanki, öyle hatırlıyorum. Öğretmenin uygun gördüğü
çocuklar girerdi sınava, kazananlar ise Samsun Kolejine giderdi, bir yıl İngilizce
hazırlık okuyup, eğitimlerine orada lise bitene kadar devam ederlerdi. Bizim
sınıftan Eczacı Yusuf Amcanın kızı, yakın arkadaşım Pelin kazanmıştı Koleji.
Onun için mutlu olmuştuk ancak, bizimle birlikte okuyamayacak diye de
üzülmüştük. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">O
zamanlar aileler çocuklarını at yarışına hazırlar gibi o kurs senin, o özel
ders benim koşturmazdı. Biz diğer çocukların okuduğu okullar sırası ile,
ortaokul ve liseydi. Bazı aileler de liseden sonra bir meslekleri olsun diye çocuklarını,
imam hatipe, teknik liseye, ticaret lisesine veya kız meslek lisesine gönderirlerdi.
Küçük yerde büyümenin avantajlarından biri, ilk okuldaki arkadaşınla lise
bitene kadar aynı sınıfta okuma şansının olmasıydı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">O
nedenle de, Anafarta İlkokuluna <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>birlikte
yürüdüğümüz Songül (Sanioğlu) ile Ünye Orta Okulu ve Lisesine de birlikte
gittik, aynı sınıfta bitirdik eğitim serüvenimizi. Yürüyerek giderdik biz
okula, o zamanlar okul servisi kavramı bizim dağarcığımızda yoktu. Sabahçı ve öğlenci
öğrenciler vardı, beslenme çantamız da yoktu bizim. Yarım gün okulda olduğumuz
için, okuldan çıktığımızda yemeğimizi evde yerdik. En fazla bir gazoz, bir
bisküvi atıştırırdık teneffüslerde. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Orta
okula Hamidiye Mahallemizdeki evden giderken Dişçi Fevzi (Kılıç) Amcanın kapısında
Songül’le buluşup, sık çam ağaçlarıyla bezeli, Arnavut kaldırımlı yokuşu inerdik
gülüp konuşarak. Sağ kolda kalan Kalemenlerin evini geçince, sol koldaki Müfide
Halamın penceresine bir göz atardım, Recai (Kılıç) Amcam Kılıç Otelin
verandasında Arif (Korkmaz) Amcam ile oturup, çay içerek sohbet ederdi
çoğunlukla.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Saray
Camisinin Şadırvanında oturan yaşlı amcalar birbirleriyle şakalaşırlardı. Biz
Gavakdibine geldiğimizde, başka mahallelerden orta okula yönlenmiş diğer
öğrencilere rastlardık. Paşabahçe’nin taş duvarları bize her zaman olağan üstü
gelirdi. Şanslıysak, elimizin uzanacağı mesafede taşların arasından, bize
başını sarkıtmış bir aslanağzı çiçeği görürdük. Ona ulaşabilmek bizim için
önemli bir meseleydi, aslan ağzını parmaklarımızın arasına alıp, çiçeğin aslan ağzı
gibi açılıp kapanmasını test etmeyi severdik.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Askerlik
Şubesi’nin üstünden kestirme de gidilirdi okula ama, biz sahil yolundan şubenin
önünden yürümeyi severdik. Nedense bir gün bile caddeyi geçip deniz kenarındaki
sahilden yürümemiştik, adeta o taraf bize yasaktı. Askerlik Şubesinin iki katlı
yemyeşil bahçe içindeki şahane binasını geçince, yorgancı vardı ve biz o
vitrine bakmadan geçemezdik. Yorgan iğnesi elinde, yorganların arasında sadece
bedeninin üstü görünen yorgancı, saten ve kadife yorganların arasında sanki başka
bir alemdeymiş gibi gelirdi bana. Kocaman yorgan iğnesi elinde özenle diktiği,
şahane desenler verdiği, rengarenk, ipek saten, incili, kadife yorganlara
hayranlıkla bakardık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Yorgancının
üstünde ünlü tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy’un anne ve babasının oturduğunu
duymuştuk. Her geçişimizde kafamızı kaldırıp pencereye bakardık, belki de bir
gün Ferhan Şensoy’u görebilirdik. Neden olmasın? Gerçi annesini görünce de
mutlu olurduk, ünlü bir oyuncunun annesi Ünye’de yaşıyordu. Ne gurur verici bir
durum öyle değil mi?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Yalı
Kahvesine doğru yürürdük 80 ihtilalinin izleri silinememişti daha Ünye’de. Ben
çocuk aklımla bilirdim, ihtilalden önce Ünye’de Meydanda Cücür’ün köşesinde,
Yalı Kahvesinde yeşil parkalı veya değişik bıyıklı gençlerin durduğunu. Onların
bazısına sağcı, bazısına solcu dendiğini. Ama birbirlerinden ne alıp
veremediklerini anlayamazdım. Neden kardeş kardeşe düşman olmuştu? Komünist,
Ülkücü, Selamet Partili diye tüm gençler guruplara ayrılmış birbirleri ile
anlaşamaz olmuştu. Cumhuriyet Gazetesi ve Tercüman Gazetesi okuyanlar dahi farklı
fikirleri savundukları için karşı karşıya gelmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Yalı
Kahvesi’nden tedirginlikle geçer, sola dönüp yokuşu çıkar yürümeye devam
ederdik. Sağda Kokulular’ın çok görkemli bahçe içindeki evine merakla bakar,
bahçenin, ağaçların, çiçeklerin güzelliğine hayran kalırdık. Yokuşun
köşesindeki eski ve bakımsız binayla ilgili hayaletli hikayeler duymuştuk, onun
yanından hızlıca ve biraz da ürkerek geçerdik. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Okula
geldiğimizde yerinde duramayan oğlanların ders zili çalmadan top oynama
derdinde olduğunu görürdük. Biz kızlar ise, ilk okulu bitirdiğimiz için kendimizi
çok büyümüş hissettiğimizden daha aklı başında davranırdık. En fazla okulun
bahçesinde iki, üç kız bir arada elimiz cebimizde yürür, oğlanların
dedikodusunu yapardık gülüşerek. “Kim kim ile çıkıyormuş, aaa el ele mi
tutuşmuşlar, şu yeni gelen çocuk da yakışıklıymış” gibi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Orta
okulda her derse farklı öğretmenin girmesi inanılmazdı, her biri ayrı bir
Dünyaydı benim için. İlk okulun beş yılını aynı öğretmenle okuyunca, orta okul
bana çok heyecanlı ve eğlenceli gelmişti. Hayran olduğum öğretmenlerin
derslerine daha çok çalışır, onların gözüne girmeye gayret ederdim. Ünye Orta Okulu
ve Lisesinden mezun olup da Üniversiteyi kazanamayan çok az olurdu. Çok
başarılı öğretmenleri, eğitim sistemi ve öğrencileri vardı Ünye’nin. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Selam
olsun Ünyeli Öğretmenlere ve Öğrencilere...</span></p><p></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-64320379683461302042024-01-27T12:05:00.002+03:002024-01-28T16:33:00.616+03:00 Hayal Et<p><br /></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisu0EIaEtsKhp9-JA5cytc9mvp2-KW5RIim25DqqFe21_bOqhCF5RssTo8mUmLCJsyQo1B6KCaiWKCoSeDqY6sqdmR-MO_hAJubCXMZMELfnMq_axx4O-W-lvT_uNTeB8YyTIreKVQ2CU0QAzJ8XAhiWQ8Sc06vn5Xx5k-hgEOtJMjH2NnoakBwlotakg/s2000/bcf92747-c798-414f-a1b9-7e4c0198c9a3.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1500" data-original-width="2000" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisu0EIaEtsKhp9-JA5cytc9mvp2-KW5RIim25DqqFe21_bOqhCF5RssTo8mUmLCJsyQo1B6KCaiWKCoSeDqY6sqdmR-MO_hAJubCXMZMELfnMq_axx4O-W-lvT_uNTeB8YyTIreKVQ2CU0QAzJ8XAhiWQ8Sc06vn5Xx5k-hgEOtJMjH2NnoakBwlotakg/s320/bcf92747-c798-414f-a1b9-7e4c0198c9a3.jpeg" width="320" /></a></span></div><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;"><br /><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;"><span>Çocuklar küçükken yaz tatilinde kumsalda geceleri gökyüzüne, yıldızlara bakıp hayaller kurardık. Ben onlara “on yıl sonra nasıl bir yerde ve ne yapıyor olmak istersiniz” diye sormuştum bir </span></span><span>gece. Benden biraz zaman isteyip hayal kurmuşlar ve anlatmışlardı. Hala da bir
araya </span></span>geldiğimizde benzer sorular yöneltip, beyin jimnastiği yapmayı ve hayal kurmayı çok severim. </div></span></span><p></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_qHnGnL04laq83DGRtYQ4XySI0jWTQ_ouqsaYOjythayy5h4hCB5OLzJIrPRZ1XS9oBKlKc2OwCUnWEBdbHrlswH3LVr-dukCYV4LOWSbsa7qddeMsvbVBkbCyEwQQaPvWQSUjsWquQAYqg57OwLZacvQPmgb2K_cnSH8VQc_06SbVCjPSDotLYr56Qw/s2000/01f5fa4f-6efe-4d7b-99dd-719bbcf89794.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1500" data-original-width="2000" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_qHnGnL04laq83DGRtYQ4XySI0jWTQ_ouqsaYOjythayy5h4hCB5OLzJIrPRZ1XS9oBKlKc2OwCUnWEBdbHrlswH3LVr-dukCYV4LOWSbsa7qddeMsvbVBkbCyEwQQaPvWQSUjsWquQAYqg57OwLZacvQPmgb2K_cnSH8VQc_06SbVCjPSDotLYr56Qw/s320/01f5fa4f-6efe-4d7b-99dd-719bbcf89794.jpeg" width="320" /></a></span></div><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;"><div style="text-align: right;"><span style="font-family: inherit;">(</span><span style="font-family: inherit;">Sahnede olma, Sahne Röportajları yapma</span></div><div style="text-align: right;"><span style="font-family: inherit;"> hayalimin ilk ayından fotoğraflar)</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">Örneğin, “şimdiki aklında on yıl önceki sana ne söylemek isterdin?
“eline istediğin miktar bir para geçti, onunla ilk olarak ne yapmak isterdin” Siz
hayal kurmayalı ne kadar oldu hiç düşündünüz mü?</span></div><o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;">İnsana bahşedilmiş en
büyük güçlerin başında “olmayan bir geleceği hayal edip onu inşa edebilme
kapasitesi gelir”. Sadece hayalden müteşekkil, soyut fikirleri gerçek nesnelere
dönüştürebilen tek varlık olan insan, bu süper gücüyle inşa ettiği bir
medeniyetin içinde yaşıyor. Hayal kurmak, çocukluk döneminin neredeyse tam
zamanlı mesai konusuyken, sonra kaybettiğimiz bir becerisidir. Halbuki
sınırlarımızın çapını belirleten şey aslında azmimiz, hayallerimiz ve
gayretimizdir. İFA/Sınırları Aşmak kitabında Sinan Canan’ın cümleleriydi
okuduklarınız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;">Ne kadar önemli bir
nokta değil mi, hayal kurmanın yersiz düşünceler olduğunu düşünen yetişkinler
ile dolu çevremiz. Yüzüne kocaman gülümseme yerleştirip, bilmiş bilmiş “olmaz
öyle şey, boş boş hayaller kurma” diyen çıkmadı mı sizin de karşınıza? Sizi
cesaretlendiren, düşündüren, sizi can kulağıyla dinleyenlere kulak verin siz.
