ÖZGE UZUN, KALBİMİZİN SES TELLERİNDEN AKAN MELODİYİ ANLATTI
“Para kazanın,
kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye
düşünmeden yazın!..” Virginia Woolf
“Kalbimin Ses
Telleri”nde kadın olma hallerini anlatan Özge Uzun, toplumun bize dayatmaya
çalıştığı farklı kimliklerle nasıl başa çıktığını veya çıkamadığını anlatıyor. Kitabı
okurken fonda değişen müziklerle hissettiği duyguları öyle güzel veriyor ki,
kalbimizin ses telleri titriyor adeta.
Özel
bir çocuk olan oğlunuz Dağhan’ı ve yaşadıklarınızı anlattığınız ilk kitabınız “Sizin
Hiç Maviniz Var mı?” ile gönlümüze taht kurmuştunuz.“Kalbimin Ses Telleri” ile kadınlara yalnız olmadıklarını, hayat yolunda
ayaklarına takılan taşlarla yere düşseler bile kalkmayı başarabileceklerini hatırlatıyorsunuz.
Nasıl geri dönüşler aldınız okurlarınızdan?
Herhalde bu benim
misyonum çünkü ilk kitabımda da kalbimin ses tellerinde de bana gelen en
yoğun geri dönüş "bizi anlatmışsınız" oldu... sanki biz karşınıza
oturmuşuz ve size hissettiklerimizi anlatmışız sizde bunları yazmışsınız ve
elbette daha sonrasında bana en çok söylenen şey bu yazdıklarınızı okuduktan
sonra bu hayatta yalnız olmadığını bir kez daha anladım” oldu...
BAYIM, EN AZINDAN ÇALAN BU ŞARKININ MELODİSİNİ KULAK VER
Kitabın arka kapağında Can Yılmaz “sakin, duru, özenli ve
eğlenceli bir dili var ama cümlelerinin gücü suratınıza attığı sağlı sollu
tokatların izini yıllarca orada tutacak kadar etkili” diyor. Celil
Nalçakan, Serhat Kılıç gibi değerli tiyatro sanatçılarının seslerinden kitaptan
alıntıları dinledik kitap tanıtımlarında. Erkeklerin sizin cümlelerinizi
seslendirmeleri kendilerine attıkları tokat mıydı?
Umarım öyle olmuştur.
:) Çünkü kalbimin ses tellerinde kitabın içinde ben erkeklere diyorum ki
"evet çalan bu şarkının hangi dilde olduğunu bilmiyorsun ama bayım, en
azından çalan bu şarkının melodisini kulak ver." Seslendirenler benim çok
sevdiğim arkadaşlarım çok duyarlı erkekler. O yüzden de onların dilinden
bir kadının kalbinden geçenleri anlatmaları benim için çok kıymetli. Hepsine
çok teşekkür ederim.
KALBİMİZİN SES TELLERİNDEN AKAN MELODİ BİZE BİLE
YABANCI GELEBİLİR
“Kendi
içimizdeki gücün farkına bir varabilsek… Dünya çok daha iyi bir yer olmaya
başlayacak” diyorsunuz. Kadınlar o gücü fark etmek için neler yapmalı?
Bir kere kendilerine
inanmalılar. Maalesef bu sadece Türkiye için değil dünyada da geçerli.
Kadın erkek cinsiyet eşitliği geçmiş yıllara oranla daha da yükselse de yinede
KADININ rolü misyonu hep üreme üzerine. Doğurganlığından kaynaklı sadece
anne rolünün kadına yakışabileceği düşünülüyor. Aslında bu doğurganlık kadının
en büyük güçlerinden biri çünkü, geleceği şekillendirmek kadının elinde.
Kadının da erkeğin de doğuştan gelen farklı özellikleri var. Birbirini
tamamlayan özellikler bunlar. Ama tanrının bize bahşettiği üreme duygusal zekâ
aklı kullanabilme hem rasyonel hem de duygusal olarak karar verebilme yeteneği
kadının en büyük gücü ve biz bu gücü kullanmaya başladığımızda işte o zaman
dünya çok daha başka bir yer olacak.
