ONBEŞ YAŞINDAKİ BİRİNE VERECEĞİN NASİHAT NE OLURDU?

Öncelikle ablalar, abiler, analar, babalar size vereyim bir nasihat!

1. NASİHAT ETME
2. ELEŞTİRME

Bu ikisini yapabilirsen eğer olmuşsundur. Hiç kimse nasihat almayı ve eleştirilmeyi sevmez. Sana edilen nasihatler bir işine yaradı mı? Yoksa bir kulağından girip diğerinden mi çıktı?
Eminim ikinci şıkkı işaretlersin bu soru karşısında üstüne üstlük bir de nasihat eden kişiye karşı sinirlendiğini de hatırlarsın. 

İçinden de şunları geçirmişsindir muhakkak; "Evet evet peki bunları sen niye yapmadın, neden hata yapmama müsaade yok? Hata yapa yapa hayatı öğrenmeyecek miyim? Herkes büyüklerinin tecrübesinden yararlansaydı kusursuz olmaz mıydı Dünya. Hata yapa yapa öğrenip, gelişiyor insanoğlu. Kimse de kimsenin hatasından veya yanlış seçiminden ders almıyor. Onu sen yapacaksın bizzat burnun duvara toslayacak da ders alacaksın. Bırak beni, ben rahatça kendi yolumu çizeyim."
Başkasını eleştirme hakkını kendinde bulanlara oldum olası şaşırırım. Ben çok mu idealim doğruyum da başkasını eleştiriyorum? Önce kendini geliştir, dışarıdan bir göz ile bak kendine. Hangi tavrın, davranışın nasıl algılanıyor? Kendini eleştirdin mi şimdiye kadar? O kadar rahat bir şekilde karşısındaki herkesi eleştiriyor ki insanlar. 
"Ben buyum, değişemem, herkes beni böyle kabul etsin" diyen insanlara saygı duyarım.
Ama bunu söyleyen kişi önce başkasını da olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmeli. 
En kolay şey eleştirmek zaten. Sana yapılmasından hoşlanmadığını başkasına da yapmamalısın.

Neyse bu kadar nasihat yeter :)) Nasihat etmeyi de hiççç sevmem !!!!

Yani demem o ki  15 Yaşında bir Ergen ise konuştuğumuz; verebileceğimiz tek şey SEVGİmiz...
Hiç hesapsız kitapsız onu kocaman kucaklamamız (o istemese de....Amannn anne öpme dese de) 
Size içini dökebilecek güveni vermemiz,
Mutlu ve huzurlu olacağı bir ortam yaratmamız,
Onu her hali ile kabul etmemiz....,
HEY GENÇ! 
GENÇLİK ÇABUK GEÇİYOR TADINI ÇIKAR

1 Yorumlar

  1. 17 yaşında erkek kardeşi olan,onun tabiriyle küçük anneyim ben. eleştirmeden ve nasihat vermeden aslında her ikisini de yapabilen bir diyalog içindeyiz bin şükür. ses tonumuzdaki yumuşaklıkla ve birbirimizi anlar halde seçtiğimiz kelimelerimizle eleştiriyoruz da ama batmıyor sözcükler kalbimize. çoğul konuşuyorum çünkü ben ona ne verşyorsam aynısını da alıyorum. o da bana fikir veriyor,eleştirme hakkını kendinde buluyor vs.iletişim tek taraflı olmamalı. elbet büyük küçük ayrımı bilinmeli ama karşımızda bir insan,büyüyen,gelişen,karekter sahibi bir insan olduğunu hep farkında olmak gerek.

    YanıtlaSil