Pınar Büyükgüral nam-ı diğer Pino, 2005’ten beri Pinomino ismiyle tanıdığım blog yazarı arkadaşım. 2007 yılından bugüne TÜBİTAK, Bilim Çocuk ve Meraklı Minik dergileri için çizimler ve maketler yapıyor.

İkimiz de Ankara’da yaşamamıza rağmen tanışmamız bu yıla kısmetmiş. Bilkent Station’daki Alışveriş ve Tasarım Günlerinde standında kendisini ziyaret ettim. Yıllardır birbirimizi takipte olduğumuz için sımsıkı sarıldık eski dostlar gibi. Pino’ya merak ettiklerimi sordum. Bu keyifli söyleşiyi okumaya ne dersiniz?

ÖNEMLİ OLAN ÇOCUĞUN DÜŞ DÜNYASINA RENK KATABİLMEK

“Çocuklar için çizmek, tasarlamak, üretmek benim için bir aşk! Renkli dünyama hoş geldiniz” cümleleri ile blog dünyasına adım atmışsın. O günlerden bugüne Pino’nun hayatında neler değişti?

Bloguma ilk başladığım yıllarda amacım çizimlerimi paylaşmak aynı zamanda henüz bebek olan Arda ve Deniz için bir günlük tutmaktı. O sıralar çocuk kıyafetleri tasarımcısı olarak çalışıyordum. Bebekler ve çocuklar için giysiler tasarlıyor, kumaş desenleri çiziyordum. Tam 8,5 yıl boyunca renklerim, desenlerim kumaşlarda, bebeklerin ve çocukların kıyafetlerinde hayat buldu. Çok severek yaptığım bir işti ama zaman içinde kalbim çocuk kitapları resimleme alanına doğru kaydı. Çocukların dünyasına çizgilerimle dahil olmak istedim. 2006 yılının Kasım ayında, işimden ayrıldığımın ertesi günü, o dönem TÜBİTAK Meraklı Minik Dergisi’nin yayın yönetmeni şu an en yakın dostum olan Meltem Yenal Coşkun’dan bir telefon geldi. 2007 yılının Ocak ayında yayın hayatına yeni başlayacak olan erken çocukluk dönemi için hazırlanan Meraklı Minik dergisinden bahsetti. Beni bloğumdan keşfetmişti ve çizip yapıp yapamayacağımı soruyordu. Tabi ki uçarak “Evet” dedim. 5 ay boyunca hem Meraklı Minik hem de Bilim Çocuk dergileri için evimden çizimlerimi yolladım sonrasında ise tam zamanlı çalışan olarak işe başladım. O gündür bu gündür aynı heyecanla üretmeye devam ediyorum.

Pınar’ın bir günü nasıl geçiyor? Karakterlerini yaratırken sana en çok  ilham veren ne oluyor? Karakterlerinin çocuklara daha çok hangi mesajı vermesini seviyorsun ?

Klasik bir devlet çalışanı olarak günüm sabahın erken saatlerinde başlıyor. Her iki dergi için çizim yaptığımdan dolayı yoğun bir çalışma tempom oluyor. Bir çizim bitip bir diğeri başlıyor.  Bunun dışında yaptığım çizimler sadece kendim için olanlar, içimdeki duygular bir şekilde akıyor çizgilerime. Çocuklara bir mesaj verme kaygım yok. Zaten çocuklara mesaj vermeyi de sevmiyorum, çocukların da bundan hoşlandığını sanmıyorumJ  Benim için önemli olan çizimlerimi eline alan bir çocuğun hayal dünyasında iz bırakabilmek, düş dünyasına renk katabilmek.



Çocukluktan beri resme merakın ve kabiliyetin var mıydı? Tasarım ve çizim hayatına nasıl dahil oldu? Hayatta örnek aldığın rol modelin kimdir?

Kendimi bildim bileli çiziyorum ve inanılmaz keyif alıyorum. Okul zamanlarında hep sergilenirdi çizimlerim. Üniversitede istatistik bölümünde eğitimime başladığımda karar verdim tasarım okumayaJ Yaklaşık 4 yılım benim burada ne işim var ile geçti. Bu süreçte hafta sonları 2 yıllık Moda Tasarımı kursuna devam edip sertifikamı aldım. Üniversiteden mezun olduktan sonra da hayalimi gerçekleştirebildim. ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümüne yüksek lisans öğrencisi olarak kabul edildim. Çocuk parklarında bulunan dış mekan oyuncakların tasarımıyla ilgili çalışmalar yaptım ve bu  konu üzerine tezimi yazarak eğitimimi tamamladım.
Hayatta örnek aldığım rol modelim yok ama çalışmalarını severek takip ettiğim sanatçılar var, her biri benim için ayrı ilham kaynağı olabiliyor.

BOYALARA DOKUNMAK, KAĞIDIN DOKUSUNU HİSSETMEK
 MUTLU EDİYOR

Son zamanlarda bir çok anne bloğu yazarı çocukları ve annelik ile ilgili kitaplar yayımladılar. Sen,  iki oğlunu çizgi roman karakteri olarak hayal edip çocuk kitabı yapmayı hiç düşündün mü?

