HEP BİRLİKTE "KADININ ADI VAR" DİYORUZ !
KADININ ADI VAR: BANU, EBRU, ÖZGE
ANKARA’YA GELİYOR
Banu, bir kadın üçlemesi olan İmza Kızın, İmza Karın ve İmza Ben kitapları ile tanıdığım ve çok
sevdiğim arkadaşım. O sürekli yeni projeler üreten başarılı bir kadın. Onun
seyahat yazılarını Hürriyet Gazetesi Seyahat Ekinde okuyoruz. Aynı zamanda bir
blogger yeni bir proje içerisinde yer alıyor bugünlerde. “Kadının Adı
Var” gösterisi ile ilgili çok samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Önümüzdeki
günlerde gösterilerini Ankara’da yapacaklarının müjdesini vermek istiyorum.
Onlar, kendi olmaktan
gurur duyan, bedenini seven, aklına güvenen, gelişmeye açık
kadınlar. Özge
Uzun ünlü bir haberci, spiker, yazar, Ebru Tuay Üzümcü başarılı bir
psikoterapist, yazar ve aile içi şiddet konusunda uzman ,Banu Özkan Tozluyurt ise yönetim danışmanı, blogger ve yazar.
Bir araya gelen bu üç güçlü kadın,
bir gösteri sahneliyorlar. Bu gösteride, çeşitli kadın hikâyeleri
anlatarak kadınların bilinçlenmesine ve güçlenmesine katkıda bulunmayı
amaçlıyorlar. Ayrıca şu üç sorunun cevabını arıyorlar; İlham aldığınız kadınlar
kimler? Hayatınızın direksiyonunda kim var? İstediğiniz farkı nasıl
oluşturursunuz?
KADINLARIN ÖLDÜRÜLMESİNİ DİZİ FİLM GİBİ İZLEYEMEYİZ
“Kadının
Adı Var” gösterisi nasıl doğdu? Sizi bir araya getiren neydi?
Biz üç arkadaş, üç kadın, üç
anne, üç yazar, üç çalışan sosyal sorumluluk projeleri yaparken tanıştık.
Kanımız kaynadı birbirimize, buluşmaya başladık ara sıra. Bu buluşmalar
esnasında kadınlarla ilgili konuları çokça konuşuyor, ne yapsak diyorduk.
Kadınlar aşağılanıyor, öldürülüyor, baskılanıyor ülkemizde. Bir dizi film gibi
seyredecek miyiz? Mümkün değil. Gece nasıl uyur insan? Önce bir televizyon
programı yapalım dedik. Fazla "düzgün" bulundu yapmak istediklerimiz,
destek bulamadık. Biz de sahneye taşıdık gösterimizi. Bir defada televizyonla
belki bir milyon kişiye ulaşırken, sahnede 300 kişiye ulaşıyoruz fakat etkisi
çok daha büyük oluyor. O nedenle çok mutluyuz bunu yapmaktan.
Kadınların
biyolojik donanımlarını ve sosyal rollerini mercek altına aldığınız, kadınlara
başarının yolunu açmayı amaçladığınız bu gösteriye kadınların ilgisi nasıl?
Çok çok iyi, öyle farklı sosyal
yapıdan kadınlar bir araya gelip, el ele oluyoruz ki, umut doluyoruz. Okuma
yazma bilmeyen de geliyor, üniversite hocası da. Genç kız da geliyor, 80'inini
aşmış büyükanne de. Birçok mektup, e-mail alıyoruz sonra. Onları da web
sayfamızda (www.kadininadivar.com)
yayınlıyoruz.
KALICI
ÇÖZÜM İÇİN EMPATİ KURMALI
Kadınların
kendine güvenli olmasının yanı sıra erkeklerin de kadınlara fırsat vermesi,
saygı duyması çok önemli. Gençlerin ve erkeklerin de sizin gösterinizi
izlemelerini sağlamalıyız değil mi?
Elbette, toplum bir bütündür
zaten ayırmaya kalkınca felaketler doğar. Kadını erkeği, genci yaşlıyı, hastayı
sağlıklıyı, inançlıyı inançsızı ayıramazsınız. Hepimiz birbirimizle
ilişkiliyiz, bu ülkede bu dünyada aynı havayı suyu paylaşıyoruz. Her birimizin
diğeri üzerinde bir etkisi var. Ne kadar birbirimizle temas edebilirsek o kadar
anlayış, empati geliştirir ve sorunlarımıza kalıcı çözümler
üretebiliriz.
