OYUNCU ANNE "ŞERMİN ÇARKACI" İMZA GÜNÜ VE DEDEMİN BAKKALI SERGİSİ
Dünyanın en süper marketi “Dedemin Bakkalı” Şermin Çarkacı nam-ı diğer “oyuncu anne” nin sekizinci kitabı raflarda sizleri bekliyor.
Şermin Çarkacı"Dedemin Bakkalı" kitabının imza günü ve sergisi Ankara'da Podium AVM'de Cumartesi günü gerçekleşti.
Anne ve çocukların yoğun ilgisi ile karşılaşan yazar , üç saat için planlanan imza gününü hayranlarının ilgisi nedeniyle uzattı.
“Kitabın alt yaş sınırı 9-40’ından sonra yakın gözlüğü gerekebilir"
Şermin Çarkacı"Dedemin Bakkalı" kitabının imza günü ve sergisi Ankara'da Podium AVM'de Cumartesi günü gerçekleşti.
Anne ve çocukların yoğun ilgisi ile karşılaşan yazar , üç saat için planlanan imza gününü hayranlarının ilgisi nedeniyle uzattı.
On parmağında on marifet olan kadınlardan Şermin Çarkacı. Edebiyatçı, reklamcı, yazar ve üç çocuk annesi. İkizleri Tuna ve Mete, kızı Name ile oynadığı yaratıcı oyunlar ile sosyal medyanın “oyuncu annesi” O. “Her oyuncağın kırılmaya hakkı vardır, ama çocukların asla” diyen bir anne.
Kitabı
okurken, 10 yaşındaki Şermin’in dünyasını gözümüzde canlandırıyoruz. Bakkal
dedesine çıraklık yaparken gösterdiği sivri zekâsı, cin fikirleriyle icat
ettiği ticari satış yöntemleri ve büyükler ile ilişkileri bizi güldürüyor.
HEDEFİM HEM YETİŞKİNİ HEM DE
ÇOCUĞU
AYNI KİTABIN SAYFALARINDA BULUŞTURMAK
Çocuk
kitabı olmasına rağmen, yetişkinlere de ayna tutması açısından büyüklerin de
zevkle okuyabileceği bir kitap “Dedemin Bakkalı”. Şermin Çarkacı’nın dediği
gibi “büyüdünüz diye, ruhunuz da büyüyecek diye bir şey yok. Bir kitap hem
size, hem çocuğunuza hem de anne babanıza hitap edebilir” Kitapla ilgili nasıl
geri dönüşler aldınız?
SAMİMİYETİMİ HİSSEDİYORLAR
Oyuncu
Anne 2014 yılında ilk fotoğrafını instagrama yüklediğinde 400 bini aşkın
takipçiye ulaşacağını öngörüyor muydu? Bu yoğun ilginin sırrı nedir sizce?
Hiç böyle bir öngörüm
olmadığı gibi, böyle bir hayalim de yoktu. 400 bin, 500 bin olsun gibi bir
çabam da olmadı. Ben duygularımı, düşüncelerimi paylaşıyorum. Bütün
samimiyetimle yazıyorum, sadece yazıyorum. Onlar da okuyorlar. Sanıyorum,
ilginin tek sebebi bu samimiyeti hissediyor olmaları.
RUHUMUN BİR KÖŞESİNDEKİ GÜZEL
ÖRNEKLERLE
YOLA DEVAM EDİYORUM
Sosyal medyada çocuklarınızla
oynadığınız, evdeki malzemelerle icat ettiğiniz oyunlar ve güzel önerileriniz
birçok anneye örnek oluyor. Siz hayatınızda kimi veya kimleri kendinize örnek
aldınız?
İnsanlar birini olduğu gibi örnek almaya
çok meyilliler. Ben izleme, tanıma, keşfetme ve bana sıcak gelen şeyleri
kendime alma taraftarıyım. Güzel olan her şey bizimdir. O yüzden okuduğum
kitaplardan, tanıştığım insanlardan, duyduğum hikayelerden bana yakın, sıcak
bulduğum, bana güzel gelen her şeyi aldım attım ruhumun bir köşesine yıllarca.
Şimdi o örneklerle yola devam ediyorum. O yüzden şunu örnek aldım diyemem, her
şeyden, herkesten biraz biraz…
ÇOCUKLARIMI
BÜYÜTÜRKEN TEK BİR ŞEYİ REFERANS ALIYORUM:
KENDİ ÇOCUKLUĞUM
Kitapta
yer alan “Çocukların Yetişkinlerle İletişimde Dikkat Etmesi Gereken Hassas
Konular” Listesinde 5. Maddede yer alan “Yetişkinler çocukları başlarından
savmak için laf değiştirirler. Uzatma, ikna ol. Onlarla yarışamazsın” dan yola
çıkarak biz yetişkinler neden, çocukken bize yapılmasından hoşlanmadığımız davranışları
büyüyünce çocuklara yapmaya devam ederiz? Çocuk yetiştirmede en önemli dikkat edilmesi
gerekenlerden biri de kendi çocukluğunda yaşadığın tecrübeleri unutmamak mı?