Sürekli eleştiren, sizi yargılayan ve hayatınıza olumsuz yönde müdahale
edenlere kulağınızı kapayın.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzrg83puTUmJ1ocYISfgzf8BPZmpa8-Cb4oH01mPbHCJXMhlpRkU-ymXCWvjbeZ2Qu_N7sxVQ0OTZZfO2LzS9lg4ppgzInoF88DKJItIiJCuzk-j_Tz_V1bty5DFGdNChuSVtKKjGzKRx7ZpRG0bYzRzf6TOUcHyrpXjzY3HqscWayptqjSLegD021Yig/s2000/2a19eeaa-5eae-475b-a2c1-40b6552a22dd.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: inherit;"><img border="0" data-original-height="2000" data-original-width="1500" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzrg83puTUmJ1ocYISfgzf8BPZmpa8-Cb4oH01mPbHCJXMhlpRkU-ymXCWvjbeZ2Qu_N7sxVQ0OTZZfO2LzS9lg4ppgzInoF88DKJItIiJCuzk-j_Tz_V1bty5DFGdNChuSVtKKjGzKRx7ZpRG0bYzRzf6TOUcHyrpXjzY3HqscWayptqjSLegD021Yig/s320/2a19eeaa-5eae-475b-a2c1-40b6552a22dd.jpeg" width="240" /></span></a></div><span style="font-family: inherit;"><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">Niyet, Gayret, Cesaret
ile açamayacağınız kapı yok. Bir şeye niyet ettiğinizde, tüm varlığınızla o
niyete yönelmeniz, değişim yolculuğunuzun başlamasına yol açacaktır. Niyetin
eyleme dönüşmesi, harekete geçmeniz, bıkmadan usanmadan denemeniz gerekir ki,
bu zorlamanın adı da gayrettir. Hedefe ulaşmak için ne kadar kuvvetli bir arzu
ve gayret gösteriyorsanız niyetinize ulaşmanız o kadar kolaydır. Cesaret ise yapmasak
da normal hayatımızı sürdürebileceğimiz, yapmak zorunda olmadığımız, riskli,
sonucu belirsiz bir girişime adım atma kararını verebilmemizi sağlar.</span></div></span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: inherit;">Rutin hayatımızın
rahatlığından çıkıp da, hayatımıza enerji ve neşe katacaksa bu cesaret ile
atıldığımız iş, bizden daha mutlusu olamaz. Hayallerinizin peşinde koşmaktan
asla vazgeçmeyin.</span><span style="font-family: Times New Roman, serif; font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-67266123709519949982024-01-18T19:55:00.000+03:002024-01-18T19:55:36.465+03:00Biz Bize Programındaydım Canlı Yayında<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWnpLRuNzAylBOtYJUtSefnmFj-UJ3s1j_HWsgekYonrb6UbqHKDd24pPCiydlTYbaKnlEyriCkedFHKI4ynk0KBv0Ea7iFEJSAZbwpW4TIo4-otcV3i_n2jheHW2xJgs_pwg1YUP424i_SwcqiP993nmSi8jPFpFGMlSmcA7loafj3QL_OJaNsgl7oV0/s1024/bizbize-tv.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="768" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWnpLRuNzAylBOtYJUtSefnmFj-UJ3s1j_HWsgekYonrb6UbqHKDd24pPCiydlTYbaKnlEyriCkedFHKI4ynk0KBv0Ea7iFEJSAZbwpW4TIo4-otcV3i_n2jheHW2xJgs_pwg1YUP424i_SwcqiP993nmSi8jPFpFGMlSmcA7loafj3QL_OJaNsgl7oV0/s320/bizbize-tv.JPG" width="240" /></a></div><br /> <span style="background-color: white; color: rgba(0, 0, 0, 0.9); font-family: -apple-system, system-ui, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, "Helvetica Neue", "Fira Sans", Ubuntu, Oxygen, "Oxygen Sans", Cantarell, "Droid Sans", "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Lucida Grande", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px;">"Mühendislikten Sahneye Uzanan Yol" başlığı sevdim :)</span><br style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: rgba(0, 0, 0, 0.9); font-family: -apple-system, system-ui, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, "Helvetica Neue", "Fira Sans", Ubuntu, Oxygen, "Oxygen Sans", Cantarell, "Droid Sans", "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Lucida Grande", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: inherit !important;" /><span style="background-color: white; color: rgba(0, 0, 0, 0.9); font-family: -apple-system, system-ui, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, "Helvetica Neue", "Fira Sans", Ubuntu, Oxygen, "Oxygen Sans", Cantarell, "Droid Sans", "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Lucida Grande", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px;">Canlı Yayında yeni projelerimi ve mavi boncuk takı tasarım markam AZUL'u anlattım.</span><br style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: rgba(0, 0, 0, 0.9); font-family: -apple-system, system-ui, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, "Helvetica Neue", "Fira Sans", Ubuntu, Oxygen, "Oxygen Sans", Cantarell, "Droid Sans", "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Lucida Grande", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: inherit !important;" /><span style="background-color: white; color: rgba(0, 0, 0, 0.9); font-family: -apple-system, system-ui, BlinkMacSystemFont, "Segoe UI", Roboto, "Helvetica Neue", "Fira Sans", Ubuntu, Oxygen, "Oxygen Sans", Cantarell, "Droid Sans", "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol", "Lucida Grande", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 14px;">Kişisel gelişim ve iş hayatını da konuştuk, keyifli ve eğlenceli bir sohbetti.</span><p></p><h1 style="text-align: center;"><span style="color: rgba(0, 0, 0, 0.9); font-family: -apple-system, system-ui, BlinkMacSystemFont, Segoe UI, Roboto, Helvetica Neue, Fira Sans, Ubuntu, Oxygen, Oxygen Sans, Cantarell, Droid Sans, Apple Color Emoji, Segoe UI Emoji, Segoe UI Emoji, Segoe UI Symbol, Lucida Grande, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: x-large;"><span style="background-color: white;"><a href="https://youtu.be/tJBIuxhq3VA?si=_lOShuTOHmCmVMDX">BİZBİZE PROGRAMI CANLI YAYIN LİNK</a></span></span></h1><div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dxf1N583MsXIL6CcExHJR0Fyk8j5EBhUcMP3fCOHIicgQMA0cucsHVjnOdlW7mOqvmVCwzD0PiFZueR-cKOlg' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div></div><div><span style="color: rgba(0, 0, 0, 0.9); font-family: -apple-system, system-ui, BlinkMacSystemFont, Segoe UI, Roboto, Helvetica Neue, Fira Sans, Ubuntu, Oxygen, Oxygen Sans, Cantarell, Droid Sans, Apple Color Emoji, Segoe UI Emoji, Segoe UI Emoji, Segoe UI Symbol, Lucida Grande, Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: x-large;"><br /></span></div>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-83904035531235170372024-01-12T09:00:00.012+03:002024-01-12T12:15:49.465+03:00Yaşar Karaduman’ın Anısına Saygıyla...<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><span style="background-color: white; font-family: inherit; text-align: justify; text-indent: 1cm;">7 Ocak’ta aramızdan ayrılmasının ikinci
yılıydı Yaşar Karaduman’ın. Araştırmacı yazar, gazeteci Yaşar Amca’nın çok
değerli makaleleri kaldı bize en değerli miras. Tarihin gizli kalmış hikayelerini
aydınlatan ilk mumu O yaktı. Akıcı ve etkileyici üslubuyla zevkle okunan
yazılara ve araştırmalara imza attı. Ses getiren tarih araştırmaları ile ulusal
basının da dikkatini çeken değerli bir gazeteciydi. Bir gün onun kaleminden Ünye’nin
mezar taşlarındaki sırrı okurduk, diğer bir gün Ünye’nin denizcilik geçmişini, efsane olmuş
kaptanlarının yaşam hikayesini. Sayesinde tarihi bir Ünye arşivine sahip olduk.</span></div><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: left;"><span><span style="color: #333333; font-family: inherit;">Yaşar Amcanın ruhu </span><span style="color: #333333;">şad</span><span style="color: #333333; font-family: inherit;"> olsun onu 2019 yılında yazdığı
“Kaybettiğim Şehir” makalesinden alıntı yaparak anmak istiyorum. <o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhdLEm76f02t3ivMT6_DGRXFtWk5hqDathxe2b4Hk9uP2wzss5tlb5b4lIdb5Ck4o_VtJBCf0nGqpl2RzCw1Q3TWunTlrj1LqDnFr7EDeqa3uRNWe28CXJMfn3uZoBSIr2n59LC3D8FT5_FRoYvTXawktR0UNiXL8bGITk9ENTXkdyNL-NVyA1xf9RF768/s1024/yasar-karaduman.JPG" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="768" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhdLEm76f02t3ivMT6_DGRXFtWk5hqDathxe2b4Hk9uP2wzss5tlb5b4lIdb5Ck4o_VtJBCf0nGqpl2RzCw1Q3TWunTlrj1LqDnFr7EDeqa3uRNWe28CXJMfn3uZoBSIr2n59LC3D8FT5_FRoYvTXawktR0UNiXL8bGITk9ENTXkdyNL-NVyA1xf9RF768/s320/yasar-karaduman.JPG" width="240" /></a></span></div><div style="text-align: right;"><span>Fotoğraf: Haziran 2021</span></div><div style="text-align: right;"><span>(Bilemezdim Yaşar Amcayı son görüşüm olacak)</span></div><p></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Biz Ünye’yi 1950 yılından bu yana köşe bucak sokak
sokak yasamış bir kuşağız. Çocukluk, delikanlılık, gençlik, orta yaşlılık
ve yavaş yavaş yaşlı sınıfına doğru yol alıyoruz. <o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Artık bizim şehrimiz bitti, sen terk edip gittikten
sonra yıllarca akın akın, köylerden kentlerden bir sürü insan geldi, burada
yerleştiler, işyerlerini açtılar, kendi sivil toplum kuruluşlarını, kendi
belediyelerini oluşturdular, belediye başkanlarını seçtiler. Ama, şehri
yönetecek deneyimleri yoktu, şehircilik adına bilgileri yoktu, önemli şeyler
yapamadılar, usta olunca yaparız dediler, usta oldular ama harç bitti ve ortaya
böyle bir arabesk şehir çıktı.<o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Eğer kurbağayı kaynayan bir suyun içine atarsanız
kurbağa aniden geri sıçrar, ılık suya koyar ve suyu yavaş yavaş kaynatırsanız
kurbağa haşlanır ve haşlandığının farkına varmaz. Buna “öğrenilmiş çaresizlik”
denir, işte şu anda Ünye'nin durumu buna benziyor.<o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Yapılan hiçbir şeye tepki vermiyor, vatandaş olma,
insan olma haklarını kullanmıyor, bedava kömürü alıyorlar, bedava yiyeceği alıyorlar,
köyde yaşamaktan iyidir diyorlar. Kenar mahallelerde oturanlar canları sıkıldığı
zaman Cumhuriyet Meydanında toplanıyor. Çekirdek yiyor, çöpünü yere
tükürüyorlar, güvercinlere evden getirdikleri kokmuş yemeklerini veriyor, sonra
güvercin pislikleri içinde çocuklarını gezdiriyorlar. “Biz hayatımızdan memnunuz,
Ünye yapılmış, yıkılmış bizi ilgilendirmez, köyün çamurundan iyidir” diyorlar.<o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiMzqCk7uxY4ObV5pip4uAIeaeyMvi2nsPFtG6yC9vYvA1O73Gz7Ky6N_16gZLofsKMEzJIsc9UeeRn6FjUT-SgyjQcwadK9u8LL5byoYaAsLW0DULBAhSnrRzDrU_BwUBTgLB7a6_FYk6thvIfTiMgazc5oZ-bL5zAROnqAEHLp_msDrCIYC_3kf9XVk/s2759/unye-cakirtepe.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="2759" data-original-width="2759" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiMzqCk7uxY4ObV5pip4uAIeaeyMvi2nsPFtG6yC9vYvA1O73Gz7Ky6N_16gZLofsKMEzJIsc9UeeRn6FjUT-SgyjQcwadK9u8LL5byoYaAsLW0DULBAhSnrRzDrU_BwUBTgLB7a6_FYk6thvIfTiMgazc5oZ-bL5zAROnqAEHLp_msDrCIYC_3kf9XVk/s320/unye-cakirtepe.jpg" width="320" /></a></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Bir Ünye vardı bizim yaşadığımız, çocukluğumuzun ve
gençliğimizin geçtiği, modern, kültürlü Ünye. Karadeniz'de kültür düzeyi yüksek
bir şehirdi. Yalı'da Rumlardan kalma beyaz boyalı taş evler arkada
kaptanların ve kadıların konakları duruyordu, bahçelerde meyvelerin, mandalinanın,
portakalın, elmanın bol olduğu. Balığın, hamsinin ucuz olduğu, turistlerin çok
geçtiği ve konakladığı, herkesin birbirini tanıdığı esnafın ve sanatkarın güler
yüzlü birer filozof olduğu, bir Ünye vardı. <o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Kültür, sinema, tiyatro, konser ve türlü sosyal olayın
yaşandığı, zarif kızların, zarif bayanların ve centilmen beylerin olduğu bir
Ünye vardı. Genç kız ve erkeklerin pırıl pırıl giyindiği bir Ünye vardı. Eski
tarihi binaların hepsi duruyordu, yıkımına izin verilmeyecekti. Şehrin en güzel
tepeleri ve sahillerine sahip çıkılacaktı, eski diye ne varsa yıkılmayacaktı,
şehrin orasına burasına ilgili ilgisiz şeyler konulmayacaktı. Yıkılanlar da
imkanı olanlar aslına uygun tekrar yapacaktı.<o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Şehirde her geçen gün azalıyoruz. Yaşlılar birer birer
göçüp gidiyor, eğitim için giden çocuklarımız geri dönmüyor, yerel yönetimlerde
ve ticarette bizim kuşaktan kimse kalmadı. Cenazelerde bir araya geliyoruz, bir
kuşak artık sahneden çekiliyoruz.<o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Sosyal yapı, mahalle ve mahalle kültürü, komşuluk ilişkileri,
arkadaşlık, dostluk kayboldu, bahçeli evler kayboldu, bahçelerdeki meyve
ağaçları kayboldu, oyun alanlarımız kayboldu, yeşil alanlarımız kayboldu,