Her
gün gazetelerde kadına şiddet ve kadın cinayetleri haberleri okuyoruz. Sadece 8
Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadın haklarından bahsedilmesi sizce de kocaman
bir iki yüzlülük değil mi?
Başka zamanlar da oluyor
bahsedilen ancak burada bir yetersizlik varsa bizden de sebep. O yüzden şikayet
etmek değil, üretmeye odaklanmalıyız. Biz öyle düşünüyoruz. Eksik mi gördük,
bir tuğla koyalım oraya.
KADIN
FAZLA OLUNCA O İŞ YERİNİN VERİMİ ARTIYOR
Türkiye’nin
ilerleyebilmesi için toplumsal önyargılardan ve cinsiyet ayrımcılığından
kurtulmamız gerektiğini düşünüyorum. Erkeklerin bilinçlenmesi ve kadınların
özgürleşmesi için neler yapılmalı?
Kadın erkek daha fazla platformda ilişkilenmeli
elbet. Yani ev işi de olsa, dışarıda para kazanmak da olsa, sosyal yaşama
katılmak da olsa bu kadın ve erkeğin yan yana birbiriyle dost, destekçi olmayı
öğrenmesi önemli. Çocuk yetiştirirken anne baba ortak koşturmalı, evin bakımı
kadın erkeğin ortak yaşam alanı olduğundan beraberce kotarılmalı, kadınlar iş
sahibi olabilmeli, girişimde bulunabilmeli, hayallerini gerçekleştirmenin
peşinden gidebilmeli. Mutluluk bulaşıcıdır, mutsuzluk da. Kendi yaşamının
direksiyonunda olan, sorumluluk alan ve mücadele eden insanın yaşamı
anlamlıdır. Bu anlam paylaştıkça çoğalır. Erkeklerin kadınlara yer açmayı
öğrenmeleri onların da yaşamlarının bütünlenebilmesi, mutlulukları için önemli
ve gerekli. İş yerleri kreşler açarak, ücret eşitliği ve fırsat eşitliği politikaları
benimseyerek ve sosyal sorumluluk projelerini sahiplenerek kendileri de daha
çok kazanmanın önünü açabilirler. Bakın kadının eğitimi %1 artınca o ülkenin
gayri safi milli hasılatına bu durum %3,37'lik bir artışla yansıyor. Kadınlar
kazançlarının %90'ını eğitim, sağlık ve yeni yatırımlara yönlendiriyorlar. İş
yerlerinin yönetim kadroları %30 kadınlardan oluştuğunda o işyerinin verimi
artıyor. Bu rakamlar Dünya Bankası'ndan, Dünya Ekonomik Forumu, Birleşmiş
Milletler ve GoldmanSachs gibi kurumların araştırmalarıyla sabit.
Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan anlamlı, coşkulu yaşamların sağlanması
mümkün gözükmüyor. Akıllı insanlar düşünür, sorgular, öğrenir, diğerleri
ise biat eder. Gösterimize merak eden, mutlu olmak isteyen, madden ve manen zenginleşmek
arzusunda olan herkes davetlidir.
KADININ ADI VAR: BANU, EBRU, ÖZGE
ANKARA’YA GELİYOR
Banu, bir kadın üçlemesi olan İmza Kızın, İmza Karın ve İmza Ben kitapları ile tanıdığım ve çok
sevdiğim arkadaşım. O sürekli yeni projeler üreten başarılı bir kadın. Onun
seyahat yazılarını Hürriyet Gazetesi Seyahat Ekinde okuyoruz. Aynı zamanda bir
blogger yeni bir proje içerisinde yer alıyor bugünlerde. “Kadının Adı
Var” gösterisi ile ilgili çok samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Önümüzdeki
günlerde gösterilerini Ankara’da yapacaklarının müjdesini vermek istiyorum.
