Kağıt Fabrikasındaydım cuma günü
Ormandan gelen odunlar fabrikaya giriyorlar
Bir sürü işlemden geçiyorlar,
Sonuç olarak,
Odun olarak girdikleri fabrikadan kağıt olarak çıkıyorlar,
Şöyle bir düşündüm de,
Bu dünyaya odun gelip odun giden ne çok insan evladı var,
Ne yazık,
İnsanın kendini yontması, törpülemesi,
Güzel bir kağıda dönüşmesi o kadar zor mu?
Bence hiç de zor olmamalı,
Azimle ve çalışmayla insan kendini eğitebilmeli...

Zonguldak, Çaycuma, Filyos,
Havasını soluyup döndüm,
Karadenizin gri ve dalgalı denizine baktıkça bakasım geldi,
Zonguldağın dağlara dizili evleri,
Kömür rayları,
Beni hüzünlendirdi, kasvetli geldi bu şehir bana,
Madencilerimizin acıları aklıma geldi,
Üzüldüm,
Filyosta deniz kenarındaki lokantada balık yedik, harikaydı,
Çaycuma'ya giderken Ankara'dan yerel bir otobüse binmiştik,
Otobüs öyle eskiydi ki o atmosfer beni 90'lı yıllara götürdü,
Sanki zaman tünelinden geçip geçmişe döndüm,
Muavinin saçı bile  o yıllardan kalmaydı sanki,
Nostaljik bir yolculuk oldu....

5 Yorumlar

  1. İmrendim şimdi oralara Mavi annecim... Ne güzel gidip görmüşsün, darısı başımıza...

    YanıtlaSil
  2. Bağnatımda sorun var yazdım gitmedi:(

    bakalım bu gidecek mi çok imerniyorum sık sık şehir dışına çıkanlara demiştim:)

    YanıtlaSil
  3. Harika bir bağ kurmuşsun gerçek odun ve insan odunlar arasında.Keşke dediğin gibi herkes hayatta bir kağıt kadar değerli hissedebilse kendini.

    YanıtlaSil
  4. ne güzel tanıdık bildik yerler isimler okumak gidip gormuş kadar olmak sayende...

    YanıtlaSil
  5. Güzel, benim geldiğim bölge:) Kdz.Ereğli`ye de uğrayın bir sonrakine derim...

    YanıtlaSil