geçmişimiz kayboldu.<o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Yeni gelenler, ortaya bütün köylerin karışımı kişiliksiz
hiç bir tarza uymayan bir şehir çıkardı.<o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Koruyamadık, sahip çıkamadık.<o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Bilmeyenlerin eline bıraktık.<o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Koca bir şehri elli yılda bitirdik musalla taşına yatırdık<o:p></o:p></span></span></p><p align="center" class="MsoNoSpacing" style="background: white; text-align: center; text-indent: 1cm;">
</p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;"><span style="color: #333333;"><span style="font-family: inherit;">Şimdi imamı bekliyoruz…</span><span style="font-family: Times New Roman, serif;"><o:p></o:p></span></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-42179503853445974972024-01-11T15:00:00.008+03:002024-01-15T18:26:55.852+03:00Mavianne İle Sohbetin Daniskası Başlıyor!<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqRnCKs7YXCi-arhDNs7hQZHvgABEl6cymhpeVkux_ONqGukpODnuOk_X01Vsh2BIj2ddOsS7HQxCbL8HCtXfb5kM1y0bozEVZUs7g3R03Yq-pAwlK5waPsEu_fxEwrYprclBJCT-N-TLxUMinu1SXZONq5NXQaBrGZ-__U1keOz8G5u6t41SUA9T_fMM/s1600/mavianne-daniska.JPG" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1117" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqRnCKs7YXCi-arhDNs7hQZHvgABEl6cymhpeVkux_ONqGukpODnuOk_X01Vsh2BIj2ddOsS7HQxCbL8HCtXfb5kM1y0bozEVZUs7g3R03Yq-pAwlK5waPsEu_fxEwrYprclBJCT-N-TLxUMinu1SXZONq5NXQaBrGZ-__U1keOz8G5u6t41SUA9T_fMM/s320/mavianne-daniska.JPG" width="223" /></a></div><div><span style="background-color: #f1f1f1; font-family: inherit; font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; text-align: justify;">Etkinlik Detayı</span></div><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #f1f1f1; box-sizing: border-box; color: var(--black); font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; line-height: 27px; margin: 0px; outline: none; padding: 0px 10px 0px 0px; scroll-margin: 20px;"></p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; box-sizing: border-box; color: var(--black); font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; line-height: 27px; margin: 0px 0px 10px; outline: none; padding: 0px 10px 0px 0px; scroll-margin: 20px; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">Fatma Erdem Mavianne her ay ilginç konu ve konukları ile Daniska Medya ve Sanat’da olacak. İlk konukları Melih ve Behlül Şentürk. Melih bisikletçi, vegan yaşam felsefesini benimsemiş bir diorama sanatçısı. Behlül, resim öğretmeni, hikaye anlatıcı, resimlerini giyinilebilir sanat haline getiren bir sanatçı. Bu sohbet kaçmaz!</span></p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; box-sizing: border-box; color: var(--black); font-size: 16px; letter-spacing: -0.6px; line-height: 27px; margin: 0px 0px 10px; outline: none; padding: 0px 10px 0px 0px; scroll-margin: 20px;">BİLET ALMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN</p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; box-sizing: border-box; color: var(--black); letter-spacing: -0.6px; line-height: 27px; margin: 0px 0px 10px; outline: none; padding: 0px 10px 0px 0px; scroll-margin: 20px; text-align: center;"><a href="https://www.bubilet.com.tr/ankara/etkinlik/mavianne-ile-sohbetin-daniskasi"><b><span style="font-size: x-large;">BUBİLET</span></b></a></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqvV9W73UUVbZBRBHDgMWxN-j1PvswFoMPbUvMuCNdK_faTwN2m99_vLjJAAQXRSiUoPrCFYUxs7qgMG51m62qOSgyD25w3FHrK3MymCPwI23eMEvCdFBnpF6z6qVNY7wp2HPuPpcuGZ8Q29m_YuuU62jmnKG_AH-KGRnKBlOvSr5pfvN2kiWHM4s0bU4/s6720/OZGE2668.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4480" data-original-width="6720" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqvV9W73UUVbZBRBHDgMWxN-j1PvswFoMPbUvMuCNdK_faTwN2m99_vLjJAAQXRSiUoPrCFYUxs7qgMG51m62qOSgyD25w3FHrK3MymCPwI23eMEvCdFBnpF6z6qVNY7wp2HPuPpcuGZ8Q29m_YuuU62jmnKG_AH-KGRnKBlOvSr5pfvN2kiWHM4s0bU4/s320/OZGE2668.JPG" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; box-sizing: border-box; color: var(--black); letter-spacing: -0.6px; line-height: 27px; margin: 0px 0px 10px; outline: none; padding: 0px 10px 0px 0px; scroll-margin: 20px; text-align: center;"><a href="https://youtube.com/shorts/OlZUG-61AXs?feature=share" style="letter-spacing: -0.6px;"><span style="font-size: x-large;">YOUTUBE VİDEOSU</span></a></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-50513647482381884892024-01-05T09:00:00.002+03:002024-01-05T22:32:49.520+03:00Yaşlılık<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoKJargG81NdfCnOiaOQFBukQ9a4muhuoZaWJ8IwwBd78XcgXPn9x-YJ7ApQhyFeUaCIKYJsv6ZAMZK_vu1iE3KZ_LFZCIdygYOs1uiI0yQhCKVAGT119CKGQeINrrKuC_KZ7ONtrpnWQBC5_xqa3oT7X9mx10zxG3Agm_1ZdoPj9YkQ1CuEq3gYbH6Ek/s1000/IMG_9834.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1000" data-original-width="562" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoKJargG81NdfCnOiaOQFBukQ9a4muhuoZaWJ8IwwBd78XcgXPn9x-YJ7ApQhyFeUaCIKYJsv6ZAMZK_vu1iE3KZ_LFZCIdygYOs1uiI0yQhCKVAGT119CKGQeINrrKuC_KZ7ONtrpnWQBC5_xqa3oT7X9mx10zxG3Agm_1ZdoPj9YkQ1CuEq3gYbH6Ek/s320/IMG_9834.jpg" width="180" /></a></div><p><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt; text-align: justify;">Her yaşın ayrı bir
güzelliği olduğunu düşünenlerdenim. “Şimdiki aklınla yirmi yaşında olsan, nasıl
davranırdın, hangi seçimleri yapardın?” sorusuna verilecek cevabı siz de belki
zaman zaman düşünmüşsünüzdür. Hayat seçimlerden ibaret, sonsuz olasılıklardan
birini seçip o yolda ilerliyorsun ve bu senin hayat yolculuğun oluyor. Peki
yıllar geçse de aynı kalmak mümkün mü? Bu doğa yasalarına aykırı, ruhsal ve
bedensel değişim gösteriyoruz zamanla.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Saçımdaki ilk beyazı
gördüğümde bir çığlık attım ve mutlu oldum. Sağlıkla ve huzurla yaşlanıyordum,
her şey olması gerektiği gibi akıyordu. Yüzümdeki çizgiler arttı, yakın gözlüğü
takmaya başladım sonra. Tüm bunlar adeta büyümemin, olgunlaşmamın ve yaş
almamın izleriydi. Hepsini sevgi ve anlayışla kabul ettim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Çevremde yüzlerine
yapılan “küçük dokunuşlar!” moda olmaya başladığında ise; “ben bu çizgiler için
yıllarımı verdim, tek bir dokunuşla tüm bunları sildiremem” demiştim. Ayrıca
botoks, dolgu uygulamasının vücudumuzun enerji şalterleri olan çakralarımızı
bloke ettiğini düşünüyorum. O akışın kendi rızamla kesilmesine müsaade edemem.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Bu tür uygulamaları
yaptıranlara saygı duyuyorum, kocaman bir sektör var arkasında, bir salgın
gibi yayıldı. Estetik ameliyatlar gibi zahmetli de değil, bir kaç iğne ile halloluyor
tüm çizgiler. Peki çizgiler gidince 50 yaşındaki biri 20 yaşında gibi mi
görünüyor? Bunun cevabını verip kimsenin
kalbini kırmak istemem. İki kaşımın arasındaki çizgiyle, gözümün yanındaki kaz
ayaklarıyla, sarkan yanaklarımla da güzel olabilirim bence. </span><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt; text-align: left;">Ruhun gençliği benim açımdan daha mühim bir
mevzu, enerjinin yüksek olması, hayattan zevk almak, üretmek, sosyal hayatın
içinde olmak. </span><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt;">Aklım fikrim
yerinde, huzurla ve olgunlukla yaşlanmak nasip olsun yeter ki.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">İtalyan sosyal medya
ünlüsü 93 yaşındaki Licia Fertz’den bahsetmek istiyorum sizlere. Zamanın vücudunda bıraktığı izlerle barışmayı başarmış
bir kadın o, yaşlılığı ile barışık. BBC’nin her yıl ilham veren başarılı yüz kadınından
biri seçilmiş Fertz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Söylediklerine kulak
verelim ;<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Kırışıklıklarımızdan
korkmamalıyız, özellikle ilk kırışıklıklardan; bu doğanın güzelliğimizi yeniden
tasarlamasının bir yolu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Gençlik marifet,
yaşlılık da bir ayıp değil.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Kadın güzelliği yiyecek
gibi bozulan bir şey değildir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">İlerlemekten ya da
değişmekten hiçbir zaman korkmayın. Sadece bunları kucaklamaya olan direncinizden
korkun.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Yaşlanmaktan korkmak
beyhude; ruhun yaşlı değilse zaman seni yaşlandırmaz.<o:p></o:p></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-738611773556425022023-12-30T09:00:00.027+03:002023-12-30T09:00:00.138+03:00 2024'te Hatırla<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhy6i69xHoYB1NHTgkxu6LWVn6mRx3yb-RumLDvAM5R2cRlKicmdBG8f0iUE66b5tvy7bICxIUjuBSj2iX1QSeGmBcLa09TuZiYO_DY2kuKImxGT_MndS4xbyx-s6kSX-1E_2RmIr1ajgulMLNg0hTuslfNykA5mbmQor626WcuWXtr_u0PhLiVtBUI4pg/s2048/IMG_0973.JPEG" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhy6i69xHoYB1NHTgkxu6LWVn6mRx3yb-RumLDvAM5R2cRlKicmdBG8f0iUE66b5tvy7bICxIUjuBSj2iX1QSeGmBcLa09TuZiYO_DY2kuKImxGT_MndS4xbyx-s6kSX-1E_2RmIr1ajgulMLNg0hTuslfNykA5mbmQor626WcuWXtr_u0PhLiVtBUI4pg/s320/IMG_0973.JPEG" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt; text-align: justify;">Yılın bu son günlerinde
bir muhasebe yaparım içimde, yılı nasıl geçirdim, neler yaşandı, artıları
eksileri neler oldu? Hepsinin bende bıraktığı izlere dokunurum birer birer. İyisiyle
kötüsüyle her birine teşekkür ederim, şimdiki bana ulaşmam için verdikleri çaba
için. Yeni yıldan beklentilerimi sıralarım defterimin satırlarına özenle.</span></div>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">“Sağlığı olanın umudu,
umudu olanın her şeyi vardır” sözünü okuduğumda yıllar önce, tüm ailem genç ve
sağlıklıydı. Yaşım kemale erince anladım gerçek değerini bu sözün. Yeni
yıldan herkese sağlık diliyorum, hastanelere muhtaç olmayalım. Umudumuz her
daim bizimle olsun, onu kaybetmeyelim. Daha iyi, daha huzurlu ve dengeli bir
hayat için sağlığımız iyi olsun her şeyden önce.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Sevdiklerimiz olsun
çevremizde, birlikte vakit geçirmekten keyif aldığımız dostlarımız,
akrabalarımız olsun. Gülmekten gözümüzden yaş gelsin, konuşmaktan damağımız
kurusun. Mutfağımızdan evimize nefis kokular yayılsın, kalabalık sofralar
kurulsun. Hayallerimizi anlatalım, anlattığımız kişi hayalimize sahip çıksın
bizi desteklesin.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Özlem dolu kavuşmalar
yaşayalım, seyahatin tadını çıkaralım. Yanında huzur bulduğumuz, sessizliğine
sığındığımız dostlarımız olsun. Birlikte olmaktan hoşlandığımız, kolaylıkla
çalıştığımız iş arkadaşlarımız olsun. Hayatımız kocaman bir fıkra olsun,
anlattıkça gülebildiğimiz anılar ağır bassın. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJ2c6iX1V7XRx-svgj9OFHXAkuonFghFr5762DReAOLwrp6GyAw4VLQBGuK502uW11y_zWAewVvPxa8QIER_S3C4YYyYbGXf8R716uVxcQHYcjrI7vaBPplMLgeDwYcxN0rVdShOzphZvlSA4u97sbAr1H1SdQ5LuGnuF_j2fkjHfGsfOCArSFYeQRr88/s1024/IMG_1185.JPG" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="768" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJ2c6iX1V7XRx-svgj9OFHXAkuonFghFr5762DReAOLwrp6GyAw4VLQBGuK502uW11y_zWAewVvPxa8QIER_S3C4YYyYbGXf8R716uVxcQHYcjrI7vaBPplMLgeDwYcxN0rVdShOzphZvlSA4u97sbAr1H1SdQ5LuGnuF_j2fkjHfGsfOCArSFYeQRr88/s320/IMG_1185.JPG" width="240" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt; text-align: justify;">Başkasını yargılayıp,
eleştirmek yerine aynaya bakalım, nasıl kendimizi geliştirebiliriz ona kafa
yoralım. Boşa vakit harcamayalım, vaktimizi verimli kullanalım. Neden? demek yerine
Nasıl? diye soralım. Günü zorlaştırmaya değil, kolaylaştırmaya odaklanalım.
Güzellikleri görmeye başlayalım, çirkinlikleri örtelim, hayatımızı
güzelleştirmek bizim elimizde, fark edelim.</span></div><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">İltifat edelim,
teşekkür edelim, sürprizler yapalım, hediye verelim, güler yüzlü olalım, güzel
sözlü olalım, şükredelim. Bize nasıl davranılmasını istiyorsak biz de aynı
şekilde çevremize davranalım. Değer verelim, eleştirmeyelim, sevgi ve saygı gösterelim.