Onlar, kendi olmaktan
gurur duyan, bedenini seven, aklına güvenen, gelişmeye açık
kadınlar. Özge
Uzun ünlü bir haberci, spiker, yazar, Ebru Tuay Üzümcü başarılı bir
psikoterapist, yazar ve aile içi şiddet konusunda uzman ,Banu Özkan Tozluyurt ise yönetim danışmanı, blogger ve yazar.
Bir araya gelen bu üç güçlü kadın,
bir gösteri sahneliyorlar. Bu gösteride, çeşitli kadın hikâyeleri
anlatarak kadınların bilinçlenmesine ve güçlenmesine katkıda bulunmayı
amaçlıyorlar. Ayrıca şu üç sorunun cevabını arıyorlar; İlham aldığınız kadınlar
kimler? Hayatınızın direksiyonunda kim var? İstediğiniz farkı nasıl
oluşturursunuz?
KADINLARIN ÖLDÜRÜLMESİNİ DİZİ FİLM GİBİ İZLEYEMEYİZ
“Kadının
Adı Var” gösterisi nasıl doğdu? Sizi bir araya getiren neydi?
Biz üç arkadaş, üç kadın, üç
anne, üç yazar, üç çalışan sosyal sorumluluk projeleri yaparken tanıştık.
Kanımız kaynadı birbirimize, buluşmaya başladık ara sıra. Bu buluşmalar
esnasında kadınlarla ilgili konuları çokça konuşuyor, ne yapsak diyorduk.
Kadınlar aşağılanıyor, öldürülüyor, baskılanıyor ülkemizde. Bir dizi film gibi
seyredecek miyiz? Mümkün değil. Gece nasıl uyur insan? Önce bir televizyon
programı yapalım dedik. Fazla "düzgün" bulundu yapmak istediklerimiz,
destek bulamadık. Biz de sahneye taşıdık gösterimizi. Bir defada televizyonla
belki bir milyon kişiye ulaşırken, sahnede 300 kişiye ulaşıyoruz fakat etkisi
çok daha büyük oluyor. O nedenle çok mutluyuz bunu yapmaktan.
Kadınların
biyolojik donanımlarını ve sosyal rollerini mercek altına aldığınız, kadınlara
başarının yolunu açmayı amaçladığınız bu gösteriye kadınların ilgisi nasıl?
Çok çok iyi, öyle farklı sosyal
yapıdan kadınlar bir araya gelip, el ele oluyoruz ki, umut doluyoruz. Okuma
yazma bilmeyen de geliyor, üniversite hocası da. Genç kız da geliyor, 80'inini
aşmış büyükanne de. Birçok mektup, e-mail alıyoruz sonra. Onları da web
sayfamızda (www.kadininadivar.com)
yayınlıyoruz.
KALICI
ÇÖZÜM İÇİN EMPATİ KURMALI
Kadınların
kendine güvenli olmasının yanı sıra erkeklerin de kadınlara fırsat vermesi,
saygı duyması çok önemli. Gençlerin ve erkeklerin de sizin gösterinizi
izlemelerini sağlamalıyız değil mi?
Elbette, toplum bir bütündür
zaten ayırmaya kalkınca felaketler doğar. Kadını erkeği, genci yaşlıyı, hastayı
sağlıklıyı, inançlıyı inançsızı ayıramazsınız. Hepimiz birbirimizle
ilişkiliyiz, bu ülkede bu dünyada aynı havayı suyu paylaşıyoruz. Her birimizin
diğeri üzerinde bir etkisi var. Ne kadar birbirimizle temas edebilirsek o kadar
anlayış, empati geliştirir ve sorunlarımıza kalıcı çözümler
üretebiliriz.
Her
gün gazetelerde kadına şiddet ve kadın cinayetleri haberleri okuyoruz. Sadece 8
Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadın haklarından bahsedilmesi sizce de kocaman
bir iki yüzlülük değil mi?
Başka zamanlar da oluyor
bahsedilen ancak burada bir yetersizlik varsa bizden de sebep. O yüzden şikayet
etmek değil, üretmeye odaklanmalıyız. Biz öyle düşünüyoruz. Eksik mi gördük,
bir tuğla koyalım oraya.
KADIN
FAZLA OLUNCA O İŞ YERİNİN VERİMİ ARTIYOR
Türkiye’nin
ilerleyebilmesi için toplumsal önyargılardan ve cinsiyet ayrımcılığından
kurtulmamız gerektiğini düşünüyorum. Erkeklerin bilinçlenmesi ve kadınların
özgürleşmesi için neler yapılmalı?