Neden,
kalbimizin ses tellerinden akan melodi bize bile yabancı gelebiliyor zaman
zaman?
Çünkü biz karmaşık yaratıklarız. Erkekler
daha tekdüze düşünüyorlar. Bizim bir konuyla ilgili yüzden fazla fikrimiz
olabilir ve bazen bu fikirler içerisinde dolanırken bildiğimiz dili bile
unutabiliriz yıllarca dinlediğimiz bir melodi bir şarkı bir şiir bize bambaşka
bir dilde bambaşka bir duygu anlatabilir. Bugün dinlerken ya da okurken
hissettiğimiz bir şey yarın bize çok daha farklı görünebilir. O yüzden de
kalbimizin ses tellerinden akan melodi bize bile yabancı gelebilir yani
erkeklerin işi çok zor:)))
“KADININ ADI VAR”DA İNSAN İNSANA İLİŞKİNİN ÖNEMİNİ ANLATIYORUZ
Kadınların
birbirine destek olmasını çok önemsediğinizi biliyorum. Sosyal sorumluluk
projelerinde yer alıyorsunuz, kadınları bilinçlendirmek için Banu Özkan Tozluyurt
ve Ebru Tuay ile birlikte “Kadının Adı Var” gösteriniz büyük beğeni alıyor. Kadınların
birbirine destek olmasının öneminden ve bu projenin yankılarından bahsedebilir
misiniz?
Bize şu benimsetilmiş, kadınını
kurdu yine kadındır. Ama biz “Kadının Adı Var” gösterimizde Ebru ve Banu’yla
beraber bunun böyle olmadığını iddia ediyoruz ve bunu böyle kabul etmedikçe
bunu düzelttikçe aslında kadınların ne kadar yükselebileceğini çocuklarımızın
bizden öğrendikleri ile ne kadar daha mutlu bir gelecekleri olabileceğini
anlatıyoruz. Sorunlardan bahsediyoruz olması gerekenlerden ama çözüm
önerilerimizi de sunuyoruz ve sevgi ile dokunduğumuz herkesten çok güzel bir
ses çıktı. Sevgiyle içtenlikle anlattığınızda insanlar size çok daha
güzel tepkiler vermeye başlıyor. Aslında erkekler bizim ne kadar güçlü ve bu
dünyayı değiştirebilecek duyguya iradeye sahip olduğumuzu içten içe biliyorlar
bunu bilmeyen biz kadınlarız “Kadının Adı Var”da biz işte bunu anlatıyoruz
sadece kadın erkek değil insan insana ilişkinin ne kadar önemli olduğunu
anlatıyoruz....
VOLKAN’LA HAYAT YOLDAŞIYIZ
Kitabı
okuduğumda benim hissettiğim güçlü duygu, hala çocuklarının babası olan erkeğe
aşık olduğunuz gerçeğiydi. Volkan Üst ile yaptığınız evlilikle birlikte Bakü’ye
taşındınız. Bakü - Türkiye arasında hayatınız nasıl gidiyor?
Aslında buna deli dolu aşk demiyelim
de, hayat Yoldaşlığı diyelim. Azerbaycan’da eşler için kullanılan tabir
bu ve ben bunu çok seviyorum yoldaş olmak hayat yoldaşı olmak şu bir gerçek
bizim Volkan’la bitmemiş bir hikayemiz vardı ve biz bu bitmemiş hikayeyi
yaşamaya devam ediyoruz umarız gökten üç elma düştü ve onlar bir ömür boyu
mutlu yaşadılar diye devam eder ve öyle kapanır bu hikayenin sonu. Bakü’de
huzurlu bir hayatımız var ben Türkiye’de çeşitli işler yapmaya devam ediyorum
benim için oldukça keyifli devam ediyor çocuklarımız mutlu biz de
huzurluyuz... Her şey yolunda...