Dürüst ve güvenilir olalım, art niyeti, pimpirikli ve huysuz olmayalım. Marifet
olmadığını bilelim, kalp kırıcı bir dobralığın. Marifetin, güzel yürekli olmak,
nazik ve ince davranmak olduğunu bilelim. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjElvf3fP6sS2QkiGdygEtG5Kw6UtaPvl4v2E1wAfI7y_Dte1yH5a4mv6x2JJ3_GmfB8ursSnGizAlGtYf10rnYBk78Q-v8TceLZFgBVPSYvhOO2BRUMixWcfRVNQcR_y5kFel02LnPqEnmdPRM1x5dRuNhF0_vDdFf7KTLGXDqwFyFPDEsAA9HVvPQ5Hc/s2048/IMG_0975.JPEG" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjElvf3fP6sS2QkiGdygEtG5Kw6UtaPvl4v2E1wAfI7y_Dte1yH5a4mv6x2JJ3_GmfB8ursSnGizAlGtYf10rnYBk78Q-v8TceLZFgBVPSYvhOO2BRUMixWcfRVNQcR_y5kFel02LnPqEnmdPRM1x5dRuNhF0_vDdFf7KTLGXDqwFyFPDEsAA9HVvPQ5Hc/s320/IMG_0975.JPEG" width="240" /></a></div><p></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Boş durmayalım,
üretelim, üretmenin, çalışmanın, meşguliyetin cennet olduğunu unutmayalım.
Birlikteliklerden güçlenerek çıkalım, destek olmanın, yardımlaşmanın zevkine
varalım. Her gün kendimizi mutlu edecek bir şey yapalım, kendimizi şımartalım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12pt; text-align: left;">2024'te kendime hatırlatmak istediklerimi sıraladım. </span>Sizler de bir kağıt kalem alın elinize bakalım neler dökülecek kaleminizden kağıdınıza. İyi yıllar
diliyorum sizlere, herkesin gönlünün muradı gerçek olsun bu yeni yılda.<o:p></o:p></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-89950070802112747632023-12-28T12:38:00.000+03:002023-12-28T12:38:06.094+03:00Tabağını Dönüştür Geleceğini Dönüştür*<p> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsF7vR1drFz0IYSwbbCtbTslvNHTYlcgTyNwRXUnKQCcNENqHM0Dm_FhHIjsB57VuIW9NQP98E-VBUsfpxoyquIEalPhYuA34bxQl9-3sC40ZuwFYTeIctbGGS5M229QB0p_KxSa5jddEH-MVs7NTOcTGA_0qZxDbMmGnlIqu1nzH_mUhzBpOTgfaq_XQ/s1800/mert-firat.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1800" data-original-width="1440" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsF7vR1drFz0IYSwbbCtbTslvNHTYlcgTyNwRXUnKQCcNENqHM0Dm_FhHIjsB57VuIW9NQP98E-VBUsfpxoyquIEalPhYuA34bxQl9-3sC40ZuwFYTeIctbGGS5M229QB0p_KxSa5jddEH-MVs7NTOcTGA_0qZxDbMmGnlIqu1nzH_mUhzBpOTgfaq_XQ/s320/mert-firat.jpg" width="256" /></a></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="background: white; font-family: "Times New Roman","serif";">Dünyadaki dönüşüm, insanlar iyileştiğinde ve diğer insanlara yatırım yapmaya başladığında gerçekleşir. <i>Michael W. Smith<o:p></o:p></i></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm;"><i><span style="background: white; font-family: "Times New Roman","serif";"><o:p> </o:p></span></i><span style="background: white; font-family: "Times New Roman","serif"; text-align: justify;">Geçen hafta katıldığım bir etkinlikte, “Dönüştüren Kadınlar Platformu”nun üreten, çalışkan kadınları ile bir araya geldim. Otuz yılı aşkın bir süredir doğa koruma, atık, atıksu, hava, geri dönüşüm gibi her konuda çalışan bir Çevre Mühendisi olarak, hassasiyetle bu konularda çalışmalar yapan pırıl pırıl kadınları yürekten destekliyorum. Sürdürülebilir bir Dünya’da yaşamak için g</span><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; text-align: justify;">eri dönüşümün kaçınılmaz olduğunu bir gerçek.</span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; text-align: justify;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjyWWwEZB8SfyRxCguiksOugwm1vla3-C_MfbW0DuxShxFsFKZd7LWKH45OJy99x2kNV-UEMyb3YaQDXOYSU1uwm7HA7mUE7z1wDLOs1WE9fyJMMInWZDlDnMn_V7XSb_6Ypud9JhfbTvJDLyovaZii9qhaXPtiTLyock_uCLdUmGJut1W17K58LuJdxE/s1800/donusturen-kadinlar.jpg" imageanchor="1" style="font-family: "Times New Roman"; margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1800" data-original-width="1440" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjyWWwEZB8SfyRxCguiksOugwm1vla3-C_MfbW0DuxShxFsFKZd7LWKH45OJy99x2kNV-UEMyb3YaQDXOYSU1uwm7HA7mUE7z1wDLOs1WE9fyJMMInWZDlDnMn_V7XSb_6Ypud9JhfbTvJDLyovaZii9qhaXPtiTLyock_uCLdUmGJut1W17K58LuJdxE/s320/donusturen-kadinlar.jpg" width="256" /></a></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Doğru Geri Kazanım Şirketi Genel Müdürü Nagihan Çakır Yılmaz ve Diyetisyen Elvan Odabaşı öncülüğünde kurulan Platform, toplumun bu konuda farkındalığını artırmayı hedefliyor. Dönüşümün kadınlardan başladığı gerçeğinden hareketle mutfakta, sağlıkta, sanayide toplumun her alanında bilincin artırılması ile geri dönüşümün daha hızlı sağlanacağına dikkat çekiyorlar.</span></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjM9DtgBJND4XF2P0suCu5XwjgFp4A5oT5Rqgkx-knXuPWSt9wvWKR98003fJcoVh9Jv1BY2AdmGQ3ktMBvXPvd3Cgd6tUO9-lt0IoT_JbGWn3rdBYH1htJXhu0u_kzLE4yDosc9xiYmHF5jdUF9RTEWc1vfwS-2c9zVVJft5wPaSa9jsAVmBrKQInPVew/s2048/geri-donusum.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjM9DtgBJND4XF2P0suCu5XwjgFp4A5oT5Rqgkx-knXuPWSt9wvWKR98003fJcoVh9Jv1BY2AdmGQ3ktMBvXPvd3Cgd6tUO9-lt0IoT_JbGWn3rdBYH1htJXhu0u_kzLE4yDosc9xiYmHF5jdUF9RTEWc1vfwS-2c9zVVJft5wPaSa9jsAVmBrKQInPVew/s320/geri-donusum.jpeg" width="240" /></a></div><p></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; font-family: "Times New Roman","serif";">Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Türkiye Girişimci Kadınlar Kurulu ile birlikte Ankara’da düzenlenen </span><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Dönüşen Kadınlar Platformunun üçüncü toplantısına, <span style="background: white;">UNDP Türkiye İyi Niyet Elçisi, Oyuncu Mert Fırat ve FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık katıldı.<o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; font-family: "Times New Roman","serif";">Bitkisel atık yağların yönetiminin ekonomiye katkısı, çevreye ve insan sağlığına zararları, atıkların kaynağında ayrı toplanması konularına değinildi. “Biz bu dünyadan en az yara ile nasıl çıkarız?” sorusuna cevap arandı.</span><span style="font-family: "Times New Roman","serif";"> Sanayi, tarım, enerji üretimi tüm bu faaliyetler sonucu ortaya çıkan atıkların Dünyamızı giderek daha fazla tehdit ettiğine parmak basıldı.</span></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisNcZ-LUzhrjEUtJyDIMPC-yNMsZFjBq2c8IB0HVk-ylrUa5S_tKOPM4Nv-w6HC2rLAeAYEdviE02gTR8p5lN6NUFoFVfY_k6VyMG9xEQiGZ9Je-D6T35mGg8NJjJcLsRjUbv8Q1lQ0Kn4DZRjF4aBsSiCGrcg3doMb2rWF-2rSRv3lihCTf6DsWPUQ24/s2048/elvan-odabasi.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisNcZ-LUzhrjEUtJyDIMPC-yNMsZFjBq2c8IB0HVk-ylrUa5S_tKOPM4Nv-w6HC2rLAeAYEdviE02gTR8p5lN6NUFoFVfY_k6VyMG9xEQiGZ9Je-D6T35mGg8NJjJcLsRjUbv8Q1lQ0Kn4DZRjF4aBsSiCGrcg3doMb2rWF-2rSRv3lihCTf6DsWPUQ24/s320/elvan-odabasi.jpeg" width="240" /></a></div><p></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman", "serif";">Dönüştüren Kadınlar <a href="https://www.instagram.com/donusturen_kadinlar/"></a> etkinliğinin menüsünü oluşturan, Geleceksel Gıda ve Beslenme Tasarımcısı, Dyt. Elvan Odabaşı’na kulak verelim;</span><span style="font-family: "Times New Roman", "serif";"> </span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman", "serif";">Geleceğini dönüştür! Tabağındaki tercih ettiğin besinler sadece seni etkilemiyor, Dünyaya da bir iz bırakıyor. Bugün tabağına aldığın her fazladan gıdayı ihtiyacından fazla tükettiğin için ya sağlığını israf etmene ya da o gıdayı tabakta bırakıp gıdayı israf etmene sebebiyet veriyor. Gerçekten ne kadar gıdaya ihtiyacın olduğunu öğren! Bilinçli ve “yeterini” bilen bir insana dönüşüyor olman. Dünyada hem açlığa hem obeziteye hem de kronik hastalıkların yükünü hafifletmeye çözüm olacak unutma!</span></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdMA2fB1Y6YHY-tjvtgYdb-AbS_UFjK0S1oKds86ZDqZ6ebhuU83LTcUy7RV4qyTcyr9-1LSy77AkCDjWHZp1XnYHVu568iXFgVYAAzaoV-wSvIwfApUgkmE5BCJIdCmiWw9_RcMH_p-qp6kUPS50i2Dm0mnTIhq6uuqBo2GsPLrtxGAykA8jjwj3Y6ic/s2046/elvan-odabasi-mavianne.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2046" data-original-width="1538" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdMA2fB1Y6YHY-tjvtgYdb-AbS_UFjK0S1oKds86ZDqZ6ebhuU83LTcUy7RV4qyTcyr9-1LSy77AkCDjWHZp1XnYHVu568iXFgVYAAzaoV-wSvIwfApUgkmE5BCJIdCmiWw9_RcMH_p-qp6kUPS50i2Dm0mnTIhq6uuqBo2GsPLrtxGAykA8jjwj3Y6ic/s320/elvan-odabasi-mavianne.jpeg" width="241" /></a></div><p></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-family: "Times New Roman", "serif";">Yani çözüm SENsin,<br />Çözüm tabağındaki tercihler,<br />Yediğin her lokmaya saygı duy,<br />Doğanın sana bonkörce armağan ettiklerini tanı ve bunun için ŞÜKRET,<br /><br />Ve unutma gıda asla bir çöp değildir,<br />Çöpe gıda atma,<br />Fazlasını alma,<br />Sapını, kabuğunu, çekirdeğini, yapraklarını bile kullanabilirsin,<br />Böylelikle gıdaya ikinci bir hayat vermiş olursun,<br />Değerlendiremediklerinle kompost yapıp ve hayata yeniden katılmalarını sağlayabilirsin….<br /><br />Gıdana duyacağın SAYGI geleceği dönüştürecek unutma,<br />Ve gıdayı paylaşmanın iyileştirici ve zenginleştirici gücünü de asla unutma…</span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: right;"><span style="font-family: "Times New Roman", "serif";"><o:p></o:p></span><span style="background-color: white; font-family: "Times New Roman", "serif"; text-indent: 47.2px;">*Dyt.Elvan Odabaşı</span><span style="background-color: white; font-family: "Times New Roman", "serif"; text-indent: 35.4pt;"> </span></p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNxEImyjjoKVVeJ18oUYQet1JLzK3cUV-fQ17qBQyZzFBZ8QdYY_Jx6rs9Pj4ClELnUt4XPpqdsG66dNXHYJGnNKJd5mUD0C7OhL7arOhPgu_GAcyxAMCenHRuV57AlUGGHnCiRBWOb9Cdh9GDc0YCGUdlT1XYcMuLy2PRSUcPrxin-RCuh-Z8jljTWRI/s1334/donusum.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1334" data-original-width="750" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNxEImyjjoKVVeJ18oUYQet1JLzK3cUV-fQ17qBQyZzFBZ8QdYY_Jx6rs9Pj4ClELnUt4XPpqdsG66dNXHYJGnNKJd5mUD0C7OhL7arOhPgu_GAcyxAMCenHRuV57AlUGGHnCiRBWOb9Cdh9GDc0YCGUdlT1XYcMuLy2PRSUcPrxin-RCuh-Z8jljTWRI/s320/donusum.jpg" width="180" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><p></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-60223635963488141822023-12-20T11:34:00.000+03:002023-12-20T11:34:01.115+03:00 Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz*<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCgd5FnTlvWtUKYQB1_Tugdk-f9MOoPPbxdjImu-GU0H3_vTHnaEQSOy7EGAfdamCTs7CLRie4s9NO0dNs5EjDYUDqUVIFffC0SYpV3JKmNUidHxNfpLs2ug0iBjX0I6uc4qcJ26VuEROITxhJTH-m_-PRc7Ou5cr687euYcuot4gHb-zPCrYUN8foUtg/s4272/kap%C4%B1.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2848" data-original-width="4272" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCgd5FnTlvWtUKYQB1_Tugdk-f9MOoPPbxdjImu-GU0H3_vTHnaEQSOy7EGAfdamCTs7CLRie4s9NO0dNs5EjDYUDqUVIFffC0SYpV3JKmNUidHxNfpLs2ug0iBjX0I6uc4qcJ26VuEROITxhJTH-m_-PRc7Ou5cr687euYcuot4gHb-zPCrYUN8foUtg/s320/kap%C4%B1.JPG" width="320" /></a></div><br /><p><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt; text-align: justify;">Doktor, hemşire, hasta
bakıcı, tüm sağlık çalışanlarına hak ettikleri saygıyı ve özeni gösteriyor
muyuz?</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Geçen haftalarda annem
diz kapağından ameliyat oldu, şimdi nekahet döneminde ancak, hızla toparlanıyor.