Ben öyle yapıyorum. Çocuklarımı
büyütürken sadece şuna bakıyorum, büyük bir özenle oraya bakıyorum, büyük bir
dikkatle tek bir şeyi referans alıyorum: Kendi çocukluğum...
Her şey dün gibi aklımda, olup
bitenler, güldüklerim, ağladıklarım, heyecanlarım, öfkelerim... Kim bana ne
dediğinde yüceliyordum, kim ne dediğinde yerin dibinde hissediyordum... Hepsi
aklımda. İlkokul öğretmenim sadece "benim resmimi de asın panoya"
diye zıpladığım için bir tokat atmıştı bana. Şimdi anneyim, çocukların
yaptıkları resimleri duvara bendeki o yarayla asıyorum. Bir akrabamız bana
"git burnunu sil" demişti herkesin içinde, şimdi çocuklarıma peçeteyi
sessizce uzatırken o utançla uzatıyorum. Annem oyuncak bebeğime elbise örmüştü
günlerce uğraşıp, şimdi kızımın bebeğine o sevinçle elbise dikiyorum.
Annelere de diyorum ki, oturun ve düşünün. Neler üzerdi sizi kendi
çocukluğunuzda? Nelere sevinir, nelere kırılır, nelere gıcık olurdunuz? Sonra
kendi anneliğinize ve çocuklarınıza bakın... Onlar bizim .
“DEDEMİN
BAKKALI” SERGİSİNDE KİTABIN TARİHİNİ GÖRECEKLER
Köyde
bakkala gelen müşteriler ile ilgili birçok unutulmaz anılar okuyoruz. Bunlardan
biri de Vehbi Amca. “Telefonla sipariş ile alışveriş yapan tek müşteri Vehbi
Amca. Zaten en iyi müşteri hiç bakkala gelmeyen müşteridir. Gereksiz
kararsızlıklar yok, ürünü eline alıp bakıp bakıp incelemek yok, o var mı bu var
mı soruları yok. İstediğini söyle, telefonu kapat, bitti.” Vehbi Amcanın 82-83
yıllarındaki hesabının da yer aldığı dedenizin veresiye defterini geçen gün
sosyal medyada paylaşıp bir haber verdiniz. Bu projeden bahsetmek ister misiniz?
Evet, hem de büyük bir heyecanla. Bakkal
kapandığında oradaki bazı eşyaları alıp saklamıştım. Çocuklara anlatırım
ileride, sizin büyük dedeniz bakkaldı ve o bakkalda bu ürünler satılıyordu, der
ve ürünleri gösterip anlatırım diyordum. O yüzden saklamıştım. Zaman zaman
çıkartıp gösteriyordum çocuklara. Sonra kitabı yazdım, o ürünler daha çok
döküldü ortaya. Çocuklar kitapta kolonya dolum şişesinin çizimini görüyorlar
mesela, aaa o şişe evde, oradan kolonya alıyorlar. Sonra düşündüm ki, bunu
başka çocuklar da görsün. Kitabın tarihini görsünler, geçmiş yıllarda bakkallarda
neler satılıyordu görsünler… Ve bu hayalle bir sergi hazırladık. 80’li, 90’lı
yıllarda bakkallarda satılan ürünleri, o dönemin reklamlarını, kitaba konu olan
gerçek objeleri sergileyeceğiz. Anne babalar çocuklarıyla birlikte gelip
sergiyi gezecekler, çocuklar anne babalarının zamanındaki bakkal ürünlerini
görecekler, kitabın tarihini görecekler, yetişkinler kendi çocukluklarına
gidecekler.
1 Yorumlar
Ben de her zaman aynı şeyi söylüyorum. Hatta çocuk olmaya gerek yok şu an bize söylenmesini/yapılmasını istemediğimiz şeyleri onlara yapmamak bu işin sırrı! Düşünün şimdi çocuğunuza arkadaşlarının yanında "yapma demiyor muyum sana" diyorsunuz kızgın bir ses tonu ile. Aynısını eşim bana yapsa çok bozulurum ve ona ters cevap veririm herhalde.:)) Çocuklarda böyle aslında bir şey değişmiyor sonra neden böyle agresif bu çocuk dememeli! Yine güzel bir röportaj olmuş, ellerinize sağlık...
YanıtlaSil