DAMDAN DÜŞENİ DAMDAN DÜŞEN ANLAR
Kitabın
sayfalarını çevirdikçe Fikret Kızılok’tan Kazım Koyuncu’ya, Sıla’dan Ceylan
Ertem’e birçok sanatçının şarkısını duyuyoruz kulaklarımızda değişen duygu
dünyanıza ve yaşadıklarınıza göre. Müziğin ve şiirin hayatınızda önemli bir
yeri olduğunu düşünüyorum haklı mıyım?
Müziksiz şiirsiz yaşayamazmışım
gibi geliyor. Müzik ve şiir beni çok besleyen üretmeye iten iki farklı etken.
yazarken hep şarkı dinlerim şiirler okurum bazı duyguları kendim ifade
edemezken içimde yaşadığımı, şairler bunu nasıl anlatmışlar onlara
bakarım, feyz alırım. Şarkılar beni mutlu eder. İçimi dışarıya
çıkarır.
“Bir
kadın eğer bitmesini istemezse, bir evlilik bitmez. Kalbinizin ses tellerinde
ayrılık şarkıları çalmaya başladığında ipler yavaş yavaş incelmeye
başlamıştır.” İmza günlerinde kadınlar sizden ilişki tavsiyesi alıyor mu?
Onlara neler söylüyorsunuz?
Her ilişki birbirinden çok farklı
aslında yaşananlar ne kadar paralel gibi görünse de insanların farklı olması
ilişkilerin doğasını daha değiştiriyor. Ben sadece haddim olmadan bana
soru sorulursa ortalama cevaplar vermeye çalışıyorum. Çünkü dediğim gibi
herkesin yaşadığı birbirinden çok daha farklı oluyor. Duygusu daha farklı
oluyor. İlişki ile ilgili değil de daha çok ayakta kalmak, baş etmek, akışa
bırakmak ile ilgili önerilerim oluyor tabi. Damdan düşeni damdan düşen anlar
mantığı ile birbirimize destek oluyoruz...
2 Yorumlar
Mizahla başlarsak,Bir erkeğin, bütün erkekleri tanıması için bir erkeği tanıması yeterli. Ama bir kadını tanıması, bütün kadınları tanıması anlamına gelmez.
YanıtlaSilFarklılıklarımız var. Erkekle kadın farklıdır. Biz Kadınlar yüz yıllar boyunca hep ezildiğimiz için farklılıklarımızı kabul etmiyoruz.Bizde erkeklerin yaptığı her şeyi yaparız diyoruz. hayır! Doğru olan bu değil. Eşit olmak için benzer,aynı olmak, gerekmez. Bir erkekle bir kadın yemek yemeğe gittiği zaman ikisinin de önüne aynı menünün konulmasıdır. İki sinede verilen menüden kendilerinin tercih ettiklerini sipariş verebilmesidir. Farklılıklar zenginliktir. önemli olan fırsat eşitliğini kazanabilmektir. İnsanın doğasından gelen farklılıkları inkar edemeyiz. Birbirimizin farklılıklarıyla büyümemiz gerekiyor. Bir cinsiyetin farklılığını konuşmak diğer cinsiyetin üstünlüğü değil. Farklılık eşittir farklılık. Biz bugün biliyoruz ki bugün farklılıklarımızla bir araya gelirsek o zaman güçlü oluruz.B. Boutros Ghali'nin şu güzel sözüyle bitirmek isterim;"İnsan ırkı iki kanatlı bir kuştur: Bir kanadı kadınlar, diğeri erkekler. Ve her iki kanat da eşit düzeyde gelişmedikçe, İnsan ırkı uçamayacaktır".
Özge Uzun'u senin sayende tanımıştım "Kadının Adı Var" gösterisinde. Kadınlar için bir şeyler yapmaya çalışan kadınları çok seviyorum, iyi ki varlar ve daha çok olalım inşallah. Bende yazmıştım, sende yazmıştın kadın kadının kurdu olmak zorunda değil.
YanıtlaSil