Bu süreçte ben de ona refakatçi olarak hastanede
kaldım. Öncesinde de tetkikler için sık sık o koridorları arşınladım. Tüm
sağlık çalışanlarının bir altın madalyayı hak ettiğini düşünmem bundan.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Ankara Bilkent Şehir
Hastanesine hastalar sabahın altısında gelmeye başlıyor. Bekleme salonları saat
sekiz, sekiz buçuğu gösterdiğinde ana baba günü oluyor. Herkesin envai çeşit
derdi, sıkıntısı var, saatlerce bekliyorlar o kapıların önünde. Beni en çok
etkileyen, hasta çocuklar ve gençler oluyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Bizler sıcacık
evimizde, yumuşacık yataklarımızda uyurken nöbetçi doktor ve hemşireler
hastane koridorlarını arşınlıyor. Hasta odalarına girip çıkıyor, hastalarla
ilgileniyor, rahatsız kanepelerde sayıklıyorlar. “Her mesleğin zorlukları var”
dediğinizi duyar gibiyim. <span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Ancak hastaneye yolu düşmeyen onların durumunu gerçekten
anlayamaz.</span> Biz beyaz yakalılar mecazi anlamda “ağız kokusunu çekiyoruz
insanların” diye arada söyleniriz. Sağlık çalışanları gerçek anlamda ağız
kokusuna, ter kokusuna, hastalık kokusunu maruz kalıyorlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Özlük haklarını ve
maaşlarını en çok hak eden meslek gurubunun başında yer alması gerekiyor
sağlık çalışanlarının. Ülkemizde maalesef son zamanlarda şiddet, değersizleştirme, hor görme
bir salgın gibi yayıldı. Bu toksik duygular ve eylemler herkesi bezdiriyor.
Değer göreceği, maddi manevi hakkı olanı alacağı arayışlara yöneliyor gençler,
çoğunun gözü yurtdışında. İnsan gibi muamele göreceği yerde çalışmanın hayalini
kuruyorlar. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="background: white; color: #1f1f1f; font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">S</span><span style="color: #1a1b1b; font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; letter-spacing: -0.25pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-weight: bold;">ağlık çalışanlarının daha iyi çalışma koşulları ve daha iyi yaşam
kalitesi umuduyla ülkeyi terk etmemesi için</span><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;">, <span style="background: white; color: #1f1f1f;">şiddet vakalarını ciddiye almalı, ağır
cezalar verilmeli ki tekrarı olmasın.</span><span style="color: #1a1b1b; letter-spacing: -0.25pt; mso-bidi-font-weight: bold;"> </span>Onların </span><span style="color: #1a1b1b; letter-spacing: -0.25pt;">motivasyonlarını kaybetmemeleri için
Ülke olarak elimizden geleni yapmalıyız.<o:p></o:p></span></p>
<p align="right" class="MsoNormal" style="text-align: right;"><span style="color: #1a1b1b; font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; letter-spacing: -0.25pt; line-height: 115%;">*Mustafa Kemal Atatürk</span><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; line-height: 115%;"><a href="https://www.unyekent.com/kose-yazilari/beni_turk_hekimlerine_emanet_ediniz-4403.html"><b> ÜNYE KENT GAZETESİ</b></a></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-34743255275641365472023-12-09T09:00:00.003+03:002023-12-09T09:00:00.343+03:00Yaşam Sevincimizi Besliyor Muyuz?<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJALYQh6MSbGTy10ew9EoupbwhsILVY9REyr6pnywKWwhbfJVvymne2xbEgyIJH7xfA89W31iz0mpfo2m78FNjpWc-h3DD0bihV-kikEwfoqIV5lqX9rTEe9bpQzC0t0vLmU_8BxOPH4gfNeljO-lN4lnz4faFHRW5z3aWQfx76cA6_IwNvN1ZlV8qOdw/s1080/received_10152738924533558.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="1080" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJALYQh6MSbGTy10ew9EoupbwhsILVY9REyr6pnywKWwhbfJVvymne2xbEgyIJH7xfA89W31iz0mpfo2m78FNjpWc-h3DD0bihV-kikEwfoqIV5lqX9rTEe9bpQzC0t0vLmU_8BxOPH4gfNeljO-lN4lnz4faFHRW5z3aWQfx76cA6_IwNvN1ZlV8qOdw/s320/received_10152738924533558.jpeg" width="320" /></a></div><p></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Yaşam
sevincini beslemek için yapılabilecekleri sıralamıştı geçenlerde bir kişisel
gelişim uzmanı. “Olumlu düşünme” bunların en başında geliyordu. Çok ilginç bir
tabir kullandı anlatırken; “rağmen bakış açısı”. Başına istemediğin bir olay
geldiğinde şu soruyu kendinize sorun diyordu. Her şeye rağmen, bu olayın bana
öğretmeye çalıştığı neleri görmem gerekiyor? <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Diğeri;
“her olana her haline şükredebilmek, şikayeti hayatından çıkarmak”. Yıllardır
denediğim bir yöntemdir bu benim. Tabi ilk başlarda o kadar da kolay olmuyordu.
Bir şeylerden şikayet ederken kendimi yakaladığımda, o olayı olduğundan çok
büyüttüğümü fark edip susmayı tercih ettiğim ve kendimi hafiflemiş hissettim. Söylenmeyi
bıraktığımda özgürleştim, şükrü artırdığımda ise hep güzellikleri hayatıma
çektim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Yaratıcılık,
üretkenlik adeta bir terapi. Annem televizyon karşısında bile örgü örerdi ben
çocukken. Hiç anlayamazdım onu, “anne neden yoruluyorsun ki, bırak örgüyü de
filmi rahatça izle” derdim. Şimdi anlıyorum örgü örmenin, seramik çiçek
yapmanın, dikiş dikmenin vb. nasıl bir terapi olduğunu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Annem,
bize kazak örmeye karar verdiğinde, rengarenk yün çilelerini tuhafiyeden alıp
eve gelirdik. Çile denirdi o yumak olmamış yüne. Avuç içlerimi karşılıklı bakacak şekilde
tutup, elimi çilenin içinden geçirir annemin karşısında dururdum. O da çileyi
özenle yün yumağına dönüştürürdü. Yünün kalınlığına göre örgü şişlerinin
numarası olurdu, her yün farklı şiş ile örülürdü. Abime o yıllar çok moda olan
önü saç örgülü, kolları pirinç desenli kazağını örerken kaç numaralı şiş
kullanmıştı hatırlamıyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: Times New Roman, serif;">Sürekli
görüştüğün çevrendeki beş kişinin, hayatında çok önemli olduğunu duymuşsunuzdur.
Depresif, sürekli gıybet eden, surat
asan tiplerle çevriliyseniz işiniz zor. Yaşam sevincinizi yükseltmek şurada
dursun, sizi hayattan bezdirebilirler. Hayatı, zorlukları, karanlığı,
sıkıntıları ile de bir paket olarak kabullendiğimizde işin içinden çıkmamız
mümkün oluyor. “Hayatımızı neden güllük gülistanlık, sıkıntısız, ferah ve tek
bir çizgide geçiremiyoruz?” sorusuna verilen cevap beni çok etkilemişti. Bir
hasta düşünün hastane yatağında yatıyor ve kalp atışlarının izlendiği bir
cihaza bağlı. Bu cihaza baktığımızda bir yukarı bir aşağı zikzaklar çizer ve bu,
hastanın hayatta olduğunu gösterir. Ne zaman ki, sabit paralel tek bir çizgi halinde
duruyor cihaz, hastayı kaybetmişizdir,
artık hayatta değildir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Hareket
berekettir der atalarımız çok da doğru söyler. Doğaya bakın, hayvanlara bakın
sürekli bir devinim içinde tüm evren. Hareketsiz durmak yaradılışa aykırı bir
durum. O nedenle hiç bir şey yapamıyorsanız bile yavaşça o televizyonun
karşısındaki koltuktan kalkın, camdan dışarı bakın, balkona çıkın, hadi
kalkmışken giyin spor ayakkabılarınızı ve o güzelim Ünye’nin sahiline çıkıp bir
deniz havası alın. Benim için de Yüzüncü Yıl’da bir şekersiz çay için.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Uyumadan
önce muhakkak bir saat kitap okumayı alışkanlık haline getirdim yıllardır.
Kitap okumak sizin empati kurma yeteneğinizi artırır. Küçük dünyanıza kocaman
bir pencere açar. Uyumadan önce eğlenceli bir müzik dinlemek veya film izlemek,
meditasyon yapmak da bize iyi gelenlerden. “Bugün ne öğrendim?” diye belki hiç
sormuyoruz kendimize, her günün bir çok hediyeyle geldiğini düşünüyorum. Onları
fark edip belki bir günlüğe belki de telefonumuzun notlar kısmına yazabiliriz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Yaşam
sevincimizi beslemenin farklı yollarını eminim her biriniz hayatınızda
uyguluyorsunuzdur. Çocuklarımızla, eşimizle, dostumuzla bir araya geldiğimizde,
iyi yaşam sırlarımızı paylaşıp birbirimize destek olabiliriz.<o:p></o:p></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-55880159815666155952023-12-01T09:00:00.014+03:002023-12-05T22:05:09.457+03:00Ünye'nin En Şanslı Kızı<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEih7yPXR2nIbknRTem9FcdLc4iSMBOTYeb_QEXi89V-st8thTRBMsHJ-8kTYWbCQtkuMkjXPgHIulLAsTbCdM66RqfaQ_R2Mw4qFWSL4RZz-9JXcWruc9Jb8nscki0q1CoH6fRkJInOcy1MMs3nhyBfUeM8CQPM9QTspND8iO8Hpn7PW_g0w_inESGp3mU/s1600/milliyet-cocuk.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1090" data-original-width="1600" height="218" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEih7yPXR2nIbknRTem9FcdLc4iSMBOTYeb_QEXi89V-st8thTRBMsHJ-8kTYWbCQtkuMkjXPgHIulLAsTbCdM66RqfaQ_R2Mw4qFWSL4RZz-9JXcWruc9Jb8nscki0q1CoH6fRkJInOcy1MMs3nhyBfUeM8CQPM9QTspND8iO8Hpn7PW_g0w_inESGp3mU/s320/milliyet-cocuk.jpeg" width="320" /></a></div><p></p><p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-family: inherit;"><br /></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: left;"><span style="font-family: inherit;"><span style="text-align: justify;">Bugün abim eski günlerden bir anı paylaştı aile WhatsApp grubumuzda birden o
yıllara ışınlandım adeta. Ben ilk okul birinci sınıftayım, yeni yeni okuma
öğreniyorum. Abim dördüncü sınıf öğrencisi olduğu için abone olduğu Milliyet
Çocuk Dergisi geliyor her ay evimize posta yoluyla. O zamanlar dergi aboneliği
olurdu ve eve postalanırdı dergiler. Ben tam okuyamasam da resimlerine bakıyorum, bazen
abim okuyor ben dinliyorum. Misafir odamızın bir duvarında boydan boya
kütüphanesi de olan televizyon dolabı var. </span><span><span style="line-height: 115%;">Orada ansiklopediden, Kemalettin Tuğcu’nun çocuk kitaplarına, </span><span style="line-height: 115%;">adap</span>-ı muaşeret <span style="line-height: 115%;">kitabından, dini kitaplara kadar geniş bir yelpazede
kitaplar mevcut.</span></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">Evimize her gün gazete girer, babam tüm köşe yazarlarını takip eder,
gazetenin altını üstüne getirip okur, abim ise hikaye kitaplarını, resimli
dergileri büyük bir merakla okurdu. Amcam ve amcamın kızı Hatice Ablamın da çok
okuduğunu hatırlıyorum. Annemin ise mutfağında her zaman yemek kitabı ve tarif
defteri olurdu, bazen gazetenin bulmacalarını çözerdi. Ben de o zamanlar Almanya’dan
getirilen alışveriş kataloglarının fotoğraflarına bakmayı çok severdim.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">Çocuklara “boş vaktinde kitap okumalısın” demek yerine bizim örnek olmamız
gerektiğini her zaman savunmuşumdur. Çocuk görerek, yaşayarak öğreniyor. Bana
kalırsa boş vakitte yapılan bir etkinlik değildir kitap okumak, özel bir vakit
ayırarak düzenli yapılmalıdır. Ailede düzenli bir şekilde kitap okuyan, yazı yazan
birilerini görerek büyüyen çocuğun kayıtsız kalması düşünülemez, okumaya
öğrenmeye değil mi?</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span style="text-align: left;"><span>Günlerden bir gün abimin üye olduğu çocuk dergisi bir hediye çekilişi
düzenliyor</span></span><span style="text-align: left;"> </span>ve abim her ay düzenli bir şekilde
kuponları kesip biriktiriyor bu çekilişe katılmak için. Abime bu kuponların ne
için olduğunu sorduğumda "7 sihirli sandık çekilişine katılacağım" diyor.
