2008 yılı yazıydı Çanakkale'ye gittiğimizde ailece,
Emekli Albay ve aynı zamanda beden eğitimi öğretmeni olan Mehmet Amca'nın  Eceabat Kum Kamp’ta doğa ile iç içe olan evinde kaldık,
Bir Albay ile Çanakkale Destanının yazıldığı topraklarda olmak gerçekten de unutulmazdı,
Bizlere tarihi anlatarak gezdirdi tüm buraları,
O kadar etkilendik ki,
Atatürk ve silah arkadaşlarının gencecik askerlerimizin vatanımızı korurken gösterdikleri kahramanlık hikayeleri gözlerimizi yaşarttı,
Tüylerimiz diken diken oldu. Yürürken çekindik, bu topraklar ne çok kan dökülerek korunmuş değerli yerler,

Bu sabah haberleri izlerken o kadar çok duygulandım ki,
Hey Onbeşli türküsünü Gülay isimli bir sanatçı seslendirmiş,
Olması gerektiği gibi,
Bir ağıt olarak,
Gözlerimden yaş boşaldı o 15-19 yaşlarındaki gençlerin cepheye gidiş hikayelerini anlatıyor bu türkü
Maalesef biz yıllarca bu türkü ile göbek atmış bir milletiz,
Nasıl oluyor da oyun havası gibi bestelenmiş bu türkü,
Anlam veremiyorum,
Hadi biz çocuktuk ve anlamını bilmiyorduk,
Bir bilen yok muydu? Bu şekilde söylenmesine ses çıkarılmadı,
İçim cız etti, kendimden utandım....
Çanakkale Savaşı sırasında, İtilaf Devletleri’nin Nisan 1915’ten itibaren kara çıkartmasına başlamalarıyla birlikte cephede takviye kuvvetlere ihtiyaç hâsıl olunca Sultan V. Mehmed Reşad 14 Mayıs 1331’de (27 Mayıs 1915) bir irade (emir) yayınlayarak, Askeri Mükellefiyet Kanunu’nda değişiklik yapmak ve lise talebelerini de cepheye çağırmak zorunda kalmıştı.
Harbiye Nezareti de bir tebliğ yayınlayarak, 18 yaşındakilerin henüz askerlik hizmetine çağrılmamışları ile bedenleri gelişmiş, harbe elverişli ve silah kullanmaya kabiliyetli olanlarından 15 ila 19 yaş arasındaki müsait bulunanların da kıtalara teslim olmalarını istemişti.
Bu çağrı üzerine, Balıkesir, Bursa, Kütahya, Manisa, Adapazarı, İzmir, Aydın, Muğla ve Konya’nın, tahsillerinin ve hayatlarının henüz başındaki bu yeni yetme gençleri, vatanın kendilerinden beklediği yüce vazifeyi hakkıyla ifa etmek azim ve inancıyla silâh altına koşacaklardı.


Ekseriyeti 15 ila 19 yaşında olan bu genç bahadırların, analarının bu kınalı kuzularının, cepheye katılımları anısına Anadolu’da yakılan meşhur “Hey Onbeşli Onbeşli” adlı türküde de söz konusu durum çok acı ve dramatik bir dille anlatılmıştır. Burada sözü edilen “15’liler” 1315 doğumlulardır. 
Türküde, bu 1315’li gençlerden şöyle bahsediliyordu:
Hey onbeşli onbeşli
Tokat yolları taşlı
Onbeşliler gidiyor
Kızların gözü yaşlı
Aslan yârim kız senin adın Hediye
Ben dolandım sen de dolan gel beriye
Fistan aldım endazesi onyediye
Gidiyom gidemiyom
Az doldur içemiyom
Sevdiğim pek gönüllü
Koyup da gidemiyom 
Buralara gidemeyenler için 2008'de çektiğim fotoğraflarla sizleri baş başa bırakıyorum,
Tüm şehitlerimizin mekanları cennet olsun diyorum,
Zaten cennettir ama,
Bu millet kolay kazanılmadı,
Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına Türk Milletinin vefa borcunu hatırlamamızda fayda var.

























4 Yorumlar

  1. Bende 2 sene önce bir belgesel programında bizim oyun havası olarak bildiğimiz hey 15 linin Çanakkale şehitleri için yazıldığını öğrendim. Ve aynen senin yazdığın gibi inanamamıştım. Nasıl yani, şimdi millet Çanakkale şehitleri için yazılan bestede oyun mu oynuyor diye? Ne kadar tezat bir durum maalesef ki. Bu arada ben ağıt halini dinlemedim. Ama şimdi internetten araştırıp, dinlemek istiyorum.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,

    "Hey On Beşli" ile ilgili söylediklerinize katılıyorum. Nasıl böyle olmuş, böyle olmasına nasıl izin verilmiş; gerçekten bir gariplik var. Eserin öyküsünü pek çok yerde anlatmak belki küçük adımlar da olsa bir çözüm olabilir.

    Renkli günler.

    YanıtlaSil
  3. Ben de ağıt haline merak ettim Maviannem .

    YanıtlaSil
  4. Çanakkale,Destankale... Bu destanı yazanların duygularını,yaşadıklarını mutlaka yüreğimizde hissetmeliyiz.

    YanıtlaSil