Bloğumda ailecek yaşadığımız olayları çok kereler çizimlerime taşıdım ama kitap haline getirmeyi hiç düşünmedim. Bloğuma başladığımda iki bebek olan Arda ve Deniz artık farklı ilgi alanları olan iki genç. Onlarla yaşam yeterince çizgi roman gibi şu sıralar J

Çizimlerini bilgisayarına bağlı bir çizim tabletinde özel bir kalem kullanarak çizdiğini okudum Meraklı Minik Dergisinde. Çizmekten en fazla hoşlandığın karakterin hangisi? Son yıllarda teknolojinin bu kadar çok gelişmesi seni nasıl etkiledi, teknoloji ile aran hep iyi miydi?

İşyerinde hızlı çalışmam gerekiyor ve çizim tableti işimi kolaylaştırıyor. İşe başladığım 90’lı yılların sonunda  mouse ile çizim yapıyordum. 2000’li yılların ortasında Wacom Intous tablet kullanmaya başladım. 2010’larda ise Wacom Cintiq’ler hayatımıza girdi. Yani direkt olarak tablet üzerine çizim yapabiliyorsunuz. İş hayatında teknoloji ister istemez hayatınıza giriyor. İş dışında bilgisayar kullanmadan çizim yapmayı daha çok seviyorum. Boyalara dokunmak, kağıdın dokusunu hissetmek daha çok mutlu ediyor beni.

Sürekli kendini geliştiren bir sanatçısın. Seramik ile uğraşıyor ve kolye uçları, tabaklar, biblolar tasarlıyorsun. Dergide iki boyutlu yaptığın çizimlerin üç boyutlu hale gelip seramik objelere dönüşmesi hikayesini bize anlatabilir misin?

Seramikle 2009 yılında sevgili arkadaşım seramik sanatçısı Tuğçe İz sayesinde tanıştım. İki yıl boyunca onun eğitmenliğinde kilden objeler tasarladık, hem çok eğlendik hem de terapi oldu bana seramik. Sonrasında çocukların okulları ve  iş yoğunluğu nedeniyle ara vermek zorunda kaldım. Geçen yıl Duygu Yüce Atölyesi’nde yeniden başladım seramiğe. Çamuru şekillendirmek, yaptığınızın işin fırına girmesi, sırladıktan sonra yeniden o fırından bambaşka bir şekilde çıkması sihir gibi.
Şu sıralar 19 Ocak’ta Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde atölyemizin karma sergisi için hazırlanıyoruz. Seramik konusunda yolun daha çok başındayım. Umarım zaman içerisinde bilgi ve deneyimimi ilerleterek seramiği hayatımın büyük bir parçası haline getirebilirim.



ÇOCUK KİTAPLARI VE MÜZİK  İLHAM KAYNAKLARI

Motivasyonun düştüğünde sana ivme kazandıran şey genelde ne oluyor? Çizerken müzik dinler misin? Sana ilham veren kitaplar, müzikler hangileri?

Motivasyonum düştüğünde temiz hava iyi geliyor. Saatlerce tabletin başında sabit şekilde oturup çizim yapmak sağlığı çok zorlayan bir şey. Ne yazık ki tam zamanlı çalışan olduğunuzda tüm gününüzü kapalı alanda bilgisayar karşısında geçirmek durumunda kalıyorsunuz.
Çizerken müzik dinlemeyi çok seviyorum, bazen de bir film açıp dinliyorum. Çalışma ortamımız açık ofis o nedenle yaptığımız işe odaklanmak için kulaklarımızı tıkamak gerekiyorJ Eskileri dinlemeyi seviyorum, Smokie, Beatles, Carpenters, Tom Waits, Neil Young böyle devam eden bir listem var J İlham veren kitapların arasında da Vincent van Gogh - Theo’ya Mektuplar, John Berger – Sanatla Direniş ilk aklıma gelenler. Çocuk kitapları da apayrı ilham kaynakları benim için. Bakınca mutluluk veren, içimi ısıtan çizgileriyle Oliver Jeffers’in kitaplarını çok seviyorum.


Pino hayata hangi gözlüklerle bakıyor? Geleceğe dair hayallerin, beklentilerin neler, geleceğe dair planlarından bahsedebilir misin bize?

Sevdiği işi yapan şanslı azınlıktanım. Geleceğe dair hayallerim yine üretmek üzerine. Seramikle uğraşmayı, bir atölye açabilmeyi hayal ediyorum.
Kendime belli bir süre verdim, bu süre dolduğunda kurumsal hayattan çıkıp tüm zamanımı canımın istediği şekilde harcamak istiyorum. Tek dileğim içimdeki heyecanın yitip gitmemesi ve yaşamımın sonuna kadar hayallerimi gerçekleştirebilmek. 

1 Yorumlar

  1. Ne güzel bir buluşma olmuş,başarılı kadınlar herşeyin üstesinden geliyor,tıpkı sizin gibi Mavi anne...

    YanıtlaSil