Yedek kuponları da benim adıma gönderdiğini daha sonra öğreniyorum. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: left;"><span style="font-family: inherit;"><span style="text-align: justify;">Hediye çekilişi sonuçlarının 24 Aralık 1975 Milliyet Çocuk Dergisinin
168.sayısında yayınlandığını abimin dijital ortamda bulup bana gönderdiği
dergide gördüm. Çekilişini ünlü sanatçıların yaptığı yarışmada “Fatma
Canbulat, Orta Çarşı Caddesi Çataltepe Gazozu No:20 Ünye” zarfını Gülden
Karaböcek çekip beni birinci ilan etmiş. </span><span style="text-align: justify;"> </span><span style="text-align: justify;">Ali Rıza Binboğa ikinciyi ve Cem Karaca’da dördüncüyü
açıklamış. Gelecek sayıda diğer kazananların açıklanacağı notu düşülmüş dergide. </span><span style="text-align: justify;"> </span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: left;"><span style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span><span style="text-align: left;">Dergi muhabirinin tabiri ile Gülden Karaböcek sihirli elleri ile çekiliş
</span><span style="text-align: left;"> </span><span style="text-align: left;">yaptığında biz, Ünye'de her şeyden
habersiz günlük hayatımıza devam ediyorduk.</span></span><span style="text-align: left;"> </span><span style="line-height: 115%;">G</span><span style="line-height: 115%;">ünler sonra babam, Çataltepe Gazoz Fabrikasından elinde bir mektupla,
yokuşu koşar adım çıkıp eve vardığında hepimiz şaşkınlıkla ona bakıyorduk.</span><span style="line-height: 115%;"> </span> Dergiden gelen mektupta 7
sihirli sandık hediyelerinin bana çıktığı haberi verilmişti. Ben nasıl olduğunu
anlayamazken, abim yedek kuponları benim adıma gönderdiğini söylüyor. Şans bana
vurmuştu ve beş kişilik çekirdek ailemizde bu habere en çok abim sevinmişti.</span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">Bir hafta sonra PTT’den koliler eve gelmeye başladı, ne çok şey vardı
içinde. Masa tenisi takımı, deniz botu, bisiklet, fotoğraf makinası, teyp, radyo,
kol saati. Hediyeler geldikten yaklaşık bir hafta sonra evimize İstanbul’dan bizimle
röportaj yapmak için bir muhabir gönderiyorlar ismi, Yunus Kılıç. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">1976 Mart ayında Milliyet Çocuk Dergisinin 178.sayısının ortadaki iki
sayfası 7 sihirli Sandık Çekilişi Birincisinin röportajına ayrılmıştı. Evimizin
salonunda deniz botunun içinde elinde pinpon raketleri, boynunda fotoğraf
makinasıyla o küçük kız, çok mutlu bir utangaçlıkla gülümsüyor. Bacaklarım
pedala yetişemiyor ve ben güçlükle bisikletin üzerinde duruyorken, deklanşöre
peşi sıra basan muhabiri hala hatırlarım. Bir anda evde ve okulda çok popüler olmamı
sağlamıştı bu birincilik.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
</p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><span>Hayat boyu şanslı bir hikayeye sahip olma maceramın, muhabirin “Ünye’nin En
Şanslı Kızı İlan Edildi” başlığı atması ile başladığını yıllar sonra fark
ediyorum.</span><span> <o:p></o:p></span></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0.0001pt; text-align: left;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5NwWnWYyjYyJeuzXkkbOcJWDX0XxK7A5GkPtWUfOQk4QyOfPd1BjVNh4lI3BgDog1uskYWeU5Dr0SSSwNF1PAs3o2gelwvjDVEOWQr0O9bzESa_Hf2CadPqK09mS8wlWIl4UuNBNqhL1lZZ9m2-JbQa0HaPeSLNj-DaYtB4qrN9jAZl5EgmZg23GzxFY/s1600/milliyet.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: inherit;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1098" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5NwWnWYyjYyJeuzXkkbOcJWDX0XxK7A5GkPtWUfOQk4QyOfPd1BjVNh4lI3BgDog1uskYWeU5Dr0SSSwNF1PAs3o2gelwvjDVEOWQr0O9bzESa_Hf2CadPqK09mS8wlWIl4UuNBNqhL1lZZ9m2-JbQa0HaPeSLNj-DaYtB4qrN9jAZl5EgmZg23GzxFY/s320/milliyet.jpeg" width="220" /></span></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><span style="font-family: inherit;"><div style="text-align: center;"><a href="https://www.unyekent.com/kose-yazilari/unyenin_en_sansli_kizi-4372.html" style="font-family: inherit;"><b>ÜNYE KENT GAZETESİ</b></a></div></span><p></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-40825798472732622372023-11-26T12:57:00.004+03:002023-11-26T12:57:54.016+03:00 Gülmekten Gözümden Yaş Geldi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6PNqoKT7XzvG_W8ceh8u66fmDGz8u83m__jaXL5FCRby-w5lwygL4hxJL1lnsmCtlcs1kdpEZtyWgP3NMANE23qKicsy7n5V4Ih83blXQTJOfq_tjJQP3pw0FAkXHTyeoQ-26AdxLbWwH4ZQCqM4J2f4hDK-AsJjPnwVFglPLhCBpdoAlFHSTXZC2aNU/s2046/kiraz.JPEG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2046" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6PNqoKT7XzvG_W8ceh8u66fmDGz8u83m__jaXL5FCRby-w5lwygL4hxJL1lnsmCtlcs1kdpEZtyWgP3NMANE23qKicsy7n5V4Ih83blXQTJOfq_tjJQP3pw0FAkXHTyeoQ-26AdxLbWwH4ZQCqM4J2f4hDK-AsJjPnwVFglPLhCBpdoAlFHSTXZC2aNU/s320/kiraz.JPEG" width="240" /></a></div><p align="center" class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="color: #050505; font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt; text-align: left;">“Sevdiklerinize gül verin, Gülünüz yoksa gülüverin.”</span></p><p align="center" class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="color: #050505; font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt; text-align: right;">Hz. Mevlâna</span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm;"><span style="color: #050505; font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span><span style="color: #050505; font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt; text-align: justify;">Somurtkan, güler yüzlü, asabi,
kadirşinas, herkesin farklı bir kişiliği var. Herkes keşke, hoş görülü, güler
yüzlü ve iç ferahlatan tabiatta olabilse. Ama Yaradan’ın bir bildiği varmış ki,
her birimizi farklı karakterde yaratmış. Ancak, çevresindeki insanları diken
üstünde oturtan, yüzünden düşen bin parça olan kişiler, baş tacı yapmak geliyor
mu içinizden? En çok merak ettiğim de, onlar bu durumdan memnun mu? “Ben
böyleyim, yapım bu değişemem, herkes bana göre hizalansın, ben huysuzum” diyeni
duydum. Saygıdeğer bir aile büyüğümüz “huysuzluk övünülecek bir marifet değil”
demişti böyle birinin yanında, hiç unutmam.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="color: #050505; font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt;">Çok severim şu cümleyi “gülmekten
gözümden yaş geldi”. Uzmanlar sabah kalktığınızda “aynaya bakın ve zoraki de
olsa kendinize gülümseyin, göreceksiniz ki, gününüz daha güzel geçer” diyor. Güneşin
gözümüze girmesini önlemek için, güneşli havalarda kaşlarımızı çatarız ya, bu
hal bizi kolayca asabi olmaya itermiş. Zihnimiz kolayca kanabilen bir yapıda
olduğu için de “kaşlarım çatık, o zaman ben sinirliyim” diye algılarmış. Yalancıktan
bile güldüğümüzde her şeyin yolunda olduğunu düşünüp, endorfin hormonu yani
mutluluk hormonu salgılıyormuş.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="background: white; font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt;">Türkiye'nin ve Dünyanın pek çok yerinde masal performansları
sergileyen ve seminerler veren yazar </span><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt;">Judith Malika Liberman’ın 2017
yılında yayınlanan "Masallarla Yola Çık" kitabında gülmek ve kahkaha atmakla ilgili yazdıklarını paylaşmak istiyorum.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt;">Gülmek
zihni özgürleştirir ve ruhun uçmasına izin verir. Kahkaha ruhumuzdaki
zincirlerin kırılarak açılmasının sesidir. Dolu dolu kahkaha atan birinin
ağzından beyaz bir güvercinin uçarak çıktığını hayal etmeyi severim. O an,
bastırılmış bir duygu özgürleşmiş, bir kural çiğnenmiş, endişe yok olmuştur.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt;">Gülmek
bizim içimizi öfkeden, suçluluktan, üzüntüden ve endişeden temizleyen bir
esintidir. Aynı zamanda gülmek zihnini bedenine, seni de çevrendeki insanlara bağlayan bir ip gibidir. Sadece
bedenin açık ve rahatsa iyi bir kahkaha atabilirsin. Kahkaha bulaşıcıdır da,
sen gülersen bütün dünya seninle birlikte güler.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt;">Çocukluğumuzda
ne çok gülerdik. Sonra bize orada burada kahkaha atmanın uygun olmadığı
söylendi. Toplantılarda kahkaha atmamalıydık ya da metroda kahkahamız çok sesli
olmamalıydı. Tabi biz de kahkahamızı içimizde tutarak bastırdık.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt;"> </span><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt;">Bana
göre kolayca kahkaha atmam; kendi dünyamla, bedenimle ve evrende bağlantıda
olarak kendi dağımın tepesinde durduğumun işaretidir. Kahkaha ilhamın önemli
bir unsurudur. Zira zihninin kendini içine kilitlediği dar kutunun duvarlarını
yıkar ve potansiyeller ufkunu geliştirir. </span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-22736965509016231032023-11-19T20:37:00.001+03:002023-11-30T12:41:11.520+03:00 FedaKAR<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOKuS8_-MzlNyMvAdvh3_YKUNXmDd95TXe8amSdzoLoEC178LWPBbRqCvVTfHs2wSffjXCvg37-QSbazrOwerdGCZ9_lRcbQ-PAkm5MgueiK6OLvtsGsXxwJEtnLethdlusR7Dfrdp0LD5u9P0VIJ9ivzl67V2T5-y7SIhVPBCJsu9axiVlXyPcOfNOpw/s1024/41cf18b8-4037-49f0-bb09-4aafcc3fb70d.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="768" data-original-width="1024" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOKuS8_-MzlNyMvAdvh3_YKUNXmDd95TXe8amSdzoLoEC178LWPBbRqCvVTfHs2wSffjXCvg37-QSbazrOwerdGCZ9_lRcbQ-PAkm5MgueiK6OLvtsGsXxwJEtnLethdlusR7Dfrdp0LD5u9P0VIJ9ivzl67V2T5-y7SIhVPBCJsu9axiVlXyPcOfNOpw/s320/41cf18b8-4037-49f0-bb09-4aafcc3fb70d.jpg" width="320" /></a><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-family: inherit;"><br /></span></div></div><span style="font-family: inherit; text-align: justify;">Hayatta karşı olduğunuz
hangi durumlar var? Bunları sesli olarak dile getirebiliyor musunuz? İlk aklıma
gelenleri sıralayayım; ağaçların kesilmesine, hayvanlara eziyet edilmesine,
doğanın kirletilmesine, toplumun cahil bırakılmasına, sosyal medyanın bizi ele
geçirmesine, pervasızlığa, sürekli olumsuz konuşanlara, dürüst olmayana,
nezaketsizliğe karşıyım.</span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;">“İyilik yapar gibi fedaKARlık
yapanlara karşıyım” dedi aile terapisti, yaşam koçu arkadaşım Güzin. “Fedakarlık;
kar elde etmek için bir şeyleri feda etmektir” diye ekledi. Hiç bu açıdan
bakmamıştım olaya. “Saçımı süpürge ettim senin için, şu yaptığına bak” cümlesi
yankılandı kafamın içinde. Kendine değil de başkalarına normalden fazla ilgi
alaka gösterip, bir de bunun karşılığını
beklemeyi anlatıyor bu ifade benim için. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;">Genelde toplumumuzda
kadınlar bunu yapıyor. Yaptıklarınızı özveri ve fedakarlık olarak
görüyorsanız sakın Yapmayın! Yaranamazsınız kimseye, siz verdikçe daha
fazlasını isteyenler olacaktır çevrenizde. Önceliği kendinize verin, hayatınızın
odağı kendiniz olsun. Bu demek değil ki, kimseyi umursamayın, bencil olun.