Kadın erkek daha fazla platformda ilişkilenmeli
elbet. Yani ev işi de olsa, dışarıda para kazanmak da olsa, sosyal yaşama
katılmak da olsa bu kadın ve erkeğin yan yana birbiriyle dost, destekçi olmayı
öğrenmesi önemli. Çocuk yetiştirirken anne baba ortak koşturmalı, evin bakımı
kadın erkeğin ortak yaşam alanı olduğundan beraberce kotarılmalı, kadınlar iş
sahibi olabilmeli, girişimde bulunabilmeli, hayallerini gerçekleştirmenin
peşinden gidebilmeli. Mutluluk bulaşıcıdır, mutsuzluk da. Kendi yaşamının
direksiyonunda olan, sorumluluk alan ve mücadele eden insanın yaşamı
anlamlıdır. Bu anlam paylaştıkça çoğalır. Erkeklerin kadınlara yer açmayı
öğrenmeleri onların da yaşamlarının bütünlenebilmesi, mutlulukları için önemli
ve gerekli. İş yerleri kreşler açarak, ücret eşitliği ve fırsat eşitliği politikaları
benimseyerek ve sosyal sorumluluk projelerini sahiplenerek kendileri de daha
çok kazanmanın önünü açabilirler. Bakın kadının eğitimi %1 artınca o ülkenin
gayri safi milli hasılatına bu durum %3,37'lik bir artışla yansıyor. Kadınlar
kazançlarının %90'ını eğitim, sağlık ve yeni yatırımlara yönlendiriyorlar. İş
yerlerinin yönetim kadroları %30 kadınlardan oluştuğunda o işyerinin verimi
artıyor. Bu rakamlar Dünya Bankası'ndan, Dünya Ekonomik Forumu, Birleşmiş
Milletler ve GoldmanSachs gibi kurumların araştırmalarıyla sabit.
Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan anlamlı, coşkulu yaşamların sağlanması
mümkün gözükmüyor. Akıllı insanlar düşünür, sorgular, öğrenir, diğerleri
ise biat eder. Gösterimize merak eden, mutlu olmak isteyen, madden ve manen zenginleşmek
arzusunda olan herkes davetlidir.
5 Yorumlar
Kesinlikle izlemeye gitmeliyim.Benide götür mavianne sen giderken:))) Bu röportajlarına da bayılıyorum ayrıca.
YanıtlaSilİyi ki kadının adı var, iyi ki kadın var, iyi ki sizler varsınız canım...
YanıtlaSilAnkara'ya gelmeleri konusunda çok heyecan duyuyorum.
Böylesine akıllı, üreten ve güzel yürekli kadınlarla yolumun kesişmiş olmasından dolayı da çok şanslı olduğumu düşünüyorum...
Annelerin en tatlı mavisi, ellerine sağlık... Teşekkürler...
Sevgili Fatma, insanın seçtiği kız kardeşleri var bu hayatta ve sen onlardan birisin. O kadar güzel bir ruhun var ki. Yazın o kadar içten olmuş ki, oturup ağladım, ne şanslı bir insanım diye dua ettim. Ankara'ya gelip sıkı sıkı sarılmak istiyorum
YanıtlaSilKadriye; hep birlikte gideceğiz tabi haber vereceğim
YanıtlaSilHeyyfi: Ben de aynı fikirdeyim şekercim, heyecanla bekliyoruz Ankara gösterilerini
Banunun Dünyası: Banucum ne güzel bu söylediklerin. Kalp kalbe karşıymış derler ya ben de seni tanıdığım günden beri böyle hissediyorum. Yüreği güzel içinde kıskançlık kötü niyet olmayan insanların birbirini bulması harika. Allah bozmasın :)))
İmza:... kitapları serisini ve bu güzel projeyi sayende izledik sevgili arkadaşım...Banu Tozluyurt'u da böylece tanıdık. Hayata pozitif değerler katmaya çalışan, bunu projelendirip bizlere sunan ve toplumda farkındalık yaratan bu güzel emekçilerin sesi olduğun için seni tebrik ederim..
YanıtlaSil