Aksine içinizden ve elinizden geldiğince gönülden yapın her ne yapacaksanız. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiB-sNSnfJBXTwrRSqpCayVG-A8ve1aAKFDfd6rwA96OVPBPyS2vVua1yMqonhtahIqIjAoKRkTkxMipAuiKrPIxvUSxOiIWT36w4OkJOGugDCnt1MuneMcZaXc5d0HWxiCi9-INOvJacA57t47-rdNe-OaB9ncztgtVClygouGkyGfzTNBIBJentJxUFw/s1024/c40f1c36-5eb6-406a-9ccb-4de54e883da8.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="768" data-original-width="1024" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiB-sNSnfJBXTwrRSqpCayVG-A8ve1aAKFDfd6rwA96OVPBPyS2vVua1yMqonhtahIqIjAoKRkTkxMipAuiKrPIxvUSxOiIWT36w4OkJOGugDCnt1MuneMcZaXc5d0HWxiCi9-INOvJacA57t47-rdNe-OaB9ncztgtVClygouGkyGfzTNBIBJentJxUFw/s320/c40f1c36-5eb6-406a-9ccb-4de54e883da8.jpg" width="320" /></a></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 12pt; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Eğer çok fedakar bir insan olduğunuzu düşünüyorsanız “hayır” demeyi
öğrenmelisiniz. Kendi sınırlarınızı belirlemeniz ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi
daha net anlamanıza yol açar. Hayır’ı her zaman olumsuz olarak algılamamak
gerekir, bazı şeyleri reddetmek sizin mutluluğunuz ve ruh sağlığınızın
korunması için de gerekebilir. Hayır demenin kabalık olduğu öğretilen bir evde
yetiştiyseniz eğer, istemediğiniz durumlara karşı nazik ve kibar bir üslupla da
hayır diyebileceğinizi unutmayın.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;">Çok fedakar olduğunu
düşünen biri çıkar karşınıza belki de, size bir şeyleri “feda” edip “kar” kazanmayı
bekliyordur. Bir de üstüne ona borçlu olduğunuzu düşünüyordur belki de, bu
sağlıksız ilişkiden kaçınmak en doğrusu olur. Aşırı fedakarlığın övünülecek bir
meziyet olmadığını yaşam içinde örnekleri ile görüyoruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;">Psikolojik Danışman ve
yazar Sarp Genco Gençaslan şöyle açıklıyor durumu; “Özveri göstermek aslında
öz yatırım yapmak. Fedakarlık ise “feda” dan ziyade “kar” odaklı bir hareket.
Genelde ilişkide fedakarlık yapan taraf, bir noktada yılıp, ilişkiyi noktalayan
taraftır. Çünkü bir ilişki ne kadar fedakarlık gerektiriyorsa, o çift o kadar
uyumsuzdur ve birbirine uydurulmaya muhtaçtır. Özveri ve fedakarlık, birini
birine uydurmak için yapılan manevi masraftır. Kim uydurma için orijinalinden
fazla bedel ödemek ister ki? Aşırı fedakarlık, bilinçaltınızda “emeksiz olmaz”
inancı ve öz değer eksikliğinin sonucu olabilir.”<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;"><a href="https://www.unyekent.com/kose-yazilari/fedakar-4340.html"><b>Ünye Kent Gazetesi</b></a></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-32024284997756638942023-11-11T08:30:00.001+03:002023-11-11T08:30:00.161+03:00Farkında Mısın?<p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLep3-yDP0tNMJ514FrQkSvbgdRr0NP3-BqKVLLcomRAlUCUH0Aiv9YFLWXbshrkaFAZusefYZb-keay1SG4wGLXsk1lOLwtYU94rtyXz-D5uZOPej5S-eLJkPyax87o-n7eS8sg5voJMzM09A_qvb1T0GF_0heWFe8sY_ovYaexLk0xW8FVdt3DVFLho/s4032/sonbahar.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLep3-yDP0tNMJ514FrQkSvbgdRr0NP3-BqKVLLcomRAlUCUH0Aiv9YFLWXbshrkaFAZusefYZb-keay1SG4wGLXsk1lOLwtYU94rtyXz-D5uZOPej5S-eLJkPyax87o-n7eS8sg5voJMzM09A_qvb1T0GF_0heWFe8sY_ovYaexLk0xW8FVdt3DVFLho/s320/sonbahar.jpg" width="240" /></a><br /></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">“Bakmakla
görmek, aşık olmakla sevmek arasındaki fark nedir?” diye sormuşlar Hz. Mevlana'ya…
Cevaplamış: “Senin baktığına herkes bakıyor; ama ya görebildiğini herkes
görebiliyor mu? Herkes aşık olabiliyor ama herkes senin gibi sevebiliyor mu?
Aralarındaki tek fark sensin.”</span><span style="font-family: "Times New Roman", "serif";"> </span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Geçen
günlerde instagram hesabımda bir fotoğraf paylaştım sonbahar ile ilgili. Ankara’ya
en çok sonbahar yakışıyor. Park ve bahçelerdeki ağaçların renklerine, doğanın
değişimine tanıklık etmek adeta büyülüyor beni. Sararan, kızaran yaprakların
süzülerek düşmesini izlemek bile insanı farklı duygulara sürüklüyor. Yaradan'a
bu muhteşem tablonun içine bizi de kondurduğu için şükrediyorum.</span><span style="font-family: "Times New Roman", "serif";"> </span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Ben
böyle sonbahar güzellemeleri yapınca bir arkadaşım, “bakış açısı önemli” yorumunu
yaptı. O zaman şöyle bir düşündüm, bakmak ve görmek aynı şey değil midir? Yukarıda
okuduğunuz Hz. Mevlana’nın sözleri çıktı karşıma, herkes aynı manzaraya baksa
da her biri kendi bakış açısı ve farkındalığı ile görüp, algılıyor. Benim
muhteşem bulduğum bir başkasına çok sıradan gelebilir.</span><span style="font-family: "Times New Roman", "serif";"> </span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Çevremdeki
güzellikleri görebilmeyi kendimle barışık olmama ve farkındalığımın artması
için kendi üzerimde çalışmama bağlıyorum. </span><span style="background: white; font-family: "Montserrat","serif";">Kendimize, çevremize ve yaşadığımız dünyaya karşı farkındalık
kazanmanın, hayatımıza birçok sürprizi getirebileceğini söylüyor uzmanlar. Farkındalıkla
yaşamayı, kendi yaşam yolculuğumuzda kontrolü elimize almamız ve hayatımızı
yönlendirebilmemiz açısından önemsiyorum.</span><span style="background-color: white; font-family: Montserrat, "serif";"> </span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="background: white; font-family: "Montserrat","serif";">Farkındalığımızı artırmak için neler yapabiliriz? Örneğin
doğru nefes alma ile başlayabiliriz işe. “Ne saçma şey, herkes nefes alıyor
yoksa yaşayamazdık” dediğinizi duyar gibiyim. Yapmanız gereken; derin derin
nefes almak ve kısa süreler de olsa, nefes alışımıza odaklanmak. Sakinleşmemize
ve çözümsüz gördüğümüz olumsuz durumlara farklı bir açıdan bakabilmemize
yardımcı oluyor doğru nefes almak, özellikle diyafram nefesi almayı öneririm.
Bunun yanı sıra zihnin berraklaşması ve daha iyi hissedebilmemiz için meditasyonu
öneriyor ve çok önemsiyor bir çok uzman. Ben dikkatinizi dış dünyadan kesip,
nefesinize odaklanarak, huşu içinde kıldığınız
bir namazın da zihni berraklaştıracak etkiyi yaptığına inanıyorum.</span><span style="background-color: white; font-family: Montserrat, "serif";"> </span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">Stres
altındayken, tartışma anında ya da bir olay, size olumsuz duygular
yaşattığında, içinde bulunduğunuz duygu durumundan uzaklaşıp kendinizi
gözlemlediğinizde, kendinizi daha iyi tanıma fırsatı yakalayabilirsiniz.
Olaylar ve durumların sizi neden etkilediğini ve verdiğiniz tepkileri
anlamanızı sağlayacaktır. Kitap okumanın </span><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">beynimizde
yeni bir aktivite başlattığını biliyor muydunuz? İnsanı ve dolayısıyla
kendimizi daha iyi anlamamız ve içinde bulunduğumuz durumları daha iyi bir
şekilde anlamlandırmamız konusunda bize yardımcı olur.</span><span style="font-family: "Times New Roman", "serif";"> </span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Üzerimizdeki negatif enerjiyi boşaltma yollarını da bulmamız gerekir. Bu
sayede stres seviyeniz de düşer. </span><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Bunun için
doğada zaman geçirebilir, yürüyüş yapabilir, duş alabilirsiniz. Hayal kurmak ve
hedef koymak da önemli bir husus, farkındalığı geliştirmek için. Hayattan neler
istiyorsunuz, nasıl bir insan olmak istiyorsunuz, neleri değiştirmek istiyorsunuz?
Bunları netleştirince çevrenize yaydığınız enerjinin frekansı değişir, o
değişince de yaşamınız istediğiniz yönde ilerlemeye başlar. Bedeninize iyi
bakmayı, sağlıklı beslenip, bol su içmeyi unutmamak da bu öneriler içinde yer
alıyor.</span><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; text-align: left;"> </span></p><p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: center;">
</p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Şükretmenin çok ama çok önemli bir husus olduğunu yaşayarak test etmiş
biri olarak, her an sahip olduklarımıza şükrettiğimizde, her şeyin hızla daha
da güzelleştiğini fark edeceksiniz.</span><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> Son olarak
da birilerine karşılıksız iyilik yapmanın, sokak hayvanlarına bir kap su ve
mama vermenin, ihtiyaç sahibi birine el uzatmanın, hayatınızda yaşayacağınız en
büyük farkındalık adımı olacağına emin olabilirsiniz.<o:p></o:p></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-20857626151766774862023-11-07T18:06:00.007+03:002023-11-07T18:08:43.350+03:00 Tatlı Dil<p><span style="font-family: "Times New Roman", serif; text-align: justify;">“İnsanın
öğrenmesi gereken ilk dil, tatlı dildir” diyen Barış Manço’ya katılmamak elde
değil. Günlük hayatımızda ne kadar sıklıkla teşekkür ediyoruz, gülümseyerek memnuniyetimizi
dile getiriyoruz? Teşekkür ediyorum dediğinizde karşınızdakinin yüzü
aydınlanıyor değil mi? Bu mucizevi etkiyi anında karşınızda görmek mümkün.
İnsanları mutlu etmek bu kadar kolayken, tatlı dilli olanların parmakla
gösterilecek kadar az olması düşündürücü.</span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghi7BiQM9ztFe8ABQR5FrsUoStwTEQ2Krs73Ax9N8XNoBvjn6fCxHoHJS_CPgQWhq7mM8T5vqHtiXcPyQUt2WArAFMRDgye0gyQU8YN_ILEC5tGpsyDVjRDDvQ1Lggq6CLAR5t6pVxaLm-_VYP36lygZBxLvdYZyorrLkuifMJLk4kObzASd7taVdny00/s400/IMG_8402.jpeg" style="font-family: "Times New Roman", serif; margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="276" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghi7BiQM9ztFe8ABQR5FrsUoStwTEQ2Krs73Ax9N8XNoBvjn6fCxHoHJS_CPgQWhq7mM8T5vqHtiXcPyQUt2WArAFMRDgye0gyQU8YN_ILEC5tGpsyDVjRDDvQ1Lggq6CLAR5t6pVxaLm-_VYP36lygZBxLvdYZyorrLkuifMJLk4kObzASd7taVdny00/s320/IMG_8402.jpeg" width="221" /></a></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif";">İnsanların
üzerinde olumlu etki yaratan cümleleri araştırırken, Blog yazarı Michael
Thompson’ın yıllarca süren araştırması sonucunda tespit ettiği 11 cümleyi
paylaşıyor<o:p></o:p></span><span style="font-family: "Times New Roman", serif;">eğitimci-yazar Dr. Bahar Eriş “Şimdi Değilse Ne Zaman” kitabında. </span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">1.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">Seni düşünüyorum. Mesela bir arkadaşınız
size bir endişesini anlattıysa, bir kaç gün sonra ona bir mesaj atıp “seni
düşünüyorum, umarım daha iyisindir” demek büyük fark yaratabilir. Birini
düşünüyorsanız, bunu ona söyleyin.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">2.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">Seni iyi gördüm. “Uzun zamandır seni
görmemiştim çok iyi görünüyorsun.” Kadınlar bunu birbirlerine daha çok
söylüyorlarmış. Erkekler de aynısını yapabilir. İnsana çok moral veren bir
cümle.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">3.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">Sen ne düşünüyorsun? “Senin bu konuda
fikrini öğrenmeyi çok isterim. Senin tavsiyen nedir?” Bir çok insan
deneyimlerini paylaşmayı, öğrendiklerini anlatmayı sever. Seslerinin
duyulmasını, görüşlerinin saygı görmesini, bakış açılarının takdir edilmesini
ister. Karşınızdakinden bir konuda fikrini isteyebilirsiniz.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">4.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">Olaylara bakış açına bayılıyorum. “Seninle
olduğum zamanlar hep yeni bir şey öğreniyorum. “Ne kadar ilginç, hiç böyle
düşünmemiştim.” “Düşünme biçimin hoşuma gidiyor.”<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">5.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">Son konuştuğumuzda bana şöyle demiştin, bir
gelişme var mı? Bunu söylediğinizde karşımızdaki insan onu umursadığımızı dinlediğimizi
anlar. <o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">6.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">“Senin tavsiyene uydum, iyi ki de öyle
yapmışım, çok işime yaradı.” İnsanlar tavsiyelerinin dinlenmesinden hoşlanır.
Fayda sağladıklarını bilmekten, söylediklerinin başka bir insanın hayatı
üzerinde olumlu etki yaratmasından hoşlanır.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">7.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">“Seni özledim.” Bugün bir arkadaşınızı
arayıp onu ne kadar özlediğinizi söyleyip, ikinizi de gülümseten anılar
paylaşırsanız mutlu olur. Dostluklar böyle güçlenir.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">8.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">“Senin şu özelliğine bayılıyorum.” Bu
dünyada herkesin güzel özellikleri vardır, bunlara dikat etmek ve insanlara
söylemek çok güzel sonuçlar doğurur. Küçük ayrıntılara dikkat etmek, bu kişiye “benim
için önemlisin” demektir.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">9.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">“Enerjine bayılıyorum.” “Seninle ne
zaman vakit geçirsem hep kendimi daha iyi hissediyorum.” “Pozitifliğine
bayılıyorum.”<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">10.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">“Bir şey gördüm ve bana seni hatırlattı.”
“Bir şarkıyı dinlerken aklıma eski günler geldi.” Bunu yapmak birkaç saniyenizi
alır ve karşınızdaki insana ona değer verdiğinizi hissettirir. Arkadaşınızın
seveceği küçük bir hediye alabilirsiniz. İnsan beklenmedik zamanlarda alınan
hediyelerden mutlu olur, özel hisseder.<o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;"><!--[if !supportLists]--><span style="font-family: inherit;"><span style="line-height: 115%;">11.<span style="font-feature-settings: normal; font-kerning: auto; font-optical-sizing: auto; font-stretch: normal; font-variant-alternates: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; font-variant-position: normal; font-variation-settings: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 115%;">İyi bir insan olduğun için teşekkür
ederim. İnsanlara iyi bir insan olduklarını söylemek, onları daha iyi bir insan
olma yolunda teşvik eder. Ve çoğu insan iyidir. <o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-left: 18pt; text-align: justify;"><span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: inherit;">Liste
daha da uzayabilir; özür dilerim, lütfen, sayende, eline sağlık, iyi ki seni
tanımışım, hayatımda olduğun için çok şanslıyım. Bu cümleleri içtenlikle birbirimize
her söylediğimizde dünya daha güzel bir yer olabilir.</span><span style="font-family: Times New Roman, serif; font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-90804978796444143562023-10-29T08:00:00.007+03:002023-10-29T08:00:00.163+03:00Yüz Yıllık Cumhuriyet<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgyUpxjjQ-FK6lm4YonI6x-7AqNEW2dPtMq82qQKn5L69TcJuZa8mR2fVC-6TrBxR-ssRVaBHtw6tsRAFXdabZXEw9toumK8wDCJceThC3xmq6egQkOgGtcch7ndJufzUJumrfKv7NNsouvvIq5O4LT1-y-i-O0GsgmbrgDA4PLWXY2QPLb2gmaSE41p2Q/s750/MUSA-G%C3%96%C3%87MEN.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="735" data-original-width="750" height="314" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgyUpxjjQ-FK6lm4YonI6x-7AqNEW2dPtMq82qQKn5L69TcJuZa8mR2fVC-6TrBxR-ssRVaBHtw6tsRAFXdabZXEw9toumK8wDCJceThC3xmq6egQkOgGtcch7ndJufzUJumrfKv7NNsouvvIq5O4LT1-y-i-O0GsgmbrgDA4PLWXY2QPLb2gmaSE41p2Q/s320/MUSA-G%C3%96%C3%87MEN.jpg" width="320" /></a></div><br /><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dzfhlllOyc0VIta0LP_-NCMLc64mdhY2RqNISLym5eAPdk0GILPWAG-uE3OVuAY5zBWeTK_VL9x3yIqpPEucQ' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div><div style="text-align: right;">Duysun Dünya</div><p></p><p style="text-align: right;">Cumhuriyetimizin 100. Yıl Marşı</p><p style="text-align: right;">Söz-Müzik:Musa Göçmen</p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; mso-outline-level: 2; text-align: justify;"><span style="color: #222222; font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Cumhuriyetimizin 100.Yılında, bir Türk Kadını olarak Türkiye Cumhuriyeti'mizin kurucusu büyük önder
Mustafa Kemal Atatürk’e ne kadar teşekkür etsem azdır. "Dünya yüzünde
gördüğümüz her şey kadının eseridir" sözleriyle, toplum içinde kadınlara
verdiği önemi her fırsatta dile getirmiş ve gerçekleştirdiği reformlarla bize
haklarımızı teslim etmiştir. Eğitimde, iş hayatında, toplum içinde erkeklerle
eşit haklara sahip olmamız onun eseri. Atatürk’ümüzü saygı, sevgi ve minnetle
anıyorum.</span><span class="metin"><o:p></o:p></span></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;"><span class="metin">En kıymetli hazinemiz Cumhuriyetimize
sonsuza dek sahip çıkabilmemiz için, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini tekrar
anlayarak okumamız gerekiyor.<o:p></o:p></span></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Ey Türk
gençliği! <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Birinci
vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa
etmektir.<o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Mevcudiyetinin
ve istikbalinin yegâne temeli budur.<o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Bu temel,
senin en kıymetli hazinendir. <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">İstikbalde
dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların
olacaktır. <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Bir gün,
istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için
içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Bu imkân ve
şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">İstiklal ve
cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir
galibiyetin mümessili olabilirler. <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Cebren ve
hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine
girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal
edilmiş olabilir. <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Bütün bu
şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara
sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Hatta bu
iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit
edebilirler. <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Millet,
fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.<o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Ey Türk
istikbalinin evladı!<o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">İşte, bu
ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini
kurtarmaktır. <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: justify;">Muhtaç
olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.<o:p></o:p></p>
<p align="right" style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: right;"><b>
Mustafa Kemal Atatürk</b><o:p></o:p></p><p align="right" style="background: white; margin-bottom: 13.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: right;"><b><br /></b></p><p style="background: white; margin: 0cm 0cm 13.5pt; text-align: center;"><b><a href="https://www.unyekent.com/kose-yazilari/yuz_yillik_cumhuriyet-4293.html">ÜNYE KENT GAZETESİ</a></b></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-73504177748035963002023-10-21T09:00:00.005+03:002023-10-21T09:00:00.151+03:00Neden Bağırırız?<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHIHUqQlFdHAFCLhJk4a46w3Gs9T7Mcq0esXHxcbxKdssUJsll9dsPRPrJ4ZEXZXfcv67Od2YGAwBmK5NHeO6Qk1lY-tH7FnuefVZHxj12U2wBr5Q4yv7V-Le0Cus9NZXh3vYIQlj6sJ4G2D_mE1nSts41MX7FX3G3PMR16eK1iCPk7nTPVbrEgFFY-Dw/s4032/ask.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHIHUqQlFdHAFCLhJk4a46w3Gs9T7Mcq0esXHxcbxKdssUJsll9dsPRPrJ4ZEXZXfcv67Od2YGAwBmK5NHeO6Qk1lY-tH7FnuefVZHxj12U2wBr5Q4yv7V-Le0Cus9NZXh3vYIQlj6sJ4G2D_mE1nSts41MX7FX3G3PMR16eK1iCPk7nTPVbrEgFFY-Dw/s320/ask.jpg" width="240" /></a></div><br /> <span style="font-size: 12pt; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;">Birbirine tahammülsüz
çiftlere rastladığımda içime garip bir sıkıntı gelir. Evliliklerinin bir kabusa
döndüğünü görürüm. Sürekli birbirlerinin açıklarını arayıp, eleştirmeye
bayılırlar. Sevgi kalmış mıdır aralarından bilinmez ama, uzaktan bile anlaşılır
o evlilikte artık saygı kalmamıştır. Başkalarının yanında bile, hoyratça
birbirlerinin kusurunu yüzüne söyleyebilirler. Bu davranışlarında da
kendilerini oldukça haklı bulurlar. Bazen de seslerini yükselterek tartışırlar.</span></span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Sinirlenince insanlar
neden birbirine bağırır? Aynı soruyu Hintli bir düşünür sormuş öğrencilerine.
Biri şu cevabı vermiş “çünkü sükunetimizi kaybederiz”. Peki öfkelendiğimiz
insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi
daha alçak bir ses tonu ile aktarabilmek varken neden bağırırız diye tekrar
sormuş. Öğrencileri bu soruya cevap veremeyince anlatmaya başlamış.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">İki insan birbirlerine
öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden
birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar.
Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar
çok bağırmaları gerekir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">İki insan birbirini
sevdiğinde ne olur? Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü
kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. İki insan
birbirini daha fazla severse ne olur bilir misiniz? Artık konuşmazlar, sadece
fısıldaşırlar çünkü, kalpleri birbirine daha da yakınlaşır. Artık bir süre
sonra konuşmalarına bile gerek olmaz. Sadece birbirlerine bakmaları yeterli
olur. İşte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Bu nedenle
tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin.
Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi taksirde mesafenin arttığı
öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu
bulamayabilirsiniz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: inherit; font-size: 12pt; line-height: 115%;">Kalplerin birbirine
yakın olduğu, saygının eksik olmadığı, karşılıklı anlayış ve sevginin daimi
olduğu birliktelikler diliyorum.</span></p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3444926970393645199.post-38471988020214379352023-10-14T09:00:00.003+03:002023-10-14T09:00:00.139+03:00 Bugün Benim Doğum Günüm<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKcLddg93bfBUyoj9nneOFEnoxpQBax0EI3JtD1IzgdGuXebN3No2Gi-lZbepgcxoZOiPayi1VeabHMR6JPdIiodQlxeaaRjsCIlcHmKJoWFFZ8Qf26H_vSPKA3VwnpDcVIF2fpw5q3kEe8jYQjTvK3sdiv8u7YLDF4jc51xgduCbA_YANGoEhomQLf7Y/s1136/mavianne-dogumgunu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1136" data-original-width="640" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKcLddg93bfBUyoj9nneOFEnoxpQBax0EI3JtD1IzgdGuXebN3No2Gi-lZbepgcxoZOiPayi1VeabHMR6JPdIiodQlxeaaRjsCIlcHmKJoWFFZ8Qf26H_vSPKA3VwnpDcVIF2fpw5q3kEe8jYQjTvK3sdiv8u7YLDF4jc51xgduCbA_YANGoEhomQLf7Y/s320/mavianne-dogumgunu.jpg" width="180" /></a></div><p><span style="font-family: "Times New Roman", "serif"; font-size: 12pt; text-align: justify;">Doğumgünü kutlamalarını
kim sevmez?</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">İlk yaşgünü fotoğrafımı
albümde gördüğümde kaç yaşındaydım hatırlamıyorum. Çok severdim o siyah beyaz
fotoğraflara bakmayı. Annem özenle doğumgünü pastamı yapmış, masada Çataltepe
Gazozları, tuzlu ve tatlı kurabiyeler, meyva ve çerez. Eve fotoğrafçı Zalım
çağırılmış, babam fotoğraf çektirirken bile konuşuyor. Gülerek “ileride konuşan
fotoğraflar da olacak” diyor. Ben şaşkın, elimde bir kurabiye fotoğrafçıya
bakıyorum. Abim daha dört yaşında, doğumgünü mumunu üfleme derdinde. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Okul sıralarımda ise haftasonları
arkadaşlarımı eve çağırdığım doğumgünü kutlamalarım oldu. Annem her seferinde
doğumgünü pastamı özenerek yapar, masayı donatırdı. Arkadaşlarımla masanın
etrafına toplanıp çektirdiğimiz doğum günü fotoğrafları, hala benim en mutlu
hazinem. Teyibe kaset koyup oynadığımız, eğlenceli sohbetlerin yapıldığı,
hediyelerin açıldığı unutulmaz günlerdi benim için doğum günleri.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Özel hissetmek her
çocuğun hakkı ailede. Biz onlara doğum günleri bahanesi ile “sen bizim için çok
değerlisin, senin dünyaya gelişini kutluyoruz” mesajı veriyoruz. Bu değerlilik
hissi tüm hayatını etkiliyor insanın. Kendine güvenini, hayata bakışını,
kişiliğini, ilişkilerini.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Her insan doğar, yaşar
ve ölür...<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yaşam yolculuğunda
zerafetle, coşku ve sevgi ile yol almayı önemsiyorum. Yolculuğumda bana eşlik
edenleri, yol ayrımlarında farklı rotalara gidenleri, benim hayatıma katkı
sağlayan herkesi sevgiyle kucaklıyorum. Onlar olmasaydı ben şimdiki ben
olamazdım. “Neden ben, bu benim başıma neden geldi” demek yerine “başıma gelen bu
olaydan ben ne öğrenmeliyim?” sorusunu sordum her zaman. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Dantel gibi işlemek lazım
hayatı, ince ince, özenle. “Kalbini karartma” der büyüklerimiz. Kalbini her
zaman parlatırsan, içine iyilik, yardımlaşma, samimiyet, şükür koyarsan doğru
yoldasındır. Güzel dostlar biriktirmek, kıymet bilmek, kıymetini bilenlerle olmak
ise bir ayrıcalık. <o:p></o:p></span></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 7.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; text-align: justify;">Cahit Sıtkı
Tarancı’nın “Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün” şiirini
yazdığı 1946 yıllarında demek ki ömürler kısaymış. 2023 yılının gerçeğinde
neredeyse gençler o yaşlarda evlenmeye karar veriyor, hayata yeni başlıyorlar.
Ben de bu yaşları çoktan geçmiş bir Mavianne olarak, yeni yaşımın da geride
kalan yaşlarım kadar şahane geçmesini diliyorum. <o:p></o:p></p>
<p style="background: white; margin-bottom: 7.5pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; text-align: justify;">İyi ki doğdum!</p>MAVİANNEhttp://www.blogger.com/profile/18014437696139375302noreply@